Although the region, which was called ‘Cabalis’ during the Iron Age and ‘Cibyratis’ when Cibyra gained strength during the Hellenistic and Roman periods, was surrounded by Pisidia in the north-east, Milyas and Lykia in the south, Karia in the east and Phrygia in the north, it is quite difficult to draw its line. Limited numbers of archaeological excavations and studies in the area refer to Phrygian culture in early periods. On the other hand, recent surveys have shown that settlements increased and cultural data flourished during the Lydian-Persian period. Strabo stated that Cabal people who were of Lydian origin dominated the area and this statement has been supported by archaeological evidence. The traces they left are mainly seen in their burial traditions. Lydian type tumuli as well as stone setting tumuli, the number of which is over 150, are the most significant archaeological data. Also rock- cut tombs, cladding sheet used for civil and religious architecture and above all the ceramics, named as Iron Age ceramics in early studies but proved to be associated with Lydian culture after the latest studies are remarkable evidence to prove the existence of Lydia in the area.
Demir Çağı’nda Kabalis Bölgesi olarak anılan, ardından Hellenistik ve Roma Dönemi’yle, Kibyra kentinin güçlenmesiyle birlikte Kibyratis olarak adlandırılan bölge, Pisidia Bölgesi'nin kuzey doğusunda, Güneyde Milyas ile Lykia, doğuda Karia ve kuzeyde Phrygia ile çevrelenmiş olsa da, tam olarak sınırlarını çizebilmek oldukça zordur. Daha önce bölgede yapılan az sayıdaki arkeolojik kazı ve araştırmalar erken dönem için Phrygia kül-türünün alanda izlendiğinden bahseder. Buna karşın son yıllarda yapılan yüzey araştırmalarıyla Lydia-Pers Dönemi içerisinde yerleşimlerin arttığı ve kültür verilerinin zenginleştiği izlenir. Strabon'un da belirttiği Lydia soylu Kabal halkının bölgeye geldiği ve egemenlik kurduğu yönündeki aktarımı arkeolojik delillerle de desteklenmektedir. Bu halkın bıraktığı izler özellikle ölü gömme gelenek-lerinde, Lydia tipi tümülüsler yanında bölgeye özgü ve sayıları tespit edilebildiği kadarıyla 150'yi aşan taş yığma tümülüsler en belirgin arkeolojik verilerdir. Bunun yanında kaya mezarlarıyla, sivil ve dini mimaride izlenen pişmiş toprak kaplama levhalarıyla ve en önemlisi erken araştırmalarda Demir Çağı seramiği olarak adlandırılsa da yeni yüzey araştırmalarının sonuçlarına göre Lydia kültür coğrafyası ile ilintili seramikler, Lydia'nın bölgedeki varlığını kanıtlar nitelikleriyle dikkate değerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 6 |
İlgili yılın sayısında en fazla 25 makale yayımlanır ve makale kabul tarihleri 15 Ekim ile 1 Mayıs arasındadır. 2024 yılı Ekim ayı itibariyle Cedrus sadece yabancı dilde makale kabul edecektir.