Amaç: Bu çalışma madde kullanım bozukluğu olan hastalarda bilinçli farkındalık düzeylerini ve bunun tedavi motivasyonuna etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu çalışma 184 madde kullanım bozukluğu olan hastayla gerçekleştirildi. Veri toplama sürecinde Kişisel Bilgi Formu, Bilinçli Farkındalık Ölçeği (BİÖ), Tedavi Motivasyonu Anketi (TMA) kullanılmıştır.
Bulgular: BİÖ ile TMA düzeyleri arasında pozitif yönde yüksek düzeyde bir ilişki olduğu görüldü (r: 796, p<0.01). Ayrıca tespit edildi ki, bilinçli farkındalık yordayıcı değişkeninin tedavi motivasyonu yordanan değişkenindeki varyansın %63’ünü açıklamıştır (R2: 0.634, p<0.001). Regresyon modeline dâhil edilen yordayıcı değişkenin Beta katsayısı 0.796’dır. Buna göre bilinçli farkındalığın tedavi motivasyonu üzerine pozitif yönde anlamlı bir etkisinin olduğu görülmektedir (p< 0.001).
Tartışma: Çalışmaya katılan hastaların bilinçli farkındalık düzeylerinin ortalamanın altında olduğu tespit edilmiştir. Bilinçli farkındağın madde kullanım bozukluğu tedavisi için uygun bir odak noktası olabileceği düşünülmektedir. Bunun yanında bilinçli farkındalığı yüksek olan hastaların tedavi motivasyonunun yüksek olduğunu tespit etmiştir. Bu bulgular madde kullanım bozukluğu olan hastaların bilinçli farkındalıklarını arttıran uygulamaların kliniklerde rutin olarak uygulanmasını desteklemektedir.
Objective: This research aimed to assess the mindfulness levels among individuals with substance use disorder (SUD) and investigate its influence on treatment motivation.
Method: A descriptive and cross-sectional study was carried out involving 184 SUD patients. Data collection utilized a Personal Information Form, The Mindful Attention Awareness Scale (MAAS), and the Treatment Motivation Questionnaire (TMQ).
Results: A strong positive correlation was identified between MAAS and TMQ levels (r: 0.796, p<0.001). Furthermore, the mindfulness predictor variable was found to account for 63% of the variance in the treatment motivation predicted variable (R2: 0.632, p<0.001). The Beta coefficient of the predictor variable in the regression model was 0.795, indicating a significant positive impact of mindfulness on treatment motivation (p<0.001).
Conclusion: The study revealed that the conscious awareness levels of participants were below average, suggesting that conscious awareness may be a suitable target for SUD treatment. Additionally, individuals with high mindfulness exhibited elevated treatment motivation, emphasizing the importance of incorporating mindfulness-enhancing practices in clinics for individuals with SUD.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Psikiyatri, Madde Bağımlılığı |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 8 Şubat 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 8 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 25 Sayı: 3 |
Bağımlılık Dergisi - Journal of Dependence