Mu'tazila and Shīʿa (Zaydiyya-Imāmiyya) have common views on many theological issues except the imamate. This issue has been generally accepted by other Islamic scholars rather than Shīʿa and by Western researchers. That in this interaction between the Mu‘tazila and the Shīʿa, the Shīʿa is the side mostly affected. However, it is an issue that should not be overlooked that the Shīʿa partially influenced the Mu'tazila in ʿAlī b. Abī Ṭālib, over the other Companions. In this context, some persons from the Baghdad Mu’tazila School such as Bishr b. al-Muʿtamir (d. 210/825), Jaʿfar b. Mubashir (d. 234/848), Jaʿfar b. Harb (d. 236/850) and al-Iskāfī (d. 240/854) argued that the imamate of Abū Bakr, who was less virtuous, was permissible although they considered ʿAlī as the most virtuous person after the Prophet. In addition, al-ʿAllāf (d. 235/849-850), al-Naẓẓām (d. 231/845), Abū Abdullah al-Basrī (d. 369/979-80) and Qāḍī ʿAbd al-Jabbār (d. 415/1025) along with Abū ʿAlī al-Jubbāʾī (d. 303/916), one of the chiefs of the Basra Mu'tazila School, and Abū Hāshim al-Jubbāʾī (d. 321/933) did not accept the order of caliphate as the order of virtue. This study focuses on the issue of whether the aforementioned affinity between Mu'tazila and Shīʿa affected Mu'tazila, especially in the interpretation of the verses associated with ʿAlī. In the study, the aforementioned problem was examined through the tafsīr al-Kashshāf of the Muʿtazilī mufassir al-Zamakhsharī (d. 538/1144). In addition to the importance of tafsīr, the fact that al-Zamakhsharī took lessons from Shīʿīte/Zaydī persons and he wrote the tafsīr with the support of Zaydī leader al-Wahhās (d. 506/1112) is effective in handling this issue through al-Kashshāf's tafsīr. In the first part of the study, first of all, the interaction between Imāmiyya and Zaydism, which are the two most important branches of Mu‘tazila and Shīʿa, is briefly mentioned. Then, Mu'tazila’s and Al-Zamakhsharī’s view on ʿAlī's position among other caliphs is emphasized. Al-Zamakhsharī, who is from the Basra school of the Mu'tazila, does not consider ʿAlī b. Abī Ṭālib superior to Abū Bakr, unlike al-ʿAllāf, Abū ʿAlī al-Jubbāʾī, Abū Hāshim al-Jubbāʾī and Qāḍī ʿAbd al-Jabbār, who are the leading figures of this school. In fact, the fact that he always observed the order of the caliphate while talking about the merits of the four caliphs supports the possibility that, unlike his predecessors, he accepted the order of the caliphate as the order of virtue. In the second part, it is questioned whether the narrations that al-Zamakhsharī included in his tafsīr of the verses associated with ʿAlī are similar to the narrations of the Shīʿīte/Zaydī/Imāmī tradition and whether he interpreted the verses in parallel with these narrations. In this respect, the tafsīr al-Kashshāf has been examined comparatively with the Sunni and Shiite tafsīrs prior to it. Eventually, while interpreting these verses associated with the Ahl al-bayt (members of the Prophet’s household), al-Zamakhsharī highlights the narrations that appreciate the virtues of ʿAlī b. Abī Ṭālib and his child. However, he also refrains from making comments that would be in line with the Shīʿa's belief in imamate. In particular, his tafsīr of the verse al-Aḥzāb 33/33 in the context of the Prophet’s wives is the greatest indicator of this situation. It has been determined that while al-Zamakhsharī includes the narrations highlighting the virtue of ʿAlī b. Abī Ṭālib and his children, he mostly follows the Sunni commentator al-Thaʿlabī. In particular, it has been seen that al-Zamakhsharī transferred the narration material in the interpretation of the relevant verses from al-Thaʿlabī's commentary almost in the same way. However, it is noteworthy that al-Zamakhsharī differs from him in some details such as linguistically supporting these narrations in some verses such as ʾĀli ʿImrān 3/61 and al-Māʾidah 5/55. An indirect influence can be mentioned because al-Thaʿlabī frequently narrates the narrations supporting the Shīʿītes in places where there is a Sunni-Shīʿīte conflict. Therefore, although there is no evidence that al-Zamakhsharī took these narrations from Shīʿīte sources, it is seen that he brought ʿAlī b. Abī Ṭālib-based narrations in Sunni sources into the fore. Even in the commentary of al-Ḥākim al-D̲h̲us̲h̲amī, al-Zamakhsharī's teacher in the line of Zaydi/Mu'tazili, the lack of Ali emphasis in the interpretation of the aforementioned verses supports our view.
Tafsīr Interaction Mu Shīʿa Ahl al-Bayt ʿAlī b. Abī Ṭālib Al-Zamakhsharī Al-Kashshāf
Mu‘tezile ve Şîa (Zeydiyye-İmâmiyye) imâmet dışındaki birçok itikâdî meselede müşterek görüşlere sahiptir. Bu husus, Şiî olmayan İslâm âlimleri ve Batılı araştırmacılar tarafından onların birbirlerinden etkilenmeleriyle açıklanmıştır. Mu‘tezile ve Şîa arasındaki bu etkileşimde, etkilenen kesim daha çok Şîa tarafıdır. Ancak Şîa’nın da Hz Ali’yi diğer sahabeden üstün tutmada Mu‘tezile’yi kısmen etkilediği gözden kaçırılmamalıdır. Nitekim Bağdat Mu‘tezilesinden Bişr b. Mu‘temir (öl. 210/825), Ca‘fer b. Mübeşşir (öl. 234/848), Ca‘fer b. Harb (öl. 236/850) ve el-İskâfî (öl. 240/854) gibi isimler, Hz. Ali’yi Hz. Peygamber’den sonra insanların en faziletlisi olarak kabul etmekle birlikte mefdûl (daha az faziletli) olan Hz. Ebû Bekir’in imâmetini câiz görmüşlerdir. Ayrıca Basra Mu‘tezilesinin reislerinden Ebû Ali el-Cübbâî (öl. 303/916), Ebû Hâşim el-Cübbâî (öl. 321/933), el-Allaf (öl. 235/849-850), en-Nazzâm (öl. 231/845), Ebû Abdullah el-Basrî (öl. 369/979-80) ve Kâdî Abdülcebbâr (öl. 415/1025) gibi isimler de hilafet sıralamasını fazilet sıralaması olarak kabul etmemişlerdir. Bu çalışma, Mu‘tezile ile Şîa arasındaki bu etkileşimin, özellikle Hz. Ali ile ilişkilendirilen âyetlerin tefsiri noktasında Mu‘tezile’yi etkileyip etkilemediği meselesine odaklanmaktadır. Çalışmada söz konusu problem, Mu‘tezilî müfessir Zemahşerî’nin (öl. 538/1144) el-Keşşâf tefsiri üzerinden incelenmiştir. Bu meselenin el-Keşşâf üzerinden incelenmesinde; tefsirin öneminin yanı sıra, Zemahşerî’nin Şiî/Zeydî isimlerden ders almış olması ve tefsirini Mekke’de Zeydî emir el-Vehhâs’ın (öl. 506/1112) desteği ile yazması etkili olmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde Mu‘tezile ile Şîa’nın en önemli iki kolu olan İmâmiyye ve Zeydiyye etkileşimine kısaca değinilmekte, ardından genelde Mu‘tezile’nin özelde Zemahşerî’nin Hz. Ali’nin diğer halifeler arasındaki konumuna dair yaklaşımına yer verilmektedir. Mu‘tezile’nin Basra ekolünden olan Zemahşerî, bu ekolün önde gelen isimleri olan el-Allâf, Ebû Ali el-Cübbâî, Ebû Hâşim el-Cübbâî ve Kâdî Abdülcebbâr’ın aksine Hz. Ali’yi Hz. Ebu Bekir’den daha üstün görmemektedir. Hatta onun hulefâ-i râşidînin faziletinden bahsederken daima hilafet sırasını gözetmesi, seleflerinin aksine hilafet sıralamasını fazilet sırası olarak kabul etmiş olma ihtimalini desteklemektedir. İkinci bölümde ise Zemahşerî’nin Hz. Ali ile ilişkilendirilen âyetlerin tefsirinde aktardığı rivayetlerin, Şiî/Zeydî/İmâmî rivayetlerle benzeşip benzeşmediği ve âyetleri bu rivayetlere paralel olarak yorumlayıp yorumlanmadığı sorgulanmaktadır. el-Keşşâf tefsiri, bu açıdan kendisinden önceki Sünnî ve Şiî tefsirlerle mukayeseli olarak incelenmektedir. Sonuçta Zemahşerî’nin, Ehl-i beyt ile ilişkilendirilen bu âyetleri yorumlarken, Hz. Ali ve evlâdının faziletini öne çıkaran rivayetleri tercih ettiği görülmüştür. Ancak o, Şîa’nın imâmet inancına uygun düşecek yorum yapmaktan da kaçınmıştır. Özellikle Ahzâb 33/33. âyetini bağlama uygun olarak, tamamen Hz. Peygamber’in hanımları özelinde tefsir etmesi bunun en büyük göstergesidir. Zemahşerî’nin Hz. Ali ve evlâdının faziletini öne çıkaran rivayetlere yer verirken, daha çok Sünnî müfessir Sa‘lebî’yi takip ettiği tespit edilmiştir. Özellikle Zemahşerî’nin ilgili âyetlerin tefsirindeki rivayet malzemesini hemen hemen aynı şekilde Sa‘lebî’nin tefsirinden aktardığı görülmüştür. Ancak Zemahşerî’nin Âl-i İmrân 3/61 ve Mâide 5/55 gibi bazı âyetlerde bu rivayetleri dil açısından desteklemesi gibi bazı detaylarda ondan ayrıldığı dikkat çekmektedir. Sa‘lebî’nin de Sünnî-Şiî ihtilafının olduğu yerlerde Şiîleri destekleyen rivayetleri sıkça nakletmesi nedeniyle dolaylı bir etkilenmeden bahsedilebilir. Ayrıca bu rivayetlerin önemli bir kısmının da ilk dönem tefsirlerinden Mukâtil’in tefsirinde de yer aldığı belirtilmelidir. Dolayısıyla Zemahşerî’nin bu rivayetleri Şiî kaynaklardan aldığına dair bir bulguya rastlanılmamış olmakla birlikte Sünnî kaynaklardaki Hz. Ali eksenli rivayetleri ön plana çıkardığı görülmüştür. Hatta bazen Hz. Ali ile ilgili rivayet, diğer müfessirler tarafından tercih edilen görüş olmamasına rağmen onun yalnızca bu rivayete yer vermesi onun bu konudaki tutumunun Hz. Ali’ye olan meyliyle ilgisi olduğunu düşündürmektedir. Hatta Zemahşerî’nin Zeydî/Mu‘tezilî çizgideki hocası Cüşemî’nin tefsirinde dahi söz konusu âyetlerin yorumunda onun kadar Hz. Ali ve Ehl-i beyt vurgusunun olmaması bu görüşümüzü desteklemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 25 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.