İslâm dininin iki temel kaynağı olan Kur’ân ve hadîsin birbirlerini desteklemeleri beklenirken ikinci ana kaynağa bazı uydurmaların dâhil edilmesi, birinci ana kaynakla aralarında çelişki varmış gibi bir tehlikenin oluşmasına sebep olabilmektedir. Fitne olayları sonrası siyasî ve itikâdî oluşumların düşüncelerini nebevî kaynaklı göstermek için Hz. Peygamber adına yalan uydurma girişimleri karşısında münekkit muhaddisler hadîs usûlünün temellerini oluşturan çeşitli yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Ümmet birliğinin bozulması sonrası gelişigüzel nakledilen rivâyetlere karşı hassasiyet daha da artmış ve çokça hadîs rivâyet etme faaliyeti hoş karşılanmamıştır. Bundan dolayı muhaddisler bilinen râvî ve hadîslerin rivâyetine ağırlık vermişlerdir. Hadîs ve hadîs usûlü kaynaklarında bunun örneklerinden biri olarak İbn Abbâs’ın, Büşeyr’in bazı hadîslerini tekrarlatması veya onlara kulak asmaması rivâyeti öne çıkmaktadır. İbn Abbâs’ın uydurma faaliyetinin olduğu bir ortamda gösterdiği tepki gayet normal iken bu tutumunun kaynağında Büşeyr’in veya onun naklettiği hadîslerin sebep olup olmadığının bilinmesi gerekmektedir. Bunun için rivâyetler sened açısından değerlendirildikten sonra metin tenkidi ve Büşeyr hakkında elde edilecek bilgiler üzerinden bir yorumlamaya tabi tutulacaktır.
While it is expected that the Qur`an and the hadiths, as the two fundamental sources of Islam, support one another, adding some fabricated ones to the second primary source could have formed the basis for peril of being a contradiction between the first and the second primary sources. After the events of fitna, hadiths scholar critics developed various approaches underpinning the methodology of hadiths as opposed to political and religious groups who attempted to fabricate lies on behalf of Prophet Mohammed to show that their views are prophetic. Following the breakdown in the unity of the ummah, sensitivity increased even more towards indiscriminately narrated hadiths and the act of narrating too many hadiths was regarded unwelcome. For this reason, hadiths scholars have focused on the narratives of eminent narrators together with well-known hadiths. As an example of this situation in the sources of hadith and hadith methodology, the narrative that Ibn Abbas made some narrations narrated by Buşeyr repeated or disregarded them, comes on the front line. It is required to be known if Buseyr himself or the hadiths narrated by himself lay at the root of the attitude of Ibn Abbas, though his reaction is simply usual in a place where fabricating is quite common. For this reason, after the narrations are evaluated in terms of truthfulness, they will be subject to an interpretation over information which is to be elicited from textual analysis and regarding Buşeyr.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 10 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 11 |