Mekân, nesiller arası iletişim aracı olmasının yanı sıra geçmiş ve gelecek arasında bağlantı kurmayı sağlayan bir katmanlar bütünüdür. Mekânı okumak, onu tüm katmanlarıyla ele almaktır. Bellek kavramı iç mimarlık alanında yapılar üzerinden “mekânsal bellek” kavramı olarak incelenmektedir. Bellek, kurgusu itibariyle süreç içinde katmanlaşan bir sistemdir. Mekândaki bu çok katmanlı bellek sistemini ifade eden terim ise “palimpsest”tir. Bu çalışmanın amacı otel olarak yeniden işlevlendirilen mekânlarda palimpsest kavramının incelenmesidir. Kolektif belleğin sürekliliğini sağlaması sebebiyle çalışmanın kapsamı otel yapıları olarak belirlenmiştir. Yapı stoklarının çokluğu nedeniyle çalışmaya sınırlılık getirilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın örneklem evrenini İstanbul’daki Sultanahmet Four Seasons Hotel, Pera Palas Oteli, Çırağan Palace Kempinski ve The Public Hotel oluşturmaktadır. Çalışmanın yöntemi olarak ilk aşamada literatür taraması yapılmıştır. Her bir yapının tarihsel süreci araştırılmış, yapılan ziyaretlerde mekânların kullanım biçimleri incelenmiştir. İkinci aşamada bellek okuma çalışması yapılmıştır. Bu kapsamda arşiv tarama, farklı zaman dilimlerinde yapılan alan ziyaretleri ile yerinde gözlem ve mevcut mekânsal izlerin fotoğraflanması çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Ek olarak mekânların tasarımcılarıyla görüşmeler yapılmıştır. Sonuç olarak otel olarak yeniden işlevlendirilen yapıların palimpsest kavramından izler taşıdığı tespit edilmiştir. Palimpsest kavramı mekân, zaman ve bellek açısından ele alındığında özellikle iç mimaride renk, şekil, doku, malzeme özellikleri ve aydınlatma kararları gibi tüm mekânsal öğelerde, yapının her döneme ait izler görülmektedir.
Space is a collection of layers that allow for connection between the past and the future, as well as being a tool for communication between generations. Reading space means taking it into account in all its layers. The concept of memory is studied in the field of interior architecture as the concept of “spatial memory” through buildings. Memory is a system that layers over time by its structure. The term “palimpsest” expresses this multi-layered memory system in space. The purpose of this study is to examine the concept of palimpsest in spaces reused as hotels. The scope of the study was determined as hotel buildings as they ensure the continuity of collective memory. The study was limited due to the extensive number of building stocks. In this context, the study's sample includes the Sultanahmet Four Seasons Hotel, Pera Palace Hotel, Çırağan Palace Kempinski and Public Hotel in Istanbul. The study's methodology began with a literature review. The historical process of each building was investigated, and the usage forms of the spaces were examined during the visits. In the second stage, a memory reading study was conducted. In this context, archival research, on-site observations and photography of the existing spatial traces were carried out with field visits in different time periods. In addition, interviews were held with the designers of the spaces. As a result, it has been determined that the buildings reused as hotels bear traces of the concept of “palimpsest”. When the concept of palimpsest is considered in terms of space, time and memory, traces of each period of the building are seen in all spatial elements such as color, shape, texture, material properties and lighting decisions, especially in interior architecture.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İç Mimarlık |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 12 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 1 |