Usul-i fıkıh ilminde zikredilen görüşler yanında bu görüşler için sunulan deliller de önemli bir konuma sahiptir. Bu sebeple usul âlimleri zikrettikleri usulî kaideye en açık ve kesin şekilde delalet eden delilleri serdetmeye gayret etmişler, bu katî delilleri desteklemek amacıyla delaleti daha alt seviyede olan delillere de başvurmuşlardır. Usul eserlerinde edille-i şerʿiyye kapsamında zikredilen; üzerinde ittifak edilen ve ihtilaf edilen delillere bu bağlamda çokça başvurulmuştur. Ancak usul eserlerinde edille-i şerʿiyye içerisinde zikredilmemekle birlikte kendisiyle istidlalde bulunulan bir delil daha dikkat çekmektedir; sahâbe uygulaması. Bu çalışmada sahâbe uygulaması tabiriyle, sahâbenin tamamının veya bazılarının usulî bir konu hakkındaki tutumları/kabulleri kastedilmektedir. Bu tarif ile sahâbe ameli, sahâbî kavli, Medine ehlinin ameli ve sahâbe icması kavramlarından ayrılmaktadır. Nitekim sahâbî kavli daha ziyade füru-i fıkıh alanında hüküm verilirken kendisiyle istidlal edilen, muvafık ya da muhalifi bilinmeyen tek sahâbîden nakledilen sözü ifade etmektedir. Sahâbe uygulaması kavramı ise usulî bir meselede sahâbenin takındığı tavrı ifade etmekte olup ayrıca tek bir sahâbînin sözü olma ve muvafık ve muhalifi bilinmeme şartlarını taşımamaktadır. Sahâbe uygulaması herhangi bir bölge sınırlamasını ihtiva etmemesi ve usulî meselelerle ilgili olması açısından Medine ehlinin amelinden de ayrılmaktadır. Benzer şekilde sahâbe uygulaması, sahâbe icması ile de ayrışmaktadır. Nitekim sahâbe icmasında tüm sahâbenin şerʿî bir hüküm üzerindeki ittifakı kastedilmekteyken sahâbe amelinde sahâbenin tamamı dikkate alınabildiği gibi sahâbenin usulî bir konudaki bireysel tavırları da yeterli olabilmektedir. Ayrıca sahâbe icmasında da odak noktası genellikle üzerinde ittifak edilen şerʿî ferʿî mesele olmaktayken sahâbe amelinde odak noktası sahâbenin tavrıdır. Bununla birlikte sahâbe ameli kavramı sahâbî kavli ve sahâbe icması kavramlarından tamamen kopuk olmayıp bu kavramların kesiştikleri noktalar da olabilmektedir. Sahâbenin bireysel ya da icma yoluyla usulî bir konuda sergiledikleri sözlü-fiilî tavırlar da bu çalışmada kullandığımız sahâbe ameli kavramına dâhil olmaktadır. Hanefî usul düşüncesinde sahâbe uygulamalarının pek çok usulî ilke ve prensibin dayanağı olarak takdim edildiği görülür. Zira sahâbe, nassların ilk uygulayıcıları ve fıkıh geleneğinin ilk başlatıcıları olarak önemli bir konuma sahiptir. Bu konumlarından dolayı da usûlî prensiplerin tespitinde sahâbenin naslara yaklaşım tarzları ve karşılaşılan meseleleri çözüm yöntemleri usulcüler tarafından önemsenmiştir. Kitâb ve Sünnet nassları birer metin olmaları yönüyle tevil ve tahsis ihtimaline açık iken bilhassa sahâbenin genelinin bu nassların anlaşılması ve yorumlanmasında takip ettikleri yöntem ve uygulamaların bu ihtimallere kapalı olması sebebiyle pek çok usûlî ilkenin ispatında sahâbe ameline vurgu yapılmıştır. Bu çalışmada sahâbe uygulamasının Hanefî usulüne etkisi, Serahsî’nin (öl. 483/1090) Uṣûl’ü çerçevesinde ele alınmış; gerek sahâbenin tamamının gerekse sahâbeden belirli kişilerin uygulamalarından yola çıkılarak mezhebin usulî görüşlerinin ne şekilde temellendirildiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun için çalışma iki genel başlıkta planlanmıştır. İlk olarak sahâbe ve sahâbe uygulaması kavramları üzerinde durularak kavramsal çerçeve ortaya konulmuştur. Ardından sahâbe uygulamasıyla istidlal edilen usulî meseleler ele alınmıştır. Çalışmada yalnızca usulî prensiplerin istidlâlinde kullanılan sahâbe uygulamalarına yer verilmiş; istidlâle konu olmayan sahâbe fiilleri, icmaları ve kavilleri kapsam dışında tutulmuştur. Çalışmamızda Serahsî’nin sahâbe uygulamasına atıf yaparak usulî prensiplerini temellendirdiği meseleler; Kitab, Sünnet, icma, kıyas, nesih ve lafızlar başlıkları altında ele alınmış ve bu meseleler istidlal edilen uygulamalar eşliğinde açıklanmıştır. Örneklerin çok olduğu durumlarda temsil kabiliyeti yüksek örnekler üzerinde durulmuş; diğer meselelere yalnızca atıf yapılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında çalışma neticesinde varılan sonuçlara ve konuya dair değerlendirmelere yer verilmiştir.
Along with the legal opinions, the juristic proofs presented to underpin these legal opinions also occupy an important place in uṣūl al-fiqh. Thus, scholars of uṣūl al-fiqh strived to propound the proofs indicating the relevant theoretical principles in an apparent and definite way. As a result, the disputed and undisputed proofs ranked among al-adilla al-shar‘iyya have been abundantly addressed in the classical uṣūl al-fiqh works. However, although it is not mentioned as a part of legal sources in the uṣul literature, there has been another proof subjected to legal reasoning (istidlāl): the practice of the companions. In this study, “the practices of the companions” is used in the contextual meaing of the verbal and practical positions of the entire companions or some of them on a specific topic of uṣūl al-fiqh. By this definition, the concept of the practice of the companions is separated from the concepts of qawl al-ṣaḥābī, ʿamal ahl al-Madīnah and the ijmāʿ al-ṣaḥābah. As a matter of fact, the concept of qawl al-ṣaḥābī signifies an opinion narrated from a single companion and neither supported nor opposed by other companions, and subjected to use of legal inference for obtaining practical legal rulings. In return, the concept of the practice of the companions signifies the position that the companions hold on a topic of uṣūl al-fiqh and does not stipulate the conditions that it must be an opinion of a single companion and be neither supported nor opposed by other companions. In addition, as being related to the legal theoretical issues and not restricted to a certain region, the concept of the practice of the companions is distinct from the ‘amal ahl al-Madīnah. Likewise, it also differed from the ijmāʿ al-ṣaḥābah because the latter concept indicates the consensus of all companions on a practical legal ruling whereas the practice of the companions amounts to both the consensus of the companions and their individual opinions on the matters of uṣūl al-fiqh. Having said that, the concept of the practice of the companions has some overlaps with the qawl al-ṣaḥābī and ijmāʿ al-ṣaḥābah. It is observed in the Hanafi tradition of uṣūl al-fiqh that the practices of the companions are presented as a proof of many principles of uṣūl al-fiqh. This is because of the fact that the companions have a significant role as being the first practitioners of the revelation and the leading figures of the tradition of fiqh. Due to these significant roles of the companions, a central position is given to their interpretation method of the divine text and the technique of issuing legal opinions in determination of theoretical principles. In this study, I examine the impact of the practices of the companions on the Hanafi legal theory focusing on the work of al-Sarakhsī (d. 483/1090), al-Uṣūl, and try to identify how Hanafi legal theory was grounded, departing from, overall or particular, companions’ practices. This study consists of two main parts. First, I provide the conceptual framework by analyzing the concepts of the companion and the companions’ practice. Second, I discussed the theoretical issues rested evidentially on the companions’ practice. Hence, this study excludes the instances of qawl al-ṣaḥābī, ijmāʿ al-ṣaḥābah and the companions’ practice if they are not resorted in proving the uṣūl al-fiqh principles. This work deals with issues on which theoretical principles grounded in reference to the practice of the companions under the headings; Kitāb, Sunnah, qıyās, naskh and alfāz. When instances of the companions’ practice are in abundance in a case, I just focus on the highly representative ones and shortly refer to the others. In the conclusion part, I provide the consequences achieved by this research and some final remarks on the topic.
Islamic Law Islamic Jurisprudence Ḥanafī School the Companions’ Practice ʿAmal
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 25 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.