Isparta is located by the northern and eastern borders in antiquity of the Pisidia region. The location of Isparta has had considerable importance in cultural communications with the western, northern and southern neighbors of Pisidia. The first scientific research into the cultural history of Isparta was accomplished by the French explorer Paul Lucas during his visits in 1706 and 1714. From the 1700’s until today, between long intervals of inactivity, some research was carried out in Isparta. Our knowledge concerning the cultural history of the Bronze Age and the Classical Age in Isparta is limited to the data obtained from excavations at the necropolis of Harmanören, at Antioch of Pisidia and from some field surveys. Therefore, it seems certainly necessary to increase the number of scientific archaeological excavations and surveys in Isparta. In addition, it is of considerable importance to actually publish the small finds held today in the Isparta Museum, to enable the better understanding and appreciation of the cultural history of the region. This article introduces a collection of jewelry from the Isparta Museum, consisting of: ornamental pins, bracelets, a pendant and a necklace. The thirty two bronze objects studied in this article date from the Early Bronze Age II to the East Roman Period, showing the extent of cultural activity and level of development not only in Bronze Age, but also in the Iron Age and in the Classical periods. It seems most probable that future scientific excavations conducted in this district will produce more contextualized information of finds underpinning the conclusions reached in this article.
Pisidia Bölgesi’nin kuzey ve doğu sınırları arasında bulunan Isparta bölgenin batı, kuzey ve güneyinde yer alan komşu kültürlerle iletişimini sağlayabilecek önemli bir konuma sahiptir. Isparta’da ilk bilimsel araştırma Fransız gezgin Paul Lucas’ın 1706 ve 1714 yıllarındaki ziyareti sırasında gerçekleşmiştir. 1700’lü yıllardan günümüze kadar uzun aralıklarla bölgede birçok araştırma yapılmıştır. Ancak Mehmet Özsait’in 1970’li yılların ortasından bu yana sürdürdüğü yüzey araştırmalarının yanı sıra Harmanören nekropolis’i ve Pisidia Antiokheia’sı dışında sistematik arkeolojik kazının yürütülmemesi bölge hakkındaki bilgilerimizin sınırlı kalmasına yol açmıştır. Bu nedenle tüm Pisidia’da geçerli olduğu gibi Isparta’da da bilimsel arkeolojik kazı ve yüzey araştırma sayısını ivedilikle artırmak gerekmektedir. Bunun yanı sıra Isparta Müzesi gibi bölge kentlerinde bulunan müzelerin envanterinde yer alan kazı ve yüzey araştırması yanında diğer yollarla edinilmiş eserlerin incelenmesi ve yayınlanarak bilim dünyasına tanıtılması da büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı Isparta Müzesi’nden bir grup takıyı incelemek, tarihlendirmek ve tanıtarak kentin kültür tarihine yönelik yapılacak araştırmalara bir nebze de olsa katkıda bulunmaktır. Çalışmamızda incelenen Isparta Müzesi’ne ait 32 parça metal eser Erken Tunç Çağı II’den Bizans Dönemi’ne kadar değişen dönemlere tarihlendirilmiştir. Bu durum Isparta’nın yalnızca Tunç Çağ için değil, aynı zamanda Demir Çağ ve Klasik Çağlar için de büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 3 |
İlgili yılın sayısında en fazla 25 makale yayımlanır ve makale kabul tarihleri 15 Ekim ile 1 Mayıs arasındadır. 2024 yılı Ekim ayı itibariyle Cedrus sadece yabancı dilde makale kabul edecektir.