Bu çalışma teklîfî hükümlerden sünnetin fıkıh usûlündeki mahiyeti ve kıraat ilminde hangi anlamda kullanıldığı hakkındadır. Sünnet kavramının nerede lügavî nerede ıstılâhî anlamda kullanılıp kullanılmadığının bilinmesi sünnet kavramının mahiyetini anlamak açısından önemlidir. Bundan dolayı çalışma iki ana bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde sünnet kavramının fıkıh usûlündeki mahiyeti üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde kıraat ilminin iki meselesi hakkında verilen sünnet hükmünün mahiyeti izah edilmeye çalışılmıştır. Bu iki meseleden birincisi kıraatlerin sünnet olması; diğeri mushaf hattına ittibâın sünnet olmasıdır. Kıraat kitapları ile tefsir ve fıkıh kitaplarında kıraatlerin tabi olunması gereken bir sünnet olduğu ifade edilmiştir. Bu çalışmada kıraatlerin sünnet olmasının anlamının bu meyanda görüş beyan eden kıraat, tefsir ve fıkıh âlimlerinin ortak görüşüne göre kıraatlerin tevkîfî olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla kıraatlerin sünnet olması, kıraatlerin yeteri sayıda uzmanlık alanı seçen kişiler tarafından bilinmesinin vâcip/farz olması anlamındadır. Mushaf hattına ittibâın sünnet olması hakkında ise âlimlerin üç farklı görüşte olduğu tespit edilmiştir. Bunlar resm-i mushafın tevkîfî olduğu görüşü; resm-i mushafın ictihâdî olduğu görüşü ve resm-i mushafın tevkîfî olup yeterince kişinin onu bilmesinin yeterli olmasının yanında resm-i kıyâsî ile yazmanın da câiz olduğu görüşüdür. Kıraatlerin tevkîfî olmadığı görüşünde olan Bâkıllânî, İbn Haldûn ve Ezher ulemasının müctehid vasfında olmamaları ve tevkîfî kabul edilmesi görüşünde olan selef ulemanın görüşlerinin daha isabetli olması resm-i mushafa ittibâın lüzumunu ifade etmeye yeterlidir. Ayrıca kıraatlerin sıhhat şartlarından birisi olan resm-i Osmânî’ye uyma kuralının bulunması resm-i mushafın tevkîfî olduğunun kabul edilmesini gerektirir. Bunun yanında tevkîfî olmadığını söyleyenlerin çoğunluğu Kur’an’ın asıl nüshalarının ilk yazılan hat ile yazılması gerektiğini de kabul etmektedirler. Sadece sıradan halkın Kur’an okurken okuduğu gibi yazılmasının bir kolaylık olacağını ifade etmektedirler. Sonuç olarak kıraatlerin sünnet olmasının ve mushafa ittibâın sünnet olmasının anlamının vâcip olduğu söylenebilir.
This study is about the nature of the sunnah, one of taklīfī aḥkām, in the fiqh procedure and in what sense it is used in the science of qirāʾah. Knowing where the concept of sunnah is used in its lexical and terminolojical sense is important in understanding the nature of the concept of sunnah. Therefore, the study is divided into two main parts. In the first part, the nature of the concept of sunnah in the method of fiqh is emphasized. In the second part, the nature of the sunnah ruling on two main issues of the science of qirāʾah has been tried to be explained. The first of these two issues is that qirāʾahs are sunnah; The other one is that it is sunnah to follow the script of the muṣḥaf. It has been stated in qirāʾah books, tafsīr and fiqh books that qirāʾahs are a sunnah that must be followed. In this study, it has been concluded that the meaning of the qirāʾahs being sunnah is that the qirāʾahs are tawqīfī according to the common opinion of the scholars of qirāʾah, tafsīr and jurisprudence who have expressed their opinions in this regard. In this respect, the qirāʾahs being sunnah means that it is obligatory/farḍ for the qirāʾahs to be known by a sufficient number of people who have chosen a field of expertise. As for the sunnah of obedience to the script of the muṣḥaf, it has been found that scholars hold three different views. These are the view that the script of the muṣḥaf is tawqīfī; the view that the script of the muṣḥaf is ijtihādī; and the view that the script of the muṣḥaf is tawqīfī and that it is permissible to write it with the orthographic script of the mushaf as long as enough people know it. The fact that al-Bāqillānī, Ibn Khaldūn and the scholars of al-Azhar, who hold the view that the qirāʾah is not tawkīfī, are not mujtahids and that the views of the salaf scholars, who hold the view that it is tawkīfī, are more accurate is sufficient to express the necessity of to be subject to the script of the muṣḥaf. In addition, one of the conditions for the authenticity of the qirāʾah, the rule of beying the script of the muṣḥafs copied by Ḥaḍrat ʿUthmān, requires the acceptance of the script as tawqīfī. In addition, the majority of those who say that it is not tawqīfī also accept that the original copies of the Qurʾān should be written with the writing that was originally written. They only state that it would be a convenience to write the Qurʾān as the ordinary people read it. In conclusion, it can be said that the meaning of the sunnah of the qirāʾah and the sunnah of obedience to the muṣḥaf is wājib.
Science of Qirāʾah Science of Fiqh Science of Uṣūl al-Fiqh Taklīfī Aḥkām Sunnah Mandūb
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kuran-ı Kerim Okuma ve Kıraat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır