Ancient literary sources indicate that Lydians, who had the most powerful and richest state in Anatolia, were fond of perfumes, fragrant oils and creams, which were expensive and luxurious products of antiquity. Consumption of these products became widespread among the middle class in the late VIIth and the VIth centuries BC. Concurrently, a novel product and its own unique vessel form, different from the usual perfumes, cosmetics and related vessel forms, began to emerge in many centers throughout the Mediterranean World. Found in Western Anatolia, Phrygia, the Aegean Islands, the Greek Sites, Italy, France, Spain and Southern Russia, this new cosmetic and its container were called βακκαρίς and lydion, respectively. The use of lydion, which was probably the only Lydian perfume/cosmetic-containing form that was exported and imitated outside Anatolia, persisted in the Vth and IVth centuries BC, albeit in decreasing abundance. However, most of these findings were recovered from undated deposits. Seven lydions are evaluated in this study and a novel example of the group classified as hybrid lydions is presented. This study aims to contribute to the chronology of transition and late lydions in the light of Hamamtepe, İkiztepe and new findings.
Döneminin Anadolu’daki en güçlü ve zengin devletine sahip Lydialıların antik çağın pahalı, lüks ürünleri olan parfümler, kokulu yağlar ve kremlere olan düşkünlükleri antik kaynaklar vasıtasıyla bilinmektedir. Bu ürünlerin tüketimi MÖ VII. yüzyılın sonu ve VI. yüzyılda orta sınıf arasında yaygınlaşır. Akdeniz Dünyası’nda birçok merkezde bu dönemde bilinen parfüm ve kozmetikler ile bunlara ait kap formlarından farklı yeni bir ürün ve içerisine konduğu özgün bir kap formu görülmeye başlar. Batı Anadolu, Phrygia, Ege Adaları, Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya ve Güney Rusya’da ele geçen bu yeni kozmetiğin adı βακκαρίς, sunulduğu kabın ismi ise lydiondu. Olasılıkla Anadolu’nun dışına ihraç edilen ve taklidi yapılan, parfüm ve kozmetik konulduğu bilinen Lydia’ya özgü tek kap formu olan lydionların kullanımı, MÖ V. ve IV. yüzyıllarda azalarak da olsa devam etmiştir. Ancak bu yüzyıllara ait buluntuların çoğunluğu tarihlendirilemeyen tabakalardan gelmektedir. Bu çalışmada yedi eser değerlendirilmekte ve hibrit lydionlar olarak sınıflandırılan gruba yeni bir örnek sunulmaktadır. Bu çalışma ile Hamamtepe, İkiztepe ve yeni buluntular ışığında geçiş ve geç tip lydionların kronolojisine katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
İlgili yılın sayısında en fazla 25 makale yayımlanır ve makale kabul tarihleri 15 Ekim ile 1 Mayıs arasındadır. 2024 yılı Ekim ayı itibariyle Cedrus sadece yabancı dilde makale kabul edecektir.