Orta Çağ Hıristiyan düşüncesinin en önemli düşünürlerinden olan Ockhamlı William, düşünce tarihinin önemli tartışmalarından biri olan tümeller meselesinde, tümellerin hiçbir ontolojik gerçekliğe sahip olmadığını savunan nominalizmi benimser. Onun Tanrı ve ahlakla ilgili görüşlerine nominalizmin oldukça önemli etkileri olmuştur. Tanrı özgürdür, kadir-i mutlaktır. Dolayısıyla da yaratımı şekillendirecek değişmez, sabit özlerin bulunmadığı bu evrende Tanrı istediği her şeyi yapabilir. Bu sistemde ahlaki ilkelerin standardı Tanrı’dır. Tanrı’nın emriyle uyumlu olan eylemler erdemli olurken, aksi durumdakiler ise erdemsiz olmaktadır. Tanrı, istediği takdirde gayri ahlaki bir eylemi ahlaki kılabilmektedir. Bu noktada ortaya çıkan en önemli soru, Tanrı’nın kendisinden nefret edilmesini emredip emredemeyeceğidir. İlkesel olarak Ockhamlı, gayri ahlaki olamayacak tek eylemin Tanrı sevgisi olduğunu söyler. Çünkü Tanrı sevgisinin olmadığı yerde fail açısından Tanrı’nın emirleri zeminini kaybeder. Bir paradoksu andıran bu sorunun çözümü için Ockhamlı iki farklı bakış açısını işaret eder. Buna göre Tanrı açısından böylesi bir emir mümkünken, insan açısından bu emrin yerine getirilmesi ise imkânsızdır. Zira insanın bu emri yerine getirmesi için aynı anda Tanrı’yı hem sevmesi hem de O’ndan nefret etmesi gerekir. Dolayısıyla Ockhamlı, mezkûr soruna verdiği bu cevapla, teorik olarak nominalist sisteminde tutarlılığı korumayı başarırken, Tanrı sevgisinin zorunlu biçimde erdemli olduğunu kabul ederek de sisteminde örtük olarak bir istisnaya yer vermek zorunda kalmıştır.
William of Ockham, one of the most critical thinkers of medieval Christian thought, adopts nominalism, which argues that universals have no ontological reality, one of the most important debates in the history of thought. Nominalism had a significant impact on his views on God and morality. God is free, omnipotent. Therefore, he can do whatever he wants in this universe, where there are no immutable, fixed essences to shape creation. The standard of moral principles in this system is God. Actions that are in harmony with God's command are virtuous. God can make an immoral act moral if he so wishes. The most fundamental question for our work: whether God can command us to hate himself. In principle, William of Ockham says, the only action that cannot be immoral is the love of God. For where there is no love of God, the commandments of God lose their ground for the agent. In this sense, while such an order is possible for God, it is impossible for man to fulfill it. For in order for man to carry out this command, he must love and hate God at the same time. Therefore, with his answer to the question mentioned above, Ockham, while theoretically succeeding in maintaining the consistency in his nominalist system, had to admit that the love of God is necessarily virtuous and had to include an implicit exception in his system.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 7 Eylül 2021 |
Kabul Tarihi | 8 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 20 Sayı: 20 |