Throughout history, the path and journey that attracted the attention of humanity has been subjected to many literary texts at different times. While the theme of the journey, which takes its place in the in the literary texts as a reflection of the search within humanity, is initially seen as a tangible journey for issues such as reaching a lover or a longed for a land, it gradually takes the form of inner journey that man makes towards his own self.
The journey is a measure that reveals the depth in the souls of the heroes. The struggles of the person to overcome to obstacles that the encounters during the journey, conduce to reveal his determination as well as the development of his abilities. The high qualities of the people are revealed based on success of the journey. It is possible for the person to know himself, to confront himself and to reveal the high moral qualities in his disposition with his journey into himself. Especially in classical literature texts, which are shaped under the influence of Sufism, the examples of this have been given a lot. The classical poets many of whom belong to a certain cult and struggle to attain God who is a true lover, have also mentioned their spiritual travel to their own hearts in their works. It is possible to see this situation in the repeated voice ode named “we go” of Nâilî being one of the representative of classical literature in 17 century. In this poem, Nâilî expressed his spiritual pursuit and the ways he preferred to achieve his goal.
In this study, Nâilî’s repeated voice ode”we go” will be tried to interpret in the context of the journey.
Özet
Tarih boyunca insanlığın ilgisini çeken yol ve yolculuk, farklı zamanlarda birçok edebî metne konu olmuştur. İnsanlığın içindeki arayışın bir yansıması olarak edebî metinlerde yerini alan yolculuk teması, başlangıçta sevgiliye ya da özlem duyulan bir diyara ulaşmak gibi meseleler için çıkılan maddi bir yolculuk olarak görülürken zamanla insanın kendi benine doğru yaptığı bir iç yolculuk şekline bürünmüştür.
Yolculuk kahramanların ruhlarındaki derinliği ortaya koyan bir ölçüdür. Kişinin yolculuk boyunca karşılaştığı engelleri aşmak için verdiği mücadeleler, onun kararlılığını ortaya koyduğu gibi kabiliyetlerinin inkişafına da vesile olur. Kişilerdeki yüksek vasıflar, çıkılan yolculuktaki başarı nispetinde açığa çıkar. Kişinin kendini tanıması, kendi beniyle yüzleşmesi ve fıtratındaki yüksek seciyeleri açığa çıkarabilmesi, kendi içine yaptığı yolculukla mümkün olabilmektedir. Özellikle tasavvufun etkisi altında şekillenen klasik edebiyat metinlerinde bunun örneklerine çokça yer verilmiştir. Birçoğu belli bir tarikata mensup olan ve hakiki sevgili olan Allah’a kavuşma mücadelesi veren klasik şairler, kendi gönüllerine yaptıkları manevi seyahati eserlerine de konu edinmişlerdir. Bu durumu 17. yüzyıl klasik edebiyat temsilcilerinden olan Nâilî’nin “giderüz” redifli gazelinde de görmek mümkündür. Nâilî, bu şiirinde manevi arayışını ve hedefine ulaşmak için tercih ettiği yolları dile getirmiştir.
Bu çalışmada Nâilî’nin “giderüz” redifli gazeli, yolculuk bağlamında yorumlanmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 1 |