Geçmişten günümüze bütün toplumlarda kadının sosyal hayata erişimi ve ilimle meşguliyeti problemli bir konu olagelmiştir. Hz. Peygamber, cahiliye döneminde değersiz görülen kadına, dünyanın geri kalanında eşine rastlamanın mümkün olmadığı bir şekilde önem vermiş, onların sosyal hayata, camiye ve ilim meclislerine erişimini sağlamıştır. Ancak sahabe döneminden itibaren ataerkil Arap toplumunun baskın karakteri ve Hz. Peygamberin mesajının bazı kesimlerce yeterince anlaşılamaması nedeniyle kadının camiye ve ilim meclislerine erişimi, peyderpey kısıtlanmıştır. Hicrî üçüncü asırdan itibaren kadının fitne unsuru olarak görülmesi, toplumun kadına bakışı, aile içinde kadına yüklenen sorumluluklar, İsrâiliyat ile Yunan filozof ve mantıkçılarının kadına bakış açılarının Müslüman ilim çevrelerine etkisi gibi sebepler, kadının bilgiye ve fıkıh tahsiline erişimini daha da kısıtlamıştır. Kadınlar, bireysel çabaları ve ailelerinde fıkıhla uğraşan erkekler sayesinde fıkıh öğreniminden geri kalmasalar da telif ve ilmî çalışmalar konusunda arka planda kalmışlardır. Hanefî tarihi boyunca Esmâ bint Esed b. Furât, Kâsânî’nin eşi Fâtıma bint Muhammed ve İbnü’s-Sââtî Muzafferuddîn Ahmed b. Ali’nin kızı Fâtıma es-Sââtî öne çıkmaktadır.
From past to present, women's access to social life and their preoccupation with science has been a problematic issue in all societies. Hz. Mohammad gave importance to the woman, who was worthless in the period of ignorance, in a way that it is not possible to come across her husband in the rest of the world, and gave them access to social life, mosques and scientific assemblies. However, since the period of the Companions, women's access to mosques and scientific assemblies was increasingly restricted due to the dominant character of the Arab society and the poor understanding of the Prophet's message by some segments. Since the third century Hijri, the acceptance of women as the cause of strife, the society's view of women, the responsibilities placed on women in the family have further restricted women's access to knowledge and education in fiqh. The effect of Jewish literature, Greek philosophers, and logicians' view of women on Muslim scholars has reinforced this situation. Although women did not fall behind in learning fiqh thanks to their individual efforts and the men who were involved in fiqh in their families, they remained in the background in writing books and scientific studies. Throughout the Hanafi history, Asma bint Esad b. Furât, Kasani's wife Fatima bint Mohammad and İbn al-Saati Muzaffar al-Din Ahmad b. Ali's daughter Fatima al-Saati stands out.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.