Öz: Din eğitiminin, formal eğitim süreçleri
yanında informal eğitim süreçlerini de irdelemesi ve betimlemesi gerekir. Çünkü
informal öğrenmeler bireyin ve toplumun anlam perspektiflerinin oluşmasına etki
ederler. İnformal öğrenmeler bireyin günlük hayatı içinde çeşitli tecrübeler
aracılığıyla ortaya çıkabilir. İnformal öğrenmelere neden olabilecek
tecrübelerden birisi de sinema filmleridir.
Bu çalışma, din adamının, çağdaş Türk sinemasında hangi özellikleriyle
görünür kılındığını incelemek amacıyla yapılmıştır. Bu bağlamda Nuri Bilge
Ceylan’ın Kış Uykusu filmi nitel
araştırma yöntemlerinden araçsal durum çalışması yöntemiyle analiz edilmiştir.
Filmde yapılacak analizlere veri kaynağı olarak İmam Hamdi karakteri
seçilmiştir. Yapılan analiz sonucunda İmam Hamdi’nin fakir olarak gösterildiği
tespit edilmiştir. Bu fakirlik sadece maddi yönden değil bütün sermaye
türlerini kapsayan bir fakirliktir. Yani İmam Hamdi, maddi fakirliğin yanında
bilgisiz ve estetik duyarlıktan da uzak bir karakter olarak yansıtılmıştır. Bu
sebeplerden ötürü filmdeki diğer karakterler ona saygı duymazlar. Sonuç
bölümünde filmde görünür kılınan din adamı karakterinin gerçekliği tartışılmış
ve bu tartışmaya bağlı olarak bazı öneriler dile getirilmiştir.
Özet: Birey
dünyaya geldiği andan itibaren günlük hayatın içinde çeşitli tecrübeler
aracılığıyla öğrenir. Yaşı ilerledikçe belli öğrenme tecrübeleri kontrol
altına alınıp formal hale getirilirken kontrol altına alınmamış öğrenme
tecrübeleri de varlığını sürdürmeye devam eder. Eğitim bilimleri bu şekilde
kontrol altına alınmamış öğrenmeleri, informal öğrenme olarak
nitelendirmektedir. İnformal öğrenmelerin kaynağı çok farklı tecrübelere
dayanabilir. Birey farklı tecrübeler vasıtasıyla kendine has bir anlam perspektifi
oluşturabilir ve çoğunlukla bu anlam perspektiflerinin farkında olmaz. İnformal
öğrenmeler aracılığıyla kazanılmış anlam perspektifleri bireyin belli eylemlere
yönelirken belli eylemlerden de bilinçsiz bir şekilde uzaklaşmasına neden
olabilir. İnformal öğrenmeler çeşitli tecrübeler aracılığıyla ortaya çıkabilir. Bu
tecrübelerden birisi de sinema filmleridir. Dolayısıyla onlar üzerinde
yapılacak irdeleme ve betimleme çalışmaları sosyal bilimlerin her alanı için
oldukça önemlidir. Bu bağlamda, yapılan bu çalışmanın amacı çağdaş Türk
sinemasında din adamının nasıl tasvir edildiğini tespit etmektir. Çalışmaya
örneklem olarak Nuri Bilge Ceylan’nın Kış
Uykusu filmi seçilmiştir. Kış Uykusu
filmindeki İmam Hamdi karakteri, Erving Goffman’ın sosyal davranışları
açıklamak için kullanmış olduğu “performans” ve “vitrin” kavramları
çerçevesinde incelenmiş ve yönetmenin nasıl bir din adamı tasvir ettiği analiz
edilmiştir.
Kış Uykusu filminin olayları Kapadokya bölgesinde geçer. Filmin
başkarakteri Aydın, yörede otel işleten varlıklı biridir. Filmin genel hikâyesi
Aydın, Aydın’ın eşi Nihan ve Aydın’ın kardeşi Nejla arasındaki problemlerle
ilgilidir. İmam Hamdi karakteri Aydın’ın yöredeki evinde kiracıdır. Uzun
süredir kirayı ödemediği için Aydın tarafından icraya verilir. İcra memurları
evlerine geldiği için öfkelenen İmam Hamdi’nin yeğeni İlyas, filmin ilk
sahnelerinden birinde Aydın’ın arabasının camını kırar. Aydın ve yardımcısı
çocuğu alıp İmam Hamdi’nin evine getirirler. İmam Hamdi bu sahneyle birlikte
filmde görünmeye başlar.
İmam Hamdi
karakteri, Goffmancı anlamda -bir kimsenin belli bir izleyici kitlesi önünde
gerçekleştirmiş olduğu ve gözlemciler üzerinde bir etkisi olan eylem-
kullandığımız “performans” kavramı bağlamında
incelendiğinde, yönetmenin karaktere dair vurguladığı özellikler
şunlardır:
İmam Hamdi,
insanlarla olan ilişkilerinde onların sosyoekonomik durumuna göre tavrını
değiştirmektedir. Film evreni içinde maddi durumu yerinde olan Aydın ve Nihan
karakteri karşısında oldukça mütevazı bir hale bürünürken diğer karakterler
karşısında bu tavrı farklılık
göstermektedir.
İmam
Hamdi’nin yönetmen tarafından vurgulanan özelliklerinden birisi de fakir
olmasıdır. Bu fakirlik sadece maddi yönden değil bütün sermaye türlerini
kapsayan bir fakirliktir. İmam Hamdi hem “ekonomik sermaye” hem de “kültürel
sermaye” açısından fakir olduğundan Aydın da olumsuz bir izlenim
uyandırmaktadır. Aydın’a göre İmam Hamdi, iyi yetişmemiş, oturmasını kalkmasını
bilmeyen, çevresine güven vermeyen bir din adamıdır. Aydın bu sebeplerden ötürü
İmam Hamdi karakteriyle muhatap olmak istemez. Aralarındaki sorunlar sebebiyle
onu yardımcısına ve avukatlarına yönlendirir. İmam Hamdi, Aydın’ın bu isteğine
rağmen filmin ilerleyen sahnelerinde onunla görüşme çabalarına devam eder.
İmam Hamdi’nin
“performans” açısından dikkat çeken özelliklerinden birisi de onun sabah namazı
vaktini “sabahın körü” olarak nitelendirmesidir. Ayrıca konuşmalarında dini
konulara atıfta bulunduğu zamanlarda, ses tonundaki yapmacıklık da oldukça
dikkat çekicidir. Bu bölümlerde
“performans” açısından “kinik” bir tutum –kendi yaptıklarına kendi de inanmaz
bir hal- sergilemektedir.
İmam Hamdi,
filmde “performans” sergilediği son sahnede Aydın’ın eşi Nihan’ın getirmiş
olduğu yardımı kabul etmesiyle dikkat çeker. Önce parayı kabul etmek istemez
ama bu durumdan kimsenin haberi olmadığı anlayınca parayı alır. İmam Hamdi’nin
kabul ettiği parayı kardeşi İsmail görüp ateşe atar. Bu sahnede İmam Hamdi
yerine sarhoş kardeşi İsmail gururlu bir tavır takınmış olur.
Goffman’ın
mesajların iletilmesi esnasında genel ve değişmesiz bir kısım olarak
nitelendirdiği “vitrin” özelliklerine baktığımızda üç katmanlı bir
değerlendirme yapmak mümkündür. Birinci katmanda İmam Hamdi’nin evinin bahçesi
oldukça dikkat çekicidir. Bahçenin gösterilen ilk fotoğrafında -köşeye
bırakılmış demir yatak iskeleti, plastik pencere çerçeveleri vb.- düzensiz
şekilde oraya buraya atılmış eşyalar dikkat çeker. Bahçede göze hoş görünen
herhangi bir estetik güzellikle karşılaşmayız. Bahçeden evin iç kısmına geçildiğinde
ise salon olarak kullanılan odada, masanın üzerinde, tencere, tuzluk, sürahi,
plastik leğen gibi birbiriyle ilgisi olmayan ve düzensiz şekilde etrafa
bırakılmış nesneler dikkat çeker. Odanın bütün duvarlarına çiviler çakılmış ve
bu çivilere çirkin görüntülerin oluşmasına neden olan nesneler asılmıştır.
Duvarda asılı olan nesnelerden en ilgi çekici ise mikrofondur. Kablolu bir
mikrofon salonun duvarında öylece asılmış şekilde durmaktadır. Bütün bu
görüntüler salon olarak kullanılan kısmın da estetik duyarlıktan uzak sadece
hayatta kalma güdüsüyle kullanıldığı göstermektedir. Salondan sonra da Hamdi
Hoca’nın odası gösterilir. Bu odanın da bahçeden ya da salondan bir farkı
yoktur. Odada kütüphane yoktur. Sadece birbirine yapışmış gibi duran birkaç kitap
dikkat çeker. Kur’an-ı Kerim bezlere sarılmış bir şekilde duvara asılmıştır.
Hamdi
Hoca’nın vitrini ile ilgili ikinci katman ailesidir. Hamdi Hoca, annesi ve
kardeşinin ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Filmde Hamdi Hoca’nın annesi ve
yengesi ile ilgili fazla detay verilmez. Kardeşi İsmail, sarhoş ve kavgacı bir
karakter olarak dikkat çeker. İmam Hamdi’nin yeğeni İlyas ise filmin ilk
sahnesinde Aydın’ın arabasının camını kırmıştır. Yani ikisi de olumlu davranış
özelliklerinde uzak görüntüler sergilerler. İmam Hamdi’nin onlar üzerinde
herhangi bir olumlu etkisi olmamıştır. Çünkü yukarıda da belirtildiği gibi İmam
Hamdi çevresine olumlu etki edebilecek yeterli sermayeye sahip bir din adamı
değildir.
Hamdi
Hoca’nın filmde gösterildiği “vitrin” de en son katman, kendi kılık
kıyafetidir. Örneğin Hamdi Hoca filmde göründüğü ilk sahnede ütüsüz ceketiyle
dikkat çeker. Bunun yanında Aydın’ın oteline yaptığı ziyaretlerin birinde Aydın
müsait olmadığı için onu Aydın’ın çalışma odasına alırlar. Bir süre bekledikten
sonra Aydın gelir ve odanın kokusundan rahatsız olduğu için camları açar.
Açıkça ifade edilmese de bu sahnede İmam Hamdi’nin ayaklarının koktuğu izlenimi
verilir.
Sonuç
olarak İmam Hamdi karakteri Kış Uykusu
filminde oldukça olumsuz tasvir edilmiştir. Din eğitimi alanında çalışmalar
yapan kişilerin bu tasvir üzerine kendilerine şu soruyu sormaları
gerekmektedir:
Böyle bir
din adamı gerçekten var mıdır?
Böyle bir
din adamı varsa, bu durumu ortaya çıkartan sebepler araştırılmalı, özellikle
din adamlarının eğitimine oldukça önem verilmelidir. Sadece mesleki bilgiler
değil bunun yanında İslam kültür ve medeniyetini doğru temsil etmeyi sağlayacak
estetik duyarlılık da kazandırılmaya çalışılmalıdır.
Böyle bir
din adamı yoksa, Diyanet İşleri Başkanlığı’ınca kurulacak çeşitli kurullar
vasıtasıyla sosyal ve kültürel mecralarda din adamlarını olumsuz gösteren
yapımcı, yönetmen vb. kişilerle diyalog içine girilerek bu durumun sebepleri
üzerine araştırmalar yapılmalıdır. Çünkü önyargı içermeyen tüm eleştiriler
kurumların kendilerini yenilemeleri için önemli fırsatlar sağlar.
Son olarak
dini değerlere önem veren tüm kişi ve kuruluşların olumsuz tasvirleri
eleştirmelerinin yanında, toplumun anlam perspektiflerinin oluşmasına katkı
sağlayacak kültürel üretimlerin içinde olması da oldukça önemlidir. Müslümanlar
bu sayede kendileri hakkında üretilen anlamın seyircisi değil bizzat faili olma
şansını elde edebilirler.
Nuri Bilge Ceylan Kış Uykusu İnformal Öğrenme Anlam Yapma Din Adamı
Abstract:
Religious education needs to examine and describe
informal education processes along with formal ones, since informal learning
effects the formation of individual's and society's meaning perspectives. The
informal learning may occur through the various experiences in individual's
daily life. One of the experiences that may cause informal learning is motion
picture. The study aims to uncover how religious man is depicted in
contemporary Turkish cinema. In this context, Nuri Bilge Ceylan’s Winter Sleep movie was analyzed through
applying instrumental case study, one of qualitative research methods. Imam
Hamdi character in the movie was selected as a source of data for analyses to
be made about it. As a result of
analyses, it was detected that Imam Hamdi, one of the movie characters, was
depicted as poor person. This poverty is not only in a financial sense but
encompasses all forms of capital. In other words, Imam Hamdi, as well as
material poverty, has been reflected as a character ignorant and far from
aesthetic sensibility. Because of these reasons, the characters in the movie do
not respect him. In final section of the study, authenticity of religious man
character portrayed in the movie was debated and recommendations were made in
relation to this debate.
Summary: Starting from the time of birth, an
individual learns by way of various experiences in daily life. While certain
learning experiences are taken under control and formalized with age, there are
other learning experiences which have not been formalized. Educational sciences
classify such uncontrolled learning as “informal learning”. Sources of informal
learning may be various experiences. The individual may form a unique
perspective of meaning via different experiences and at most times, he/she is
not aware of these perspectives of meaning. The perspectives of meaning that
have been gained by way of informal learning may cause the individual to move
towards certain actions while withdrawing from others in an unconscious manner.
Informal learning may emerge through various experiences. One of these
experiences is movies. Thus, examination and description studies that will be
carried out on movies are quite important for all areas of social sciences. In
this context, the objective of this study is to examine how religious
functionaries are portrayed in Turkish cinema. The movie by Nuri Bilge Ceylan
entitled Winter Sleep was selected as
the sample. The Imam Hamdi character in the movie, Winter Sleep, has been examined within the framework of the
“performance” and “stage” concepts that Erving Goffman used to explain social
behavior and the religious functionary portrayed by the director was analyzed.
Winter Sleep takes place in the Cappadocia region. The lead
character of the movie, Aydın, is a wealthy individual who runs a hotel in the
region. The general storyline of the movie is related with issues among Aydın,
Aydın’s wife Nihan and Aydın’s sister Nejla. The character of Imam Hamdi is a
tenant at Aydın’s house in the region. Aydın takes him to court due to the fact
that he has not been able to pay the rent for a long period of time. Ilyas,
Imam Hamdi’s nephew who gets angry at Aydın because debt enforcement officers
came to their house breaks the window of Aydın’s car in one of the first scenes
of the movie. Aydın and his helper take the kid and go to Imam Hamdi’s house.
Imam Hamdi appears for the first time in this scene.
When the
character of Imam Hamdi is examined within the “performance” concept used in a
Goffmanian sense – an action performed by an individual in front of an audience
that has an impact on the observers – the characteristics emphasized by the
director are as follows:
Imam Hamdi
changes his attitude towards people according to their socioeconomic status.
While he is acting very modest when faced with the characters of Aydın and
Nihan in the movie, his attitude changes when faced with other characters.
Another
characteristic of Imam Hamdi emphasized by the director is that he is poor.
This poverty is not only in a financial sense but encompasses all forms of
capital. Since Imam Hamdi is poor in terms of both “economic capital” and
“cultural capital”, Aydın has a negative impression of him. According to Aydın,
Imam Hamdi is an uneducated religious functionary who does not know how to
behave and who does not provide any reassurance to those around him. Hence,
Aydın does not want to get involved with the Imam Hamdi character. He directs
Imam Hamdi to his helper and lawyers regarding the issues between them. Imam
Hamdi continues to try to meet with Aydın personally in the later scenes of the
movie.
Another
characteristic of Imam Hamdi that attracts attention with regard to
“performance” is that he describes the morning prayer time as “wee hours”. In
addition, the insincerity in his tone is quite striking when referring to
religious matters. In these scenes, he puts forth a “cynical” – disbelief in
what he himself is doing – attitude with regard to performance.
In the last
scene that Imam Hamdi depicts a “performance” in the movie, he attracts
attention by accepting the support provided by Aydın’s wife Nihan. He first
does not want to accept the money, but takes it when he learns that no one else
is aware of this. Imam Hamdi’s brother throws the money accepted by Imam Hamdi
into the fire. In this scene, the drunk brother takes on a proud attitude
instead of Imam Hamdi.
When the
characteristics of “stage” that Goffman describes as a general and unchanging
section for the transmission of messages, it is possible to make a three
layered evaluation. In the first layer, the garden of the house of Imam Hamdi
is quite striking. The iron frame of a bed thrown away in a corner, plastic
window frames, etc. along with items scattered here and there attract attention
in the first shot of the garden that we see. We see nothing of aesthetic beauty
in the garden. When we enter the house, unrelated objects pans, salt cellar,
water pitcher, plastic washbowl scattered around on the table or here and there
attract our attention. Nails have been driven on all walls in the living room
and objects that result in ugly views have been hung on them. The most
interesting of the items hung on the walls is a microphone. A cabled microphone
is left hanging just like that on the living room wall. These images indicate
that the living room is used only with an instinct of staying alive devoid of
any aesthetic apprehension. After the living room, we see the room of Imam
Hamdi. This is no different than the garden or the living room. There is no
library in the room. Only a few books that seem as if they have been stuck together
attract attention. The Qur’an has been wrapped in clothes and hung on the wall.
The second
layer related with the stage of Imam Hamdi is his family. Imam Hamdi lives with
his mother and his brother’s family. No detail is given in the movie about Imam
Hamdi’s mother and his aunt. His brother Ismail attracts attention as a drunk
and quarrelsome character. Whereas Imam Hamdi’s nephew, Ilyas, had broken the
window of Aydın’s car in the first scene of the movie. So, they both display
negative behaviors. Imam Hamdi has had no positive impact on them. Because as
was stated above, Imam Hamdi is not a religious functionary who can make
sufficient impact on those around him.
The “stage”
in which Imam Hamdi is displayed, that is his clothing, make up the final
“stage” in the movie. For instance, Imam Hamdi attracts attention with his
wrinkled shirt in the first scene that he is seen. In addition, he is taken
into Aydın’s study room during one of his visits to Aydın’s hotel because Aydın
is not available at the time. A short while later Aydın arrives and opens the
windows because he is disturbed by the odor in the room. Even though it is not
put forth openly, it is implied that the feet of Imam Hamdi stink.
As a
result, the character of Imam Hamdi has been displayed as a very negative
character in Winter Sleep. Those who
are working in the field of religious education should ask themselves these
questions:
Are there
really religious functionaries like this?
If yes, the
reasons that result in this should be examined and great importance should be
given to the education of religious functionaries. Aesthetic sensibility that
will enable them to represent the Islamic culture and civilization properly
should also be among the aims of education in addition to providing
professional knowledge.
If there
are no such religious functionaries, various councils should be established by
the Presidency of Religious Affairs to get in touch with directors, producers,
etc., who portray religious functionaries negatively in social and cultural
media in order to learn the underlying reasons. Because all criticisms without
inherent prejudice provide significant opportunities to institutions to
renovate themselves.
Finally, it
is very important that all individuals and institutions that give importance to
religious values take part in cultural productions that will result in the
formation of perspectives of meaning for the society in addition to criticizing
such negative depictions of people and institutions. In this manner, Muslims
may find the chance to become the perpetrator of the meaning produced with
regard to themselves instead of being its audience.
Nuri Bilge Ceylan Winter Sleep Informal Learning Making-Meaning Religious Functionary
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 21 Sayı: 2 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.