Türkiye’nin kıyı illeri, zengin doğal kaynak potansiyeli ve biyoçeşitlilik barındıran, toplum için önemli ekonomik fırsatlar sunan dinamik coğrafi yerlerdir. Ancak iklim değişikliğinin etkileri ve antropojenik faaliyetlerin artışı kıyı alanları üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bu baskılar, doğal sistemlerin ekolojik kalıplarını etkilediği için, kıyı ortamlarının iklim değişikliğinin olası etkilerini azaltma ve absorbe etme yeteneği azalmaktadır. Deniz seviyesi yükselmesi, kıyı erozyonu, sel ve taşkın felaketleri, tatlı su kaynaklarında tuzluluk artışı, doğal afetler gibi ekolojik etmenler kıyı illerinin hasargörebilirliğini her geçen gün arttırmaktadır. Ayrıca hızlı kentleşme sebebiyle artan sanayi ve turizm faaliyetleri, kıyı dolguları, önemli enerji ve ulaşım politikaları sosyal, ekonomik, çevresel ve mekânsal sorunlara neden olmaktadır. Yaşanan bu süreç; kıyı dirençliliğinin gelecekteki tüm kalkınma ve altyapı kararlarına rehberlik etmek için birincil tasarım ve planlama ilkesi haline gelmesi gerektiğini göstermektedir. 8333 km’lik kıyı şeridi ve 28 kıyı iline sahip olan Türkiye’deki kıyı illerinin hasar görebilirliğinin belirlenmesi, dirençli mekânsal planlama çalışmaları yapılması açısından son derece önemlidir. Bu çalışmada Türkiye’de denize kıyısı olan 28 ilin; hasargörebilirlik analizinin yapılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) desteği ile fiziksel, mekânsal, ekonomik ve sosyal göstergelerden oluşan kıyı bilgi sistemi oluşturulmuştur. Bu bilgi sistemindeki veriler; CBS ortamında ağırlıklandırılarak sentez gerçekleştirilmiştir. Hasargörebilirliğin yüksek çıktığı illerde kıyı dirençliliği için çözüm önerileri sunulmuştur.
Kıyı İlleri Hasargörebilirlik Dirençlilik Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Türkiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çevre ve Kültür |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 2 |