The relationship between worship and morality has been an issue that has been emphasized from past to present. The reason for this is that some of the Muslims who worship in general and ṣalāt in particular, commit acts that are considered sins, and what the meaning of worship in this case is. One of the verses that sheds light on this issue is the 45th verse of Surah al-ʿAnkabūt, which we will focus on in our study. The verse consists of four short sentences and when read, a certain meaning appears in the mind. We will also observe what a different and deep perspective the commentators have on the background of the ap-parent meaning. The verse first will be analyzed sentence by sentence. We will discuss the opinions of commentators regarding each sentence. While doing this, we will seek answers to the following questions: “If a believer prays ṣalāt but does not give up these evils, what is the value of this prayer? What is the situation of a person who claims that he is moral and that his situation is better than these people who pray ṣalāt, even though he does not pray? Also, what is meant by the expression dhikrullah expressed in the rest of the verse? Is there any connection between Dhikrullah and ṣalāt?” As a result, we have determined that ṣalāt is a valuable worship and that the servant must continue to ṣalāt, ṣalāt also has the function of mak-ing the believer a moral individual, and therefore the servant must exhibit a more moral attitude in social life. It is also revealed that for the ṣalāt to produce a moral result, it must have some characteristics.
İbadet ile ahlak arasındaki ilişki geçmişten günümüze üzerinde çokça durulan bir mesele olmuştur. Bunun sebebi, başta namaz olmak üzere, ibadetlerini yerine getiren Müslümanların bir kısmının, günah sayılan fiilleri işlemeye devam etmesi sebebiyle yapılan bu ibadetlerin ne anlam ifade ettiğini anlama çabasıdır. Bu konuya ışık tutan ayetlerden bir tanesi bizim de çalışmamıza konu edineceğimiz Ankebût suresinin 45. ayetidir. Ayet dört kısa cümleden oluşmakta ve okunduğunda zihinde belli bir mana belirmektedir. Bunun-la birlikte cümlelere daha yakından bakıldığında karşımıza çok farklı anlamlar çıkmaktadır. Bu çalışmada müfessirlerin farklı bakış açıları tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayet öncelikle cümle cümle tahlil edilecek, her bir cümle ile alakalı müfessirlerin görüşleri ele alınacaktır. Bu yapılırken, “Bir mümin namaz kıldığı hâlde kötülüklerden vazgeçmiyorsa kıldığı bu namazın değeri nedir? Namaz kılmadığı hâlde ahlaklı oldu-ğunu ve kendi durumunun namaz kılanlardan daha iyi olduğunu iddia eden bir kimsenin durumu nedir? Ayette geçen zikrullâh ifadesinden kasıt nedir? Zikrullâhın namaz kılmak ile bir bağlantısı var mıdır?” sorularına cevap aranacaktır. Netice olarak, namazın değerli bir ibadet olduğu ve mutlaka kulun namazını kılmaya devam etmesi gerektiği, namazın mümini aynı zamanda ahlaklı bir birey kılma gibi bir fonksiyo-nunun olduğu, bu sebeple kuldan sosyal hayatta daha ahlaki bir tavır sergilemesi gerektiği tespit edilmiş-tir. Yine kılınan namazın ahlaki bir netice doğurabilmesi için o namazda bazı özelliklerin bulunması ge-rektiği ortaya konulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 25 Sayı: 25 |