Because of its long historical background, labour migration from Turkey to
Germany has many implications within everyday life. With its huge potential migration
is transforming both residents and migrants at the same time. Religion has an important
function in this transformation because it is embedded in all sphere of life. In this
study, different from other researches, it is focused on migration and religion with the
perspective of everyday life sociology. This is because everyday life sociology makes easy
to recognize the routines in and of social relations and practices. In doing so, it both gives
importance to the ordinary and sees ordinary as a category of analysis. Religion as tactic
and resistance mechanism of ordinary people- Turkish origin pupils- against the strategy
of German education system stands at the center. The article finds that both within the
school and outside of the school, religion has a crucial function for the continuity of
Turkish identity. Students define themselves together with cultural and religious codes.
These two codes could not be separated and the interpretation of these codes both
different from as in Turkey and Germany.
Türkiye’den Almanya’ya doğru gerçekleşen işçi göçünün uzun tarihsel geçmişi
bugün gündelik hayatın içinde birçok etkisi olan bir sürece yol açmıştır. Göç kendi
içinde taşıdığı geniş potansiyelle hem yerli halkı hem de göçmenleri eş zamanlı
dönüştürmektedir. Din bu dönüşümde hayati bir fonksiyona sahiptir, çünkü hayatın her
alanıyla ilişkilidir. Bu çalışma diğer çalışmalardan farklı olarak göçe ve dine gündelik
hayat sosyolojisi perspektifinde bakmaktadır. Gündelik hayat sosyolojisi sosyal ilişkileri
kendi rutini içinde ve dışında anlayarak sıradan insanı araştırmanın merkezi yaparak
görünenin ardında görünmeyeni anlamaya çalışır. Bu noktada din gündelik hayatta
sıradan insanın taktik ve direniş biçimi olarak Alman eğitim sisteminin stratejilerine
karşı merkeze oturmaktadır. Makalede hem okul içinde hem de okul dışında dinin Türk
kimliğinin devamını sağlayan kritik bir rolü olduğu tespit edilmiştir. Öğrenciler kendilerini
hem kültürel hem de dini kodlarla tanımlamakta ve bu iki kodlamanın birbirinden
ayrılamayacak kadar içiçe oldukları anlaşılmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 1 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır