Postmodernizm ve sömürgecilik sonrası eleştiriler antropolojinin farklı toplumları anlama misyonunun sorgulanmasına neden olmuştur. Aydınlanmacı modernist kabuller üzerinde temellenen materyalist, seküler ve antroposentrik antropoloji yaklaşımları felsefe ve eleştirel teoriden, bilim ve kuantum fiziğine kadar pek çok disiplin tarafından ciddi eleştirilere maruz bırakılmaktadır. Kültürel antropolojinin içinde yer alan din antropolojisi de daha geniş alanda antropoloji içinde yaşanan gelişmelerden birinci dereceden etkilenmektedir. Bu çalışmanın amacı, din antropolojisinde son dönemde ortaya çıkan ve ontoloji vurgusu yapan eleştirel yaklaşımın, farklı toplumların dinî deneyim ve uygulamalarını anlayabilmek için sunduğu potansiyeli ortaya koymaktır. Bu yaklaşım isimlendirilirken, ontoloji kavramı İngilizce’de turn (dönüş) kelimesi ile birleştirilerek ontological turn (ontolojiye dönüş) ifadesi kullanılmaktadır. Çalışmamızda ilk olarak, antropolojinin kuruluşundan bu yana geçirdiği değişimler ele alınarak, ontolojiye dönüşün üzerine oturduğu temel ortaya konulmaktadır. Antropoloji disiplinin şekillenmesinde önemli rol oynayan sosyal yapısalcılık ve Representationalizm’in kabulleri, doğayı ve insanı anlama çabalarını da büyük ölçüde şekillendirmiştir. Antropolojide yaygın kullanıma sahip bu kabullere göre, insan evrensel ve sabit doğa kanunlarına bağlı olan dünyanın işleyişini anlamaya çalışırken, zihninde doğada var olanlar hakkında temsiller oluşturmaktadır. Fakat sadece bir tane doğa olduğuna göre, onun doğru anlaşılmasını ve yansıtılmasını sağlayan temsili de bir tane olmalıdır. Representationalist yaklaşımın, dünyayı temsiller üzerinden anlama çabası kültürel antropolojinin öncülerinden olan Edward Tylor’un inanç, bilgi ve zihin gibi kavramlarının arka planını oluşturmaktadır. Zihin insanın rasyonel kapasitesini ifade ederken inanç (belief) insanın pragmatik olarak ihtiyaç duyduğu, fakat temsil ettiğini iddia ettiği gerçekliklerden tamamen bağımsız temsillerin oluşturduğu bir alandır. Dinî kabuller ve pratikler inanç başlığı altında toplanarak, doğanın rasyonel ve bilimsel olmayan, dolayısıyla yanlış temsilleri olarak sınıflandırılmış olmaktadır. İnanç kavramı Tylor sonrasında da modernitenin dışında kalan toplulukları ve dinî uygulamaları anlamak için din antropolojisinde sıkça başvurulan bir kavram olmuştur. Ontolojiye dönüşün, kavramsal çerçeveye getirdiği eleştirilerle amaçladığı şey Batı merkezli tek bir realite algısının diğer kültürleri hâkimiyeti altına almasını engellemektir. Dolayısıyla en çok vurgu yapılan şeylerden birisi realitenin birden fazla olabileceğidir. Ontolojiye dönüşün bu yaklaşımı her şeyi olduğu gibi ciddiye alma şeklinde ifade edilmiştir. Muhatapların deneyimlerini ve kullanımlarını da içine alacak şekilde yapılan yeni tanımlamalar muhatapları ciddiye almak anlamına gelmektedir. Antropoloğun, muhatapların dünyayı anlarken kullandığı kavramların farklılığını kabul etmesi onların realitelerinin bizimkinden farklı olduğunu kabul etmesidir. Bu anlamda, tanımlama ve kavram oluşturma eylemi aslında farklı realiteler oluşturmaktır. Etnografik araştırmaların çoğunda, araştırmacı alana girmeden önce kullanacağı kavramları belirlemiş olmakta ve bu kalıplar zihninde iken alana girmektedir. Bu da alan araştırmasında karşılaşılan farklılıkların var olan kavramların içine sığdırılmaya çalışılması ve var olan düşüncelerin farklı açılardan onaylanması anlamına gelmektedir. Etnografik materyalin kendi kavramları ile anlaşılması veya etnografik fenomenlerin analiz edilmesi, açıklanması veya yorumlanmasını sınırlayan ön kabullerin bertaraf edilmesi gibi konular her zaman antropolojinin gündeminde olmuştur. Hatta bu sorular o kadar yaygın olarak sorulur ki sıradan sorular olarak görülebilmektedir. Dolayısıyla ontolojiye dönüşün farkı bu soruları sorması değil, bu sorulara yaklaşırken epistemolojik problemleri çözmek için ontolojik sorular sormasıdır. Bu anlayışın benimsenmesindeki sebep antropoloğun bakış açısını şekillendiren şeyin sosyal veya kültürel etkiler değil ontolojiye dair kabullerinin olduğu düşüncesidir. Dolayısıyla sorulması gereken soru da bir antropoloğun dünyanın ne olduğu konusundaki kabullerini nasıl bertaraf edebileceği hakkında olmalıdır. Sonuç olarak, ontolojiye dönüşün her şeyi olduğu gibi ciddiye alma fikri, etnografinin konusu olanlar ile etnografik verileri analiz edenler arasındaki hiyerarşiyi ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Modern kategoriler aracılığı ile etnografiyi antropolojik analizlerin objesi olarak görmek yerine, yeni kavram ve analiz teknikleri oluşturmak için gerçek kaynak olarak görmeyi önermektedir.
Dinler Tarihi Antropoloji Din Antropolojisi Ontolojiye Dönüş
Criticism of post-modernizm and post-colonializm caused to question the mission of anthropology in terms of understanding different societies. Materialist, secular and anthropocentric anthropological approaches based on enlightenment and modern assumptions have faced criticism by many disciplines from philosophy and critical theory to science and quantum theory. Anthropology of religion which is a branch of cultural anthropology is also effected by changes within the broader field of anthropology. The aim of this project is to shed light on the potential of the critical approach, which emerged in anthropology of religion recently and underlined the ontology, to understand religious experiences and practices of different societies. This approach is called ontological turn. In this article, first I point out the historical process in anthropology which led to the turn to ontology. Social structuralism and representationalism which played an important role for the formation of anthropology impacted significantly the ways in which anthropology understands nature and human being. According to these assumptions commonly used in anthropology, while human beings try to understand universal and static natural law principles, they create representations about nature. But, for there is only one nature, there must be only one true representation. This attempt to understand nature through representations created the base for the concepts of belief, knowledge, and mind of Edward Tylor who was the pioneer of cultural anthropology. While the mind refers to rational capacity of human being, belief is an area of irrational representations that human beings pragmatically need. Religious assumptions and practices are listed under incorrect representations. The concept of belief has been frequently used after Tylor as well to understand societies which are located outside of modernity. What ontological turn aims with criticism of conceptual framework is to prevent the domination of Western based reality. Therefore, one of the most emphasized arguments is the multiplicity of reality. This approach of ontological turn is called as taking everything serious. New definitions which are made in a way including the experiences of ethnographic objects mean taking them serious. Acceptance of the concepts by anthropologist in the ethnographic field means acceptance of difference in reality. The act of definition and conceptualizing is the act of creating different realities. In many ethnographic researches, ethnographers choses their concepts before entering to the field. This means that trying to fit differences within existing concepts and confirming the existing thoughts from different perspectives. Understanding ethnographic materials with its own terms or analyzing, explaining or interpreting ethnographic phenomenon by eliminating presumptions was always a concern for anthropology. These questions are asked so commonly that they can be seen as banal questions. The difference of ontological turn is not to ask these questions, but to ask ontological questions as an epistemological approach. The base of this ontological approach is the thought that what forms anthropologists’ perspective are not social or cultural but ontological assumptions. Thus, the question to be asked is how anthropologists’ assumptions about what the world is can be eliminated. To sum up, the idea of taking everything serious in ontological turn aims to eliminate the hierarchy between the subject and object of ethnography. Instead of seeing ethnography as an object of anthropology through modern categories, ontological turn suggests seeing ethnography as a real source to create new concepts and analytical tools.
History of Religions Anthropology Anthropology of Religion Ontological Turn Representationalism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 25 Sayı: 2 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.