İslam mezhepleri içerisinde
geleneksel düşüncenin en önemli temsilcilerinden kabul edilen Hanbelîlik, aklî
istidlâllere karşı mesafeli duruşu ile bilinmektedir. Buna rağmen, tarihsel
şartların etkisi ve bazı temsilcilerinin ortaya koymuş olduğu yaklaşımlar ile
mezhep içinde aklîleşme eğilimleri görülmektedir. Bununla birlikte, belli
dönemlerde mezhebin kimliğini oluşturan temel konuların yorumlanmasında ortaya
çıkan bu eğilimler, mezhep içi tartışmalara da sebep olmuştur. Bu bağlamda İbn ͑Akîl, Hanbelî düşüncede aklîleşme sürecini başlatan önemli
düşünürlerden biri olarak kabul edilmektedir. Yetişme döneminde farklı
mezheplere mensup âlimlerden ders almış olması, onun bu yaklaşımında etkili
olmuştur. Buna rağmen İbn ͑Akîl, Hanbelî düşüncenin
şekillenmesinde önem taşıyan konularda geleneksel tepki ve yaklaşımları
sergilemiştir.
Hanbelî geleneğin oluşumunda Halku’l-Kur’an meselesi
hayati bir konumda bulunmaktadır. Bu konu, Ahmed b. Hanbel’in karizmatik
otoritesinin ortaya çıkmasında ve daha sonraki süreçte mezhebin teşekkülünde
belirgin bir faktör olmuştur. Aynı şekilde Sünni düşüncenin içinde konu
hakkındaki çeşitli yorumlar, zamanla farklılaşmanın da temelini oluşturmuştur.
Bu bağlamda İbn ͑Akîl, her ne kadar aklî metotları fıkıh ve kelam
gibi ilim dallarında kullanmış olsa da aynı yöntemi benimsemiş olan Eş’arî
düşünceyi, özellikle Kur’an’ın yapısına dair görüşlerinden dolayı
eleştirmiştir. Bu sebepten dolayı, İbn ͑Akîl’in eleştirileri, Hanbelî
düşüncenin aklîleşme sürecinin yönünü tespit edebileceğimiz bir özellik
taşımaktadır. Bununla birlikte onun bu yaklaşımı, tarihsel süreçte Hanbelî ve
Eş’arî ilişkilerinin on birinci yüzyıl Bağdat’ındaki seyrini görebileceğimiz
önemli bir kaynak özelliği taşımaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 10 |