Öz
Günümüz ile geçmiş arasında bağlantı kurarak, eski çağlarda var olan toplukluların yaşayış biçimleri hakkında bilgi edinmemizi sağlayan arkeoloji, aynı zamanda kazılarda bulunan eserlerin yorumlanması ve korunmasına da hizmet etmektedir. Yaşadığımız coğrafyadaki kültür çeşitliliği sadece bu topraklarda yaşayan insanların değil tüm insanlığın ortak kültür mirasıdır. Arkeoloji biliminin bir başka misyonu da söz konusu bu kültürel mirasın sahiplenilmesini sağlayarak, gelecek kuşaklara doğru ve sağlıklı biçimde aktarmaktır. Kültürel mirasına sahip çıkan, bulunduğu coğrafyadaki çeşitliliğin değerini içinde bulunduğu doğa ile algılayan nesillerin yetişmesi, kültürel mirasını koruyan ve geliştiren bir bilince sahip kuşakların oluşmasına da olanak sağlamaktadır. Yaşadığımız coğrafyanın arkeolojik zenginliğine karşın, topluma yönelik çalışmalar yetersiz olmakla birlikte son senelerde toplum için arkeoloji eğitimi konusunda kazı ve üniversitelerin yürüttüğü eğitim projeleri hazırlanmış ve konu ile ilgili ilerleme kaydedilmiştir. Bu bağlamda, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Deneysel Arkeoloji ve Uygulama Merkezi çatısı altında “Çocuklar İçin Arkeoloji Atölyesi” faaliyetleri yürütülmekte, bu proje etkinlikleri ile projeye katılan çocukların, tarihi olguları daha iyi kavramaları, kültür mirasını koruma bilincinin artması ve arkeolojik kazı çalışmaları hakkında bilgi edinmeleri sağlanmaktadır. Aynı zamanda, arkeologların çalışma şartlarını deneyimleyerek öğrenen çocuklar, görev ve sorumluluk gibi kavramları da ekip çalışmasının içerisinde tecrübe etme olanağı bulmaktadırlar. Bu proje ile, çocukların, görerek, hissederek, algılayarak ve yaparak öğrenme yöntemiyle, kültürel mirasa karşı duyarlılıklarının gelişmesi, eğitimin ve bilimin gücünü kavraması, edindikleri bilgileri yakın çevreleriyle paylaşması ve kazanımlarının kalıcı davranış değişikliklerine dönüştürmesi hedeflenmektedir. Bu çalışma, aktif uygulama olanağı bulunan “Çocuklar İçin Arkeoloji Atölyesi” eğitimleri ile çocuklardaki olumlu geri bildirim ve kazançların ne olduklarını ayrıca kültürel miras, arkeoloji bilinci kazandırma ve sosyal sorumluluk alanlarında çocuklar için yapılabilecekleri anlatmaktadır. Ülkemizde bu tür çalışmaların yetersiz olması sebebiyle arkeoloji literatüründe referans alınabilecek yayın sayısının da az hatta neredeyse hiç olmaması, bu çalışmanın, ileride bu tür bir projeyi hayata geçirmek isteyen bilim insanlarına katkı sağlayacağını ümit etmekteyiz.