Öz
Kamu Tercihi Teorisinin iktisat politikası uygulamalarına temel bakış açısını oluşturan “Anayasal İktisat" yaklaşımının özünde siyasi süreçte rol alan aktörlerin davranışlarının iktisadi analizinin yapılarak devletin iktisadi alandaki yetkilerinin anayasal düzeyde tanımlanması ve sınırlarının belirlenmesi yatar.
İktisat yazınında 1970’li yılların başlarına kadar hâkim olan görüş devletin aktif talep politikalarıyla arzu edilen makro ekonomik hedeflere ulaşabilmesinin mümkün olacağıydı. Ancak bu yıllarda ortaya çıkan ve geleneksel iktisat teorileriyle açıklanamayan gelişmeler talep yönlü iktisat politikalarına yönelecek bir şüpheyi de beraberinde getirmiştir. Temellerini Sosyal Sözleşme Teorisi ve Kamu Tercihi Teorisinden alan, devletin aktif rolünü sorgulayan, siyasi ve iktisadi alanda rol alan birimlerin davranışlarının Maximand İlkesinden hareketle keyfi uygulamalara dönüşebileceğini savunan Anayasal İktisat Yaklaşımı bu yönüyle aktif iktisat politikalarına bir alternatif olarak kabul edilmektedir.
Bu çalışmada Anayasal İktisat Teorisinin temelleri, varsayımları ve önerileri incelenecek, daha sonra geçiş ekonomisi kavramı açıklanarak geçiş ekonomilerinde devletin rolü sorgulanıp bir mali anayasa oluşturulmasının önemi üzerinde durulacaktır.