Pragmatik
Hümanizmin mutlakçı yapılara karşı olma hususunda Hume’cu düşünce ile yakın
ilişki içerisinde olduğu iddia edilebilir. Pragmatizmin empirist bir yapıya
sahip olması bu ilişkinin sağlamlığını tesis etmek açısından önemlidir. Ancak
Hume’cu düşüncenin septik ve entelektüalist eğilimlerinden dolayı pragmatik
hümanizmden esaslı bir şekilde ayrıldığı da unutulmamalıdır. Buna ilaveten
pragmatik hümanizmin Hume’un nedensellik ve hareket hakkındaki eleştirilerinden
kurtulma çabası içerisinde olduğu da görülmektedir. Zira pragmatik hümanizmin
savunucularından F.C.S. Schiller’in söz konusu düşünceyi yetersizlik ve
tutarsızlık açısından eleştiriye tabi tuttuğu, Hume’cu felsefeyi olumsuzlayan
rasyonalizmin çıkmazlarının farkına vararak iradenin merkeze alındığı bir
yöntemi hâkim kılmaya çalıştığı ifade edilebilir.
Pragmatik
hümanizm, rasyonalizmin tutarsızlığını ileri sürerek kendi psikolojisini ortaya
koyan Hume’un da gerçekliğe dair iddialarında pek çok dikotomiye sahip olduğunu
iddia eder. Eğer test edilebilir, değişebilir ve rölatif bir gerçekliğe ulaşmak
nihai amaç olursa, iradeci bir yapının benimsenmesi kaçınılmaz gözükür. Böyle
bir yapının oluşması için de insanın merkezde olduğu bir yöntemin inşa edilmesi
gerekir.
It
can be claimed that humanism is in close relation with the philosophy of Hume
to oppose absolutist structures. The fact that pragmatism has an empiric
structure is important in order to establish the soundness of this
relationship. However, it should be kept in mind that the philosophy of Hume is
fundamentally separated from humanism because of it's septic and intellectualist
tendencies. In addition, it is seen that humanism is trying to get rid of
Hume's criticism of causality and activity. Because F.C.S. Schiller, one of the
proponents of pragmatic humanism, can be said to criticize the philosophy of
Hume in terms of inadequacy and inconsistency. It can be stated that he tried
to dominate a method where the will is taken from the center.
Pragmatic
humanism claims that Hume, who put forward his own psychology by asserting the
inconsistency of rationalism has many dichotomies in his claims about reality.
If it is the ultimate goal to reach a testable, changeable, relative reality,
the adoption of a voluntary structure seems inevitable. In order for such a
structure to occur, a method where the human being is in the center should be
built.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 12 Haziran 2019 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 16 Sayı: 16 |