Şahit görerek bildiği bir olayı veya bir şahsın başkası üzerindeki hakkını hâkimin huzurunda “şahitlik ederim” diyerek haber veren kimseyi ifade eder. İslâm ceza hukukunda şahit beyanı, ikrardan sonra en kuvvetli ispat vasıtası kabul edilir. Ancak mahkemede bir olaya tanıklık eden şahidin kendiliğinden şahitliğinden dönmesi mümkün olduğu gibi hâkimin telkini sonucu da dönmesi mümkündür. Şahit gerek hüküm verilmeden önce gerek hüküm verilip infaz edilmeden önce şahitliğinden dönerse şahitliği hiç yapılmamış gibi geçersiz olur. Bu sebeple İslam hukukukçuları hâkimin mahkeme esnasında şahide şahitliği ile ilgili herhangi bir telkinde bulunup bulunmayacağını tartışma konusu etmişlerdir. İslam hukukçularının cumhuru insan hakları ile ilgili davalarda hâkimin şahide hiçbir şekilde telkinde bulunmasının caiz olmadığını söylerken bazıları bunun caiz olduğunu söylemişlerdir. Allah hakları kapsamına giren had davalarında hâkimin şahide şahitliğinden vazgeçmesini ya da şahitliğinden dönmesini telkin edip edemeyeceği konusunda da İslam hukukçuları ihtilafa düşmüşlerdir. Çoğunluk hâkimin bu konularda şahide telkinde bulunmasını caiz görürken bazıları bunun caiz olmadığını ileri sürmüşlerdir. Bu çalışmada hâkimin şahide şahitliği ile ilgili herhangi bir telkinde bulunmasının caiz olup olmadığı meselesini ele aldık.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 25 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 1 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır