This study focuses on the status of the mevâlî in
the administrative levels and society during the early period of the Abbasid
Caliphate. The Abbasid Caliphate which founded on the geographical and
relatively political legacy of the Umayyad Caliphate who left large lands with
their conquests, chose to give priority to the nations and tribes that
supported the revolution while forming their own management paradigm. The
conditions and preferences developed after the Abbasid revolution, which was
supported by the Arabs, caused the Arabs to remain secondary. Strengthened
Khorasan people and mevâlî launched the Şuûbiyya movement under the influence
of their past sufferings. This movement, which
had a clear understanding in terms of its political and cultural aspects, has
been an influential factor in the disintegration of the Muslim world.
Mevâlî, who had a place in the palace life near the
caliph, was strengthened by the positions they gained. Some of them were people
who were described as mevâli during the Umayyad period. The rest were slaves.
During the early period of Abbasid they served as governor and translator. It
can be also said that the ex-mevâlî women who had son became very effective in
the palace life in this period.
The role of Arabs decreased in the military in the
Abbasid period as in all other fields. The main factor in the victory of the
Abbasid revolution was the Khorasan army. They played a decisive role in the
military life. Over time, the Turks became active in the sovereign army which
were consisting of the mevâlî. In fact, it would not be wrong to say that
Mevalî was composed of Turks during this period. When the caliphs began to
establish an army to be hosted in garrison cities, a surge of mevâlî toward
cities began. In the early period of the Abbasid dynasty which is
considered the last great state of the formation of Islamic civilization, the
importance of the concept of mevali became a precursor to the collapse of the
claim of caliphate. The
activities of mevali weakened this family-based claim, and the peripheral
forces became stronger as the central government lost power.
Bu çalışmada Emevilerden Abbasilere geçen
dönemden itibaren mevalinin yönetim kademelerinde ve toplumdaki statüsü üzerinde
durulmaktadır. Gerçekleştirdikleri fetihlerle geniş bir coğrafya bırakan
Emevilerin coğrafi, nisbeten siyasî mirası üzerinde kurulan Abbasi hilafeti
kendi yönetim paradigmasını oluştururken ihtilali destekleyen millet ve
kabilelere öncelik vermeyi tercih etmiştir. Arapların da destek verdikleri
Abbasi ihtilalinin ardından gelişen şartlar ve tercihler Arapların ikinci
planda kalmalarına sebep oldu. Güçlenen Horasanlılar ve mevali geçmiş
mağduriyetlerinin de etkisiyle şuubiyye hareketini başlattılar. Siyasî,
kültürel yönleri belirgin bir anlayış olan bu hareket Müslüman dünyanın
parçalanmasında etkili unsurlardan biri oldu.
Saray hayatında halifenin yakınında yer
tutan mevali, elde ettikleri mevkilerle iyice güçlendiler. Bunların bir kısmı
Emeviler döneminde mevali olarak nitelendirilen insanlardı. Diğer bir kısmı da
kölelerdi. Bu dönemde ise valilik ve mütercimlik yaptılar. Sarayda ve haremde
köle/cariyelere rastlanır. Saray hayatında ümmü veled olan kadınların
etkinliğinin de bu dönemde kendisinden söz ettirdiği söylenebilir.
Abbasiler döneminde Arapların rolü, bütün
alanlarda olduğu gibi orduda da azaldı. Onlar durdurulamayacak bir gelişmeyi
hızlandırmışlardı. Abbasi ihtilalinin zafere ulaşmasında başlıca etken olan
ordu Horasanlıydı. Askerlik hayatında ise belirleyici rol oynadılar. Mevaliden
oluşan hassa ordusunda Türkler etkin oldular. Hatta bu dönemde mevalinin
Türklerden oluştuğu söylense yanlış olmaz. Halifeler özellikle garnizon
şehirlerde barındırmak üzere bir ordu kurmaya başlayınca, bunun doğal sonucu
olarak kentlere doğru bir mevali akını başladı.
Toplumun değişim yaşadığı ve toplum
katmanları arasında hızlı geçişlerin olduğu, yönetimin dayandığı esasların
değiştiği bu dönemde Emevilerin bıraktığı devlet, toplum ve askeri düzenin ne
şekilde değiştiği de bu çalışmada ortaya konulmuştur.
İslâm medeniyetinin teşekkül devrinin son
büyük devleti sayılan Abbasilerin ilk yüzyılında mevali kavramının kazandığı
önem hilafet iddiasının da çöküşünün habercisiydi. Çünkü soya dayalı iddia
artık mevalinin etkinliği ile gittikçe zayıflayacak, merkezi yönetim gerilerken
çevredeki unsurlar güçlenecekti.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 2 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır