Samos is the fourth largest island in the southeast of the Aegean Sea, after Rhodes, Lesbos and Chios. Samos Island is at a strategic point in terms of its location and the Ottoman Empire made this island semi-autonomous in 1832. The island also drew attention with its small number of Muslims, and the people earned their living from agriculture. Grapes were one of the main livelihoods of the island along with olives. A large part of the grapes was devoted to wine production and was sold abroad, mainly in Italy and France. Diseases that occurred in the vineyards of the island caused unrest in the sale of the wine obtained from the grapes. Another problem in the export of wine was the change in the customs tariff, the increase in the tax rate in foreign customs due to the sale of wine with spirit. The Ottoman palace used and consumed the grapes produced by the island as a purchase of miri. Although incorporation efforts were attempted to sell the wine in the archive documents, they could not be implemented. While the certificates received through the consuls were kept valid in the acceptance of wines to Italy, France, Austria; it was stated that over time, there were problems at the customs and an analysis was requested. Since Samos wine wass a highly demanded product with its delicious taste, it represented the Ottoman Empire at the Chicago Fair held in the USA in 1892. The main sources of our article are the documents in the Ottoman Archives of the Presidency of State Archives and the statistics of the period. Every detail reflected in the documents about viticulture and the diseases that plague the vineyards in Samos, as well as wine production and exportation of wine has been explained.
Sisam, Ege Denizi’nin güneydoğusunda Rodos, Midilli ve Sakız’dan sonra dördüncü büyük adadır. Sisam Adası bulunduğu yer itibariyle stratejik bir noktadadır ve Osmanlı Devleti bu adaya 1832’de yarı özerk bir duruma getirmiştir. Ada az sayıda Müslüman varlığıyla da dikkati çekmekte, halk tarımla geçimini temin etmektedir. Üzüm zeytinle beraber adanın temel geçim kaynaklarından biridir. Üzümün büyük bir kısmı şarap üretimine ayrılmakta ve yurt dışına başta İtalya ve Fransa olmak üzere satılmaktadır. Adada üzüm bağlarında meydana gelen hastalıklar üzümden elde edilen şarabın da dışarıya satılmasında huzursuzluklar yaşanmasına neden olmuştur. Yine şarabın dışarıya satımındaki diğer sıkıntı gümrük tarifesinin değişikliği, şarapların ispirtoyla beraber satışından dolayı dış ülkelerdeki gümrüklerde vergi oranın yükseltilmesidir. Osmanlı sarayı adanın ürettiği üzümü miri mübayaa olarak kullanmış ve tüketmiştir. Arşiv belgelerinde şarabın satılması için şirketleşme çalışmalarını teşebbüs edilmişse de hayata geçirilememiştir Şarapların İtalya, Fransa, Avusturya ’ya kabul edilmesinde konsoloslar vasıtasıyla alınan şehadetnameler geçerli tutulurken; zamanla gümrüklerde sıkıntı çıkarıldığını ve tahlil istendiği belirtilmiştir. Sisam’ın şarabı nefis tadıyla oldukça talep edilen bir ürün olması dolayısıyla 1892 yılında ABD’ de yapılan Chicago Fuarın’nda da Osmanlı Devleti’ni temsil etmiştir. Makalemizin temel kaynakları Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi’nde bulunan evraklar, dönemin istatistikleridir. Sisam’da bağcılık ve bağlara musallat olan hastalıklar ile şarap üretimi ve şarapların dışa satışı hakkında evraklara yansıyan her detay anlatılmıştır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 22 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 1 |