Türkiye’de
modernleşmenin sosyolojik bakımdan üç aşamalı bir geçiş süreci izlediği
söylenebilir. Buna göre modernleşmenin entelektüel temelleri Tanzimat’a, yapısal
dönüşümü siyasal ve kurumsal boyutta gerçekleştirilen Cumhuriyet devrimlerine, sosyoekonomik
ve kültürel dinamikleri ise 1950’lerden sonra başlayan demokratikleşme ve
sanayileşme yolunda atılan adımlara dayanır. Bu son aşamada ortaya çıkan
siyasal, ekonomik ve kültürel değişme, modernleşmenin ideolojik ve kültürel
göstergelerini toplumun geniş kesimlerine yaygınlaştırır. Değişmenin temel
itici güçlerinden birisi, çok partili hayatla birlikte gelişen demokratik
siyasal dönüşüm, diğeri ise hızlı kentleşme ve sanayileşmeyle karakterize olan sosyoekonomik
dönüşümdür. Toplumsal ve gündelik hayata çok köklü tesirler bırakan her iki
süreç te, içsel ve dışsal bazı etmenlere bağlı olarak gelişmiştir.
Toplumsal
hayatın derinliklerinde iz bırakan sosyoekonomik boyut; 1970’li yıllarla
birlikte kırsal bölgelerden kentlere yönelik nüfus hareketini, orta sınıfın güçlenmeye
başladığı ekonomik sıçramayı, kitle ulaşım ve iletişim araçlarının gelişimine
bağlı hızlı kültürel değişme, çatışma ve dönüşümleri temsil eder. Bu dönemde
değişmenin etkileri artık sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmaz, küçük
şehirler, kasabalar ve köylere kadar uzanır. Toplumsal gelişme sürecinde sosyal
yapıda ve organizasyonda, işbölümü ve kurumsal hayatta ortaya çıkan değişimler,
değerler ve normlar alanında da, kültürel algı, anlayış ve tasavvurların
etkileşimine yol açmıştır. Türkiye bu dönemde bir yandan kentleşme ve
sanayileşmenin kendine özgü gelişimini, bir yandan da normlar, değerler, tutum
ve davranışlar alanında dönüşümler, çatışmalar ve kültürel etkileşimlerle sarsıcı
deneyimler yaşar. Bu süreç her ne kadar bir geçiş dönemi olarak görülse de,
eski ile yeninin, geleneksel ile modernin, bir başka deyişle cemaat ile
cemiyetin karşılaştığı ve bir arada etkilerini sürdürdükleri ya da değişerek
yeni form ve kalıplara büründükleri bir dönemdir. Ancak bu değişim geleneksel
kırsal Türk toplum ve kültür hayatının dinamiklerinde sarsıcı etkiler
yaratmaktadır. Daha çok siyasal gelişmeler ekseninde tanımlanan ancak kentleşme
ve sanayileşme yoluyla hızlı bir toplumsal değişmenin yaşandığı 1960-80 arası
dönem, dinî hayat ve modernleşme etkileşimi bakımından da kritik bir dönemi
temsil eder.
Cumhuriyetin
değişme projesi siyasal yapının yanı sıra toplumsal olgular ve yapının da
laikleştirilmesi yönündeydi. Ancak toplumun tarihsel ve kültürel dinamiklerinin
ayırt edilemeyecek kadar sıkı bir şekilde dinle ilişkili olması nedeniyle,
değişim projesinin kimlik ve kişilik katlarında kalıcı değerler üretemeyişi bir
sorun yaratmıştır. Bununla birlikte laikleşmenin siyasal amaçlarının ancak
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gelişen sosyoekonomik ve kültürel gelişmelere
paralel olarak belli bir başarıya ulaştığı söylenebilir. Bu başarının temelinde
ise 1960-80 arasında küresel gelişmelerle bağlantılı olarak Türk toplumunda
yaşanan sosyoekonomik ve sosyopolitik değişmelerin etkili olduğu açıktır.
Nitekim bu dönemde değişimin temel faktörleri olan kentleşme ve sanayileşme olgusu,
toplum yapısında ciddi sarsıntılara yol açmış, İslam’ın geleneksel
yorumlarının, Türkiye’de giderek artan yeni toplumsal sorunlarla başedebilmesi
zorlaşmıştır (Tarhanlı 1993: 149). Ancak bu süreç aslında geleneksel din
anlayış ve yorumlarının da değişmeye başladığı bir aşamayı temsil eder. Buna
göre değişimin etkileri, bir taraftan modernleşmenin sosyokültürel boyutta yaygınlaşmasını
sağlarken, diğer taraftan onu kendi inanç ve kabulleri ekseninde dönüştürmeye
yönelik tepkiselci, sentezci din yorumları da sivil ve siyasal hayatta
örgütlenerek güç kazanır. Türkiye’de dinî hayatın 1960-80 arasındaki yapısal
görünümü ve değişimle ilişkisi, her şeyden önce dönemin sosyal, kültürel,
siyasal arka planıyla birlikte, aynı dönem içinde dini kurumlar,
organizasyonlar ve hareketlerin gelişimleri üzerine durmayı gerektirmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 15 Şubat 2018 |
Kabul Tarihi | 25 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2018 Sayı: 35 |