Öz
Günümüzde “dikey orman” olgusu, ekolojide gelinen son nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentsel dokudaki mimari yapılarla kombinasyonu ise, yoğun kent dokusunda bedensel ve ruhsal yapısı deformasyonla karşı karşıya kalan insan faktörüne, özlemini duyduğu doğal yaşam ortamını sunması ile öne çıkmaktadır. Bu anlamda, mimari yapılarda “dikey orman” tasarımının, kule formasyonundaki kentsel konutlarda yaşayan bireyler ile ağaç, ağaççık ve çalı formlu bitkileri bir araya getirmesi; bir başka deyişle, kent merkezinde etrafı bitkilerle çevrelenmiş çok katlı mekânsal yaşam alanları sunması önem arz etmektedir. Bu yönüyle de, sürdürülebilir konutlar ve kentsel çevre için yeni bir model oluşturması ile söz konusu tasarım bu çalışma için referans kabul edilmiştir. Dolayısıyla çalışmada, kent dokusuna estetik yönden getireceği zenginlik dışında, özellikle fonksiyonel anlamda yadsınamayacak getirileri dünyadan örneklerle araştırılmıştır. Öyle ki, “dikey orman” tasarımının bölgede hava kirliliğinden kaynaklı/toz ve karbon gazı gibi maddelere karşı koruyucu olması, bitkisel çeşitlilikle kuşlar ve böcekler için bir yaşam alanı sunması, güneş ışığını engelleyerek ve absorbe ederek ortama gölgelik ve serinlik sağlaması, havaya oksijen salınımı ile mikroklimatik bir çevre oluşturması gibi katkıları bu kapsamda değerlendirilmiştir. Spesifik olarak 2010 yılı istatistiklerine göre İstanbul, Ankara ve İzmir anakentlerindeki sadece mevcut otomobillerin CO2 emisyonları dikkate alındığında bu kentlerde olması gereken yetişkin ağaç sayıları geçtiği il sırasıyla 4 553 330, 2 310 617 ve 1.273 197 adet olarak bulunmuştur. Sonuç olarak çalışmada, anakent mimari yapılaşmasında “dikey orman” yaklaşımının benimsenmesi, nitelik ve nicelik açısından zenginleştirilmesi ile kent dokusuna, ekolojisine, yaşamına ve peyzajına kazandırdığı katkılara vurgu yapılmıştır.