Ülkemizde hafif düzey zihinsel engelli öğrenciler kaynaştırma yolu ile genel eğitim sınıflarında eğitim görmektedirler. İhtiyaca binaen bu öğrenciler için Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) hazırlanmaktadır. BEP’in zihinsel engelli öğrencilerin din eğitimlerine etkisi henüz yeterince tartışılmamıştır. Bu araştırmanın amacı, BEP’in zihinsel engelli öğrencilerin din eğitimi başarılarına etkisini ve bu öğrencilerin dini öğrenme düzeylerini incelemektir. Bu amaçla, ilkokul 4. sınıfta okuyan 6 hafif düzey zihinsel engelli kaynaştırma öğrencisine genel eğitim sınıfında verilen din eğitimine ek olarak, destek eğitim odasında bir eğitim ve öğretim yılı boyunca haftada 2’şer saat eğitim yapılmıştır. Yarı deneysel olarak tasarlanan çalışma, tek denekli çoklu başlama modeline göre düzenlenmiştir. Eğitim süreci; Başarı Testi, Öğretmen Gözlem Formu ve Öz Değerlendirme Formuna dayanan ön test, son test ve kalıcılık testleri ile değerlendirilmiştir. Neticede BEP’in zihinsel engelli kaynaştırma öğrencilerinin (ZEKÖ) din eğitimi başarılarını olumlu etkilediği görülmüştür. Bu çerçevede öğrencilerin toplumdan özellikle de akranlarından etkilendiği, zaman verildiğinde dini bilgiyi yapılandırdıkları, normal bireylerin dini davranışlarını anlamlandırdıkları, daha duygusal oldukları, günlük yaşamda kullanılmayan dini bilgileri unuttukları, başardıkça öz güven ve öz saygılarının arttığı ve değerleri içselleştirebildikleri tespit edilmiştir.
Özet
İnsanlar yaratılışları itibariyle birbirinden farklılık gösterirler. Bu farklılık engelli olarak nitelendirilen insanlarda daha fazladır. Bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından ciddi derece farklılık gösteren ve bundan dolayı oynaması gereken rolleri oynamakta sıkıntı çeken engelli bireyler birkaç grupta değerlendirilir. Bu gruplardan biri zihinsel engellilerdir. Zihinsel engelliler normal bireyler gibi çeşitli haklara sahiptirler. Bu haklardan biri de eğitim hakkıdır. Ulusal ve uluslararası yasalar zihinsel yetersizliği olan bireylerin söz konusu bu eğitim haklarını güvence altına almıştır. Benzer şekilde İslam dini ve onun en iyi uygulayıcısı Hz. Muhammed de zihinsel engellilerin dilenci kitlelerine dönüşmelerine ya da evlere tecrid edilmelerine rıza göstermemiş bilakis onları toplumla bütünleştirmeye çalışmıştır. İslam’a göre zihinsel yetersizliği olan bireyler “eda ehliyetine” sahip olmasalar bile “hak ehliyetine” sahiptirler. Bu hak, onların normal bireyler gibi ancak farklılıklarını dikkate alan bir eğitim almalarını gerekli kılmaktadır. Zira zihinsel engelli öğrenciler öğrenme özellikleri itibariyle akranlarından faklılaştıklarından normal öğrenciler için düzenlenen eğitim öğretim etkinliklerinden yeterince faydalanamamaktadırlar. Bu yüzden zihinsel engellilerin başarılı olmaları ve bağımlı olmadan toplumla yaşamaları için bu öğrenciler özel eğitime ihtiyaç duymaktadırlar.
Son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de özel eğitime gereksinim duyan zihinsel engelliler için “en az kısıtlanmış eğitim ortamı” ilkesi dikkate alınarak akranları ile birlikte eğitim almalarını öngören bir yaklaşım benimsenmektedir. Bu yaklaşım tüm eğitim kademelerinde uygulanmaya çalışılmaktadır. Rehberlik ve Araştırma Merkezinde yapılan tanı ve değerlendirmelere bağlı olarak Zihinsel engelli öğrencilerin büyük bir kısmı normal okullara yerleştirilmektedirler. Bu öğrenciler, diğer dersler gibi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini normal öğrenciler ile birlikte almaktadırlar. Bununla birlikte öğrenmelerine bağlı olarak destek eğitim odasında 1-3 kişi olarak ayrı eğitim alma hakları da bulunmaktadır. Tanıları Rehberlik ve Araştırma Merkezlerince yapılan bu öğrencilerin eğitiminde gerekli öğretimsel uyarlamalar öğrencilerin eğitiminde temel rol oynayan öğretmence yapılmaktadır. Özel eğitime gereksinim duyan söz konusu zihinsel engelli kaynaştırma öğrencilerin eğitiminde önemli unsurlardan biri de bireyselleştirilmiş eğitim programıdır. Bu program öğrenci eğitimine katkısı olabilecek tüm paydaşların işbirliği ve ortak kararı ile hazırlanmaktadır. Öğrencinin öğrenme öğretme etkinliklerine katılma durumu, destek eğitim odasında alacağı eğitimin miktarı ve niteliği bu programı çerçevesinde yapılmaktadır.
Kaynaştırma yolu ile eğitim alan zihinsel engelli öğrencilerin eğitiminde en önemli derslerden biri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersidir. Çünkü bu ders öğrencinin sosyalleşmesinde ve bağımsız olarak hayatını sürdürmesinde ciddi katkılar sağlama potansiyeline sahiptir. Ancak kaynaştırma yolu ile yapılan din eğitiminin niteliğini bilimsel düzeyde araştıran sınırlı sayıda çalışma mevcuttur. Dahası bu çalışmalar içerisinde yarı deneysel olarak uygulamalı yapılana şuana değin rastlamamıştır. Bu çalışma zihinsel engelli öğrencilere yönelik kaynaştırma yolu ile yapılan eğitimin niteliğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu temel amaç doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim programına bağlı olarak destek eğitim odasında yapılan din eğitiminin öğrencinin başarısına katkısını belirlemeyi hedeflemektedir. Ayrıca zihinsel engellilerin din öğrenmelerine yönelik zihinsel becerilerini nasıl kullandıklarına dair çıkarsamalar yapmayı mümkün kılmaktadır. Çalışmanın amacına bağlı olarak 2015- 2016 eğitim öğretim yılı boyunca ilkokul 4. Sınıf öğrencisi 6 zihinsel engelli kaynaştırma öğrencisi ile eğitim yapılmıştır. Yarı deneysel olarak tasarlanan çalışma, tek denekli çoklu başlama modeline göre düzenlenmiştir. Eğitim süreci başka bir ifade ile zihinsel engelli öğrencilerin dini öğrenmelerine yönelik gelişimleri; Başarı Testi, Öğretmen Gözlem Formu ve Öz Değerlendirme Formuna dayanan ön test, son test ve kalıcılık testleri ile değerlendirilmiştir
Çalışmanın bulguları; İnanç, İbadet, Hz. Muhammed, Kur’an ve Yorumu, Ahlak, Din ve Kültür öğrenme alanlarına göre tasnif edilmiştir. Tüm öğrenme alanlarında öğrencilerin son test başarı puanları ön test başarı puanlarından yüksek bulunmuştur. Bu durum bireyselleştirilmiş eğitim planına dayalı destek eğitim odasında yapılan din eğitimin öğrencinin başarısına olumlu katkı sağladığını göstermektedir. Kalıcılık testi sonuçlarının ise son test sonuçlarına yakın olması ise öğrencilerin edindikleri kazanımları kısa sürede kaybetmedikleri şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca öğrencilerin toplumdan özellikle de akranlarından etkilendiği, zaman verildiğinde dini bilgiyi yapılandırdıkları, normal bireylerin dini davranışlarını anlamlandırdıkları, daha duygusal oldukları, günlük yaşamda kullanılmayan dini bilgileri unuttukları, başardıkça öz güven ve öz saygılarının arttığı ve değerleri içselleştirebildikleri tespit edilmiştir. Bu sonuçlara bağlı olarak aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.
Destek Eğitim Odaları işlevli hale getirilerek, bu odalarda konunun mahiyetine ve hedeflerine bağlı olarak bireysel ya da grup şeklinde, BEP’e dayalı din eğitimi yapılmaya özel önem verilmelidir.
Din eğitiminde ZEKÖ’lerin performansları dikkate alınarak, normal yaşamlarına katkılarına göre dinin ilgili boyutuna ağırlık verilmeli ve bu süreçte tutarlı ve sabırlı olunmalıdır.
ZEKÖ’ler farklı öğrenme ve algılama düzeyine ve yaşamın her aşamasında farklı gelişimsel özelliklere sahip olduklarından, onlara yönelik din eğitimi, ilgi ve meraklarından hareketle mevcut kapasitelerini doğru kullanabilmelerini öncelemelidir.
ZEKÖ’ler dinin bilgi boyutundan ziyade duygu boyutundan etkilendikleri için onlara yönelik din eğitimi akademik, literal ya da doktriner olmaktan ziyade onların his ve duygularına hitap eden yaşama dönük olmalıdır.
Farklı çalışma grubu öğrencileri ile benzer çalışmalar yapılarak konu ile ilgili varılan sonuçlar karşılaştırmalı olarak yorumlanmalıdır.
Din Eğitimi Kaynaştırma Din Eğitimi Zihinsel Engelli Destek Eğitim Odası Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı
In our country, mildly mentally disabled students are being educated in general education classes by means of integration. An individualized education program (IEP) is being prepared for these students when needed. However, the impact of BEP on students with intellectual disabilities in religious education has not yet been sufficiently discussed. The purpose of this research is to examine the impact of the IEP on the achievement of religious education of mentally disabled students and the level of religious learning of these students. For this purpose, in addition to the education given in the general education class for the 6 mildly mentally disabled integration students studying in the 4th grade of primary school, 2 hours of education were carried out in the support education room per week during the education and training year. Semi-experimental study was designed according to the single-tasked multiple-start model. Education process was evaluated by Achievement Test, the Teacher Observation Form, the pre-test based on the Self-Assessment Form, post-test and retention tests. As a result, it has been seen that BEP has a positive effect on the achievement of religious education of mentally disabled students (ZEKÖ). In this framework, it has been found that students are influenced by the society, especially by their peers, when they are given time they constitute religious knowledge, they understand normal individuals religious behaviours, they are more emotional, they forget religious information that is not used in everyday life and when they accomplish they increase self-confidence and self-esteem and internalize values.
Summary
People differ in their creation. This difference is greater in people disabled. In terms of individual traits and educational qualifications, individuals with disabilities who are severely different from their peers and who have difficulty in playing the roles they should play are evaluated in several groups. One of these groups is mentally disabled. Mentally handicapped people have various rights as normal individuals. One of these rights is the right to education. National and international laws guarantee the educational rights of individuals with intellectual disabilities. Similarly, Islam and his best practitioner, the prophet Muhammad, did not consent to the transformation of the mentally disabled into begging masses or to their isolation, but rather to integrate them into society. According to Islam, individuals with intellectual disabilities have the “capacity to acquire rights“, even if they do not have "capacity to act". This right requires them to receive an education that takes into account their differences, just like normal individuals. Because of their learning characteristics, mentally retarded students differ from their peers, therefore they cannot benefit from the educational activities organized for normal students. So, these students need a special education to ensure that the mentally disabled are successful and live in society without being dependent.
Inrecent years, in our country as well as in the world, the principle of "least restricted education environment" is taken into consideration for mentally handicapped people who need special education, which approaches to co-education with their peers. This approach is tried to-be applied at all educational levels. Due to the diagnosis and evaluation in the Guidance and Research Center, a large number of mentally retarded students are placed in normal schools. These students, like other courses, take the Religious Culture and Moral Knowledge Course together with the normal students. However, depending on their learning, they have the right to receive separate training as 1-3 people at-the support training room. The instructional adaptations necessary for the education of these students made by the Guidance and Research Centers are carried out by the teacher who plays the basic role in the education of the students. One of the important elements in the education of these mentally retarded students who need special education is the individualized education program. This program is prepared by the cooperation and joint decision of all stakeholders who may contribute to student’s education. The status of the student to participate in the learning and teaching activities, the amount and the quality of the education to be received in the support education room are made within the framework of this program.
One of the most important courses in the education of mentally retarded students who are educated by inclusion is the Religion Culture and Moral Knowledge course. Because this course has the potential to make serious contributions to the socialization of students and to maintain their lives independently. However, there are a limited number of studies investigating the quality of religious education at-the scientific level. Furthermore, it has not been observed that these studies have been quasi-experimental. This study aims to reveal the quality of education for the mentally handicapped students. For this purpose, it aims to determine the contribution of religious education in the support education room to the success of the student depending on the individualized education program. It also makes it possible to make conclusions about how mentally handicapped people use their mental skills to learn religion. Depending on the aim of the study, during the 2015-2016 academic year, primary school 4th grade students and 6 mentally disabled inclusion students were educated. The quasi-experimental study was designed according to the single-subject multiple-start model. The process of the education, in other words, the development of mentally retarded students towards religious learning; were evaluated by Success Test, Teacher Observation Form and Self-Assessment Form based on pre-test, post-test and retention tests.
Findings of the study; Faith, worship, the prophet Muhammad, Qur’an and its commentary, are classified according to the fields of morality, religion, and culture. The post-test achievement scores of the students in all learning areas were higher than the pre-test achievement scores. This shows that religious education in the support training room based on individualized education plan contributes positively to the success of the student. The results of the retention test are close to the results of the final test. In addition, it was determined that the students were affected by the society, especially by their peers, structured the religious knowledge when given time, they understood the religious behaviors of the normal individuals, became more emotional, forgot the religious information that is not used in daily life, increased their self-confidence and self-esteem as they succeeded and internalized the values. Based on these results, the following recommendations have been developed.
Support Education Rooms should be functionalized and special attention should be given to individual or group-based religious education based on the nature and objectives of the subject in these rooms.
In religious education, by taking into account the performances of mentally retarded inclusion students (MHIS), the relevant dimension of religion should be given importance according to their contribution to their normal lives and they should be consistent and patient in this process.
Since MHIS has different levels of learning and perception and different developmental characteristics at every stage of life, it should prioritize their proper use of their existing capacities based on their religious education, interests and curiosities.
Since MHIS is influenced by the emotion dimension rather than the information dimension of religion, religious education for them should be oriented towards life, which is not academic, literal or doctrinal, but rather their life and feelings.
Similar studies with different study group students must be done and the results of the study should be interpreted comparatively.
Religious Education Inclusive Religious Education Mentally Disabled Support Education Room Individualized Education Program
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 22 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.