Sosyal politikanın, sosyal güvenliği sağlama ve devam ettirme amaçlarına ulaşmadaki etkin araçlarından birisi olan işsizlik sigortası uygulaması, sosyal güvenlik anlayışının en önemli sonuçlarından birisidir. Türkiye’de önemli bir politika aracı olarak gündeme gelen işsizlik sigortasının gelişim serüveni 1959 yılında başlamış ve o tarihten bu yana sosyal refah devleti anlayışının bir gereği olarak sürekli düzenlenmeye çalışılmıştır. Bu süreçte, işsizliğin sonuçlarını giderici, geçici gelir kaybını tazmin edici politikalar hedeflenerek temel bir kamu politikası anlayışı inşa edilmeye çalışılmış ve sonucunda, 1999 yılında 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Resmî Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda, çalışma isteğine ve yeteneğine rağmen kendi iradesi dışında işsiz kalan işçinin uğrayacağı gelir kaybının bir kısmını belli bir süre için telafi eden ve prim rejimine tabi olan zorunlu bir sigorta olan işsizlik sigortasının gerektirdiği görev ve yükümlülükleri yerine getirmek amacıyla İşsizlik Sigortası Fonu kurulmuştur. Çalışmada, Türkiye’de Fon’un Covid-19 pandemisi döneminde nasıl yönetildiği ve belirtilen amacının dışında kalarak, zaman içerisinde nasıl işverenlere yönelik sağlanan çeşitli teşvik ve desteklerle, işveren destek fonuna dönüştüğünün hikâyesi anlatılmaktadır
İşsizlik İşsizlik Sigortası İŞKUR İşsizlik Sigortası Fonu Covid-19 pandemisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Finans |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 20 Sayı: 2 |