Dede Korkut Hikâyeleri Oğuz Türklerinin X-XI. yüzyıllarda yaşadıkları bir takım olay ve mücadeleleri şahıslar etrafında anlatan milli kültür mirasımızdır. Söz konusu zaman aralığı özellikle Türklerin Müslüman oldukları tarihler olarak önemlidir. Bu eserde Türklerin Müslümanlıktan önce ve sonraki kahramanlıkları, örf, adet ve gelenekleri, sosyo-kültürel ve ahlaki yaşantıları analiz edilmiştir. Eserde üzerinde durulan mevzulardan biri de Türklerin Müslüman olmalarını müteakiben dînî inanışları ve ibadetleridir. Bu bağlamda Allah inancı hikâyelerde en çok üzerinde durulan inanç esasıdır. Ulûhiyet konuları içinde yer alan Kader konusu da hikâyelerde işlenen diğer bir temadır. Ayrıca başta Hz. Muhammed olmak üzere bazı peygamberler hakkında anlatımlara da yer verilmiştir. Diğer taraftan Cebrail ve Azrail isimli meleklerden bahsedilmiştir. İlahi kitaplara gelince, sadece Kur’an’dan ismen bahsedilmiş, diğer kitaplara değinilmemiştir. Yine ölüm, kıyamet, Cennet, Cehennem, Kevser Havuzu gibi ahiret inancı içerisinde yer alan inanışlara da yer verilmiştir. Dede Korkut Hikâyeleri İslam dinini öğretmek için yazılmış didaktik bir yapıt değildir. Bilakis hikâyelerde İslam, birey ve toplumun ruhu/özü haline gelmiş bir unsur olarak işlenmiştir. Bu çalışmanın amacı Dede Korkut hikâyelerindeki anlatımlardan hareketle Türklerin, özellikle de Oğuz Türklerinin itikadi inanışlarının göstergelerinin imanın altı şartı bağlamında araştırılması ve bunların İslam akidesi açısından değerlendirilmesidir.
Özet: Dede Korkut hikâyeleri Türk Halk Edebiyatının sözlü geleneği içerisinde oluşturulmuş toplam on iki destansı öyküden meydana gelmektedir. Türk Halk Edebiyatımızın en eski eserlerinden birisi olan bu hikâyelerin köklerinin VII. asra kadar gittiği söylenmektedir. Genel kabule göre X-XI. yüzyıllarda yaşamış olan Oğuz Türklerini anlatan Dede Korkut hikâyeleri XV. yüzyıldan sonra yazıya aktarılmıştır. Hikâyeleri yazıya aktaranın/aktaranların kimliği hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır.
Hikâyelerin kendisine nispet edildiği Dede Korkut da aslında hikâyelerde yer alan bir karakterdir. Kopuz çalan, şiirler söyleyen, çocuklara isim koyan, evlilik işlerinde aracılık yapan, anlaşmazlıkları çözen, yaptığı dualarla dînî ritüellerde önderlik yapan Dede Korkut, hemen her hikâyede özellikle toplumsal olaylarda Oğuzların ulusu ve bilgesi konumunda saygı gösterilen veli bir şahsiyet olarak öne çıkmaktadır.
Bu eserde Türklerin Müslümanlıktan önce ve sonraki kahramanlıkları, örf ve adetleri, gelenekleri, sosyo-kültürel ve ahlaki yaşantılarından bahseden pek çok anlatım bulunmaktadır. Hikâyeler Eski Türk inanışlarından birçok izler taşımaktadır. Ancak bunlar bu çalışmanın konusu değillerdir. Hikâyelerin oluşturulduğu X-XI. asırlar Türklerin Müslüman oluş tarihlerine rastlamaktadır. Bu durum hikâyeleri daha da önemli kılmaktadır. Zira hikâyelerde İslam Dini’nin temel iman esasları ile ilgili oldukça zengin anlatımlar bulunmaktadır. İmanın altı esasından özellikle Allah inancı hikâyelerde en çok üzerinde durulan iman ilkesidir. Allah’ın birliğine vurgu yapılan hikâyelerde O’nun Arapça isimleri yanında Türkçe ve Farsça isimleri zikredilmekte, doğrudan veya dolaylı olarak sıfatlarından bahsedilmektedir.
Allah’ın ezelî bilgisi ve takdiri ile ilgili kaza ve kadere iman hikâyelerde yer alan diğer bir iman objesidir. İşlerin Allah’ın dilemesi ile meydana gelmesi, erkek ve kız çocukları Allah’ın vermesi, insana yaş ve ömür takdir edilmesi, rızıkların ve ölüm vaktinin belirlenmesi, başa gelen musibetlerin Allah’ın yazması ile olduğu kader ile ilgili işlenen konulardan bazılarıdır.
Hikâyelerde peygamberlere iman ile ilgili anlatımlar da bulunmaktadır. Özellikle Hz. Muhammed’in peygamberliğinin öncelendiği öykülerde Hz. Âdem, Nuh, İbrahim ve Musa diğer ismi geçen peygamberlerdir. Hz. Âdem’in halife kılınması ve İblis ile olan hikâyesi, Hz. Nuh’un karısı ve eşeği, Hz. İbrahim’in ateşe atılıp yanmaması, Allah’ın Hz. Musa ile konuşması ve Hz. Musa’nın asası hikâyelerdeki nübüvvet ile ilgili anlatımlardan bazılarıdır. Hz. İbrahim’in karşısında Nemrut, Hz. Musa’nın karşısında Firavun hikâyelerde bahsi geçen olumsuz şahsiyetler olarak anlatılmıştır.
Hz. Muhammed hikâyelerde şefaati istenen, kendisine salâtu selam okunan, günahların bağışlanması ve duaların kabulü için vesile kılınan, Hz. Resül aleyhisselam, Tanrı dostu, din büyüğü, din serveri gibi nitelendirmelerle yüceltilen bir konumda işlenmiştir. Hz. Muhammed’den bahsedilirken yüksek bir saygı ve coşkun bir sevginin olduğu hissedilir. Ondan söz edilirken “Adı görklü Muhammed”, “Adı görklü Muhammed Mustafa” gibi hürmet ve muhabbet belirten ifadeler kullanılmıştır.
Hikâyelerde Allah’ın indirdiği kitaplardan sadece Kur’an’dan bahsedilmiş, Tevrat, Zebur ve İncil’den hiçbiri zikredilmemiştir. Kur’an’ın gökten indiği, Tanrı kelamı ve ilmi olduğu, Hz. Osman tarafından yazıldığı (çoğaltıldığı) gibi hususlara yer verilmiştir. “Görklü Kur’an” şeklinde nitelendirilmiştir.
Öykülerde meleklere iman konusuna da yer verildiği ve sadece dört büyük melekten ikisinden bahsedildiği görülmektedir. Bunlardan ilki Deli Dumrul hikâyesindeki ana kahramanlardan birisi olan ölüm meleği olan Azrâil’dir. Azrâil Allah’ın emriyle canlıların ruhunu alıp onları öldüren, al kanatları olan, gökten gelen bir melek olarak anlatılmıştır. Yine onun insan ve güvercin şekline girmesi, Deli Dumrul ile mücadele etmesi hikâye edilmiştir. Hikâyelerde adı geçen diğer büyük melek ise Cebrâil’dir. Begil Oğlu Emre hikâyesinde Allah’ın emirlerini yerine getiren bir melek olarak anlatılmaktadır. Bunlar dışında diğer meleklerden ve onların erkeklik ve dişilikten münezzeh, günah işlemeyen, nurdan yaratılmış manevi varlıklar olmaları gibi özelliklerinden hiçbir şekilde bahsedilmemiştir. Görünmeyen varlıklardan olarak şeytan da hikâyelerde Hz. Âdem’e secde etmediği için huzurdan kovularak lanetlenmesi sebebiyle zikredilmiştir.
İman esaslarından birisi olan ahirete iman ilkesi de hikâyelerde işlenen konulardan birisidir. Ecel, ölüm, diriliş, hesap, Cennet, Cehennem, Cennette Allah’ın yüzünü görmek, Kevser Havuzundan su içmek bu ilkeyle ilgili olarak ele alınan konuların bazılarıdır. Hikâyelerde Cennetten bahsedilirken, Arapça “Cennet” kelimesi yanında Türkçe “Uçmak”, Farsça “Behişt” isimleri de zikredilmiştir.
Dede Korkut kitabı İslam Dininin akidesini veya pratiklerini insanlara öğretmek amacıyla yazılmış bir din kitabı değildir. Bilakis bireysel ve toplumsal yaşantıların anlatıldığı bir eserdir. Hikâyelerde Kur’an’dan herhangi bir ayete ve hiçbir hadis rivayetine yer verilmemektedir. Fakat Kur’an ayetlerinde ve hadislerde geçen birçok hususun anlatımlarda ifade edildiği görülür. Sözgelimi Allah hakkında kullanılan el-Ehad, doğmamış, doğrulmamış, benzeri olmayan cümleleri hikâyelerde birkaç kez geçmekte olup, İhlas suresinde ifade edilen hususlardır. Keza Hz. İbrahim’in ateşe atılıp yanmaması, Allah’ın Hz. Musa ile konuşması, ona mucize olarak asa vermesi Kur’an’da anlatılan olaylardır. Kevser Havuzu, Ahirette müminlerin Rablerini görecekleri, Besmeleyle başlamayan işin bereketsiz olacağı gibi hususlar ise hadislerde bildirilmiştir. Bununla birlikte hikâyelerde Nemrut’un okunun balığın karnına saplanması gibi Kur’an ve sahih hadislerde geçmeyen bilgilere de rastlanmaktadır
Mevcut haliyle hikâyelerde anlatılanların genelinden yola çıkarak Dede Korkut hikâyelerinde bahsedilen Oğuz Türklerinin Ehl-i Sünnet yorumunu benimsemiş Müslüman topluluklar olduklarını sonucunu çıkarmak mümkün görünmektedir. Bununla birlikte erken dönemlerde oluşturulan hikâyelerin yazıya aktarılma sürecinde orijinalliklerinin bozularak Ehl-i Sünnet yorumuna göre dizayn edilmiş olabilme ihtimali varsayıldığında bu çıkarımın anlamını yitireceğini de hatırlatmak gerekir.
Kelâm Akait Dede Korkut Hikâyeleri Allah Peygamberlik Ahiret Kader
Dede Korkut Stories are a national cultural heritage that narrates about events and challenges of Oghuz Turks in 10th-11th centuries. This period of time is important, as it was the times when Turks became Muslims. In this work, heroism, customs, habits and traditions, socio-cultural and moral life of the Turks before and after becoming Muslims are analysed. One of the topics addressed in this work is religious beliefs and worships of the Turks after became Muslims. In this context, the belief in Allah appears to be the most emphasized type of belief in the stories. The theme of fate, which is included in the subjects of Tawḥīd (oneness of Allāh) is another theme mentioned in the stories. The stories also includes some expressions regarding particularly the Prophet Muḥammad as well as some other prophets. Jibrīl and ʿAzrāʾīl angels are also mentioned. As for the Divine Books, only the Qur’ān is namely addressed and other divine books are not mentioned. The beliefs regarding afterlife, such as death, resurrection, heaven, hell, pool of al-Kawthar (abundance) are also referred to in the stories. The Book of Dede Korkut is not a didactic work written to teach Islam. On the contrary, in the stories, Islam is discussed as an element of the spirit/essence of individual and society. The aim of this study is to investigate the representations of the beliefs of tawḥīd, prophecy and hereafter of the Turks, especially the Oghuz Turks with reference to narrations in Dede Korkut stories. It aims to discuss them in the context of six pillars of faith and evaluate from the Islamic belief point of view.
Summary: The Book of Dede Korkut consists of twelve epic stories created within the oral tradition of Turkish Folk Literature. It is said that the origins of these stories, which are one of the oldest works of Turkish Folk Literature, went as far as 7th century. It is generally accepted that the Book of Dede Korkut, which narrates about Oghuz Turks who lived in 10th-11th centuries was transferred to writing after 15th century. There is no information found about writer/s of the Book.
Dede Korkut, who considered being the narrator of the stories, is in fact a character in the stories. Dede Korkut plays qobuz, reads poetry, names children, mediates in marital affairs, resolves disputes, and leads religious rituals in the stories. Therefore, he stands out as a saint figure and considered to be wise man of the Oghuz Turks in almost every story, especially regarding social events.
In this work, there are many expressions about heroism, customs, habits and traditions, socio-cultural and moral experiences of the Turks before and after becoming Muslims. The stories bear many traces from the earlier Turkish beliefs. However, these are not the issues of this study. The dates of the emergence of the stories, 10th and 11th centuries, coincides with the times when the Turks became Muslim. This situation makes the stories more important as they include rich narratives about the fundamental beliefs of Islam. Especially the belief in Allāh, which is one of the six pillars of faith, appears to be the most emphasized in the stories. In these stories, Turkish and Persian names of Allāh as well as His Arabic names and attributes are mentioned directly or indirectly.
The belief in predestination and casualty related with Allāh's eternal knowledge and determination is another faith object that takes place in the stories. The issues regarding the predestination discussed in the stories as follows: the deeds occur with the wish of Allāh; Allāh decides whether the child male or female; Allāh predestines human lifetime, livelihood, time of death and calamities.
There are also narrations about the belief in the prophets in the stories. Particularly the Prophet Muhammad's prophecy is prioritised. Adam, Noah, Abraham, and Moses are the other prophets mentioned in the stories. The successive authority of Adam and His story with Iblīs; the wife and donkey of Noah, not burning of Abraham when he was thrown into the fire, the speaking of Allāh with Moses and the staff of Moses are some of the expressions related with prophecy in the stories. Nimrod against Abraham and Pharaoh against Moses are described as negative personalities in the stories.
In the stories, the Prophet Muhammad (pbuh) is handled in a position that intercession is demanded from Him. Greetings and prayers are read for Him. His intercession is sought for forgiveness of sins and acceptance of prayers. He is exalted with some attributions, such as the holly Prophet Peace be upon Him, friend of Allāh, the leader of religion and the headman of religion. When the Prophet Muhammad is mentioned, it is felt that there is a high respect and an enthusiastic love. When he is addressed, the expressions indicating respect and affection, such as "His name is magnificent Muhammad" and "His name is magnificent Muhammad Mustafa" are used in the stories.
In the stories, only the Qur’ān is mentioned among the divine books, none of the Torah, the Zabūr and the Injīl is mentioned. It is referred that the Qur’ān descended from the heavens and it is the word of Allāh and His knowledge, and it was copied (collected) by Uthman. It is described as "Magnificent Qur’ān".
It is seen in the stories that there is also a place for the belief in angels and only two of the four great angels are mentioned. One of them is ʿAzrāʾīl, the death angel. It is one of the main heroes in the story of Deli Dumrul. ʿAzrāʾīl is described as an angel from the sky, who has red-winged, who takes the souls of living beings by the command of Allāh and kill them. It is also narrated that ʿAzrāʾīl takes the form of human and pigeon, and the struggle of ʿAzrāʾīl with Deli Dumrul. The other great angel mentioned in the stories is Jibrīl. In the story of Emre, the Son of Begil, it is described as an angel fulfilling the commandments of Allāh. Apart from these, there is no information about other angels and their characteristics, such as not being gendered, not to sin, and being created from light. Within the scope of invisible beings, the Devil is also narrated in the stories as it did not prostrate itself to Adam, and therefore it was repelled and cursed.
The principle of the belief in Hereafter, which is one of the pillars of faith, is also dealt with in the stories. The ending, death, resurrection, reckoning, Heaven, Hell, seeing Allāh's face in Heaven, drinking water from the pool of al-Kawthar are some of the topics addressed in relation to this principle. While talking about Heaven in the stories, the words "Uçmak" (flight) in Turkish and "Behesht" (paradise) in Persian are mentioned in addition to Arabic "Jannah" (heaven).
The Book of Dede Korkut is not a religious book written to teach the ʿaqāʾid (beliefs) of Islam or its practices. On the contrary, it is a work that narrates about people’s lives and social experiences. There is neither any specific verse from the Qur’ān nor sayings or the deeds of the Prophet (ḥadīth) included in the stories. However, the contents of many issues stated in the Qur’ān and ḥadīth are expressed in the stories. For instance, the statements from the surah (chapter) al-Ikhlāṣ (sincerity), such as al-Aḥad (the one), Allāh begets not, nor was He begotten, and not being any equivalent to Him are mentioned in the stories. Likewise, not burning of the Prophet Abraham when thrown into the fire, speaking of Allāh with Moses and giving the stuff to him as a miracle are also stated in the Qur’ān. As for the pool of al-Kawthar, the believers’ seeing Allāh in Heaven, ineffectiveness of the deeds without saying in the name of Allah are mentioned in ḥadīths. However, some information that is not rooted in the Qur’ān and ḥadīths, such as the stinging of Nimrod's arrow is also encountered in the stories.
Based on the narrations in the stories, it seems possible to draw the conclusion that the Oghuz Turks mentioned in the Book of Dede Korkut adopted Ahl al-Sunnah (people of Sunnah) interpretation of Islam. However, it should be reminded that this implication will lose its meaning if it is proved that the original versions of the stories were redesigned according to the interpretation of Ahl al-Sunnah in the process of transferring them into writing.
Kalām ʿAqāʾid Book of Dede Korkut Allāh Prophethood Hereafter Predestination
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 6 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 22 Sayı: 1 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.