Sanayi devrimi sonrası toplumlar, başlangıçta kentsel yaşamı zorunlu kabullenmiş sonraları ise modern yaşamın sunduklarıyla vazgeçilmez olarak görmüşlerdir. Ancak yaşam modelindeki bu hızlı değişim, bazı aksaklıkları ve olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. İnsanoğlunun sahip olduğu en güçlü yönlerden olan adaptasyon kabiliyeti, geçiş sürecindeki bu negatif etkileri en aza indirse de pek çok tehdide engel olamamıştır. Hali hazırda yaşanan ve yakın gelecekte boyutlarını daha da genişletecek olan riskler, gelecek adına bazı planlamaların yapılmasını zorunlu kılmıştır. Özellikle plansız yerleşimlerde daha yoğun olarak yaşanan deprem ve sel gibi afetlerin doğurduğu sonuçlar, bu zorunluluğun en büyük gerekçelerini teşkil etmiştir. Yakın tarihte Şanlıurfa ilinde yaşanan yüzyılın depremi ve şiddetli sel baskınları, yıkıcı etkileriyle söz konusu gereksinimin en güncel delillerini tüm dünya kamuoyuna acı bir şekilde göstermiştir. Yaşanan felaketlere bağlı 50.000’in üzerinde can kaybı olmuş, yaklaşık 200.000 konut yıkılmıştır. Bu durum, özellikle kentsel planlama/dönüşüm kavramlarını yeniden gündeme getirmiş, daha ağır bilançoların oluşmaması adına karar vericilerin hayati öncelikleri arasına alınmıştır. Bu kapsamdaki güncel ve çözümcül yaklaşımlardan olan “Geodesign”, şehirleri daha dirençli kılacak önemli bir bakış açısı olarak ele alınmıştır. Tüm bu gerekçelerden hareketle çalışmada; Şanlıurfa’da, Geomatik odaklı şehir planlamasındaki mevcut durum ve farklı Geodesign projeleri çerçevesinde bölgeye nasıl uygulandığı araştırılmış ve yeni araştırmalara yön vermesi amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çevre ve Kültür |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 4 |