Bu çalışmada müteaḫḫirûn dönem Zeydî fıkhında ortaya çıkmış fukahâ tasnifi ve buna ilişkin ıstılahlar konu edilmiştir. Konunun işlenmesinde Zeydî fıkıh birikiminin doktriner bir fıkhî ekol olarak formüle edilmesini amaçlayan çalışmalar arasında önemli bir yeri bulunan Bülûġu’l-ereb ve künûzü’ẕ-ẕeheb fî-maʿrifeti’l-meẕheb adlı eser esas alınmıştır. Konu ile ilişkisi bakımından Zeydî fıkıh çalışmalarının değerlendirildiği bir girişten sonra konu üç ana başlıkta işlenmiştir. Birinci başlıkta eser tanıtılmış, ikinci ve üçüncü başlıklarında da Zeydî fukahânın tasnifinde kullanılan yöntem ve ıstılahlar incelenmiştir. Eserin müellifi Kāsımî İmâmeti döneminde yaşamış olan Ali b. Abdullah eş-Şehârî’dir (öl. 1190/1776). Zeydî literatür arasında önem atfedilen birçok kaynaktan istifade edilerek hazırlanan eserin en önemli özelliği o zamana kadar mezhep doktrini üzerine yazılanların en kapsamlısı olmasıdır. Eserin birinci cüzünde ana tema olarak tabi olunması gereken hak mezhebin Zeydiyye olduğu anlatılmaktadır. İkinci cüzünde ise çalışmamızın konusu olan Zeydî fukahânın tabakaları anlatılmıştır. Fukahâ tabakası en başta selef-i ṣâliḥîn ve ḫalef-i ṣâliḥîn olmak üzere ikiye ayrılır. Zeydî fakîhlerin ilk tabakası 3/10. asrın başlarına kadar uzanan selef tabakasıdır. Bu tabaka sâbıḳûn ve müteaḫḫirûn olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Sâbıḳûn kısmı Hz. Ali (öl. 40/661), iki oğlu Hz. Hasan (öl. 49/669) ve Hz. Hüseyin (öl. 61/680) ile başlayıp bunların soyundan gelen on iki imamın evladı ile sona ermektedir. Zeyd b. Ali (öl. 122/740) de on iki imamdan biridir. Selefin Kāsım er-Ressî (öl. 246/860) ile başlayan müteaḫḫirûn kısmındaki fakîhlerin en önemlileri ehlü’n-nüṣûṣ veya eimmetü’n-nüṣûṣ diye anılan altı imamdır. Böyle isimlendirilmelerinin sebebi usul ve fürû alanında mezhep görüşlerinin tespitinde bunların sözlerinin esas alınmış olmasıdır. Tabakanın başındaki Ressî sâbiḳûnun üzerinde icmâ ettikleri ilkelerin ve ʿitretin bütün bilgisinin birçok kanaldan kendisine ulaştığı bir noktada bulunur. Ressî’nin torunu Hâdî-İlelhak (öl. 298/911), mezhepteki konumu bakımından en önemli imamdır. Halef tabakası da ehl-i taḥṣîl ve ehl-i naẓar olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Muḥaṣṣilûn veya eimmetü’t-taḥṣîl diye de söz edilen birinci kısmın alt kategorisi yoktur. İkinci kısım ise ehl-i taḳrîr ve müẕâkirûn olmak üzere iki alt kısma ayrılmıştır. Muḥaṣṣilûn tabakası ehlü’n-nüṣûṣun son tabakasına yetişenlerle başlayıp üç önemli imamdan biri olan Abdullah b. Hamza (öl. 614/1217) ile son bulur. Muḥaṣṣilûnun diğer önemli iki imamı ise Ahmed b. el-Hüseyin (öl. 411/1020) ile kardeşi Yahyâ b. el-Hüseyin’dir (öl. 424/1032). İlk dönemi itibariyle bir imamlar fıkhı (meẕâhibü’l-eimme) halinde olan Zeydî fıkhını tek bir mezhep haline getiren ve onu son dönemdeki klasik biçimine kavuşturan, bu tabaka fakîhlerinin taḥṣîlü’l-meẕheb adı verilen fıkıh faaliyetidir. Ehl-i taḳrîr ile müẕâkirûn fakîhleri aynı dönemde yaşamışlardır. Bu dönem muḥaṣṣilûn tabakasının son asrı olan 6/12. asrın başlarından Şehârî’nin yaşadığı 12/18. asrın sonlarına kadar devam eden yaklaşık 700 yıllık bir zaman dilimidir. Ehl-i taḳrîrin mezhepteki rolleri çoğunlukla ehl-i tahṣîlin çalışmalarını gözden geçirip isabetli olanlarını onaylamak ve hatalı olanlarını da tashih etmekten ibaret olduğundan bu şekilde isimlendirilmişlerdir. Kitâbu’l-Ezhâr müellifi İbnü’l-Murtazâ (öl. 840/1437) eh-i takrîr içinde öne çıkan fakîhlerden biridir. Zeydî fukahânın çoğunluğu müẕâkirûn tabakasına mensuptur. Bunlar ehl-i naẓarın en alt tabakasıdır. Çalışmada ulaşılan önemli bir sonuç olarak şunu ifade etmek mümkündür: Zeydî fukahâ tasnifi ve kullanılan ıstılahlar açısından Şeharî’nin eseri ile aynı konuya yer veren modern Zeydî çalışmalardaki bazı bilgi ve kanaatler arasında farklılık vardır. Dolayısıyla çalışmamızda bu esere dayalı olarak yapılan tespitlerin ve ortaya konulan sonuçların diğer Zeydî klasikler üzerine yapılacak yeni çalışmalarla teyit edilmesi ve Zeydî fıkhına ilişkin mevcut kanaatlerin gözden geçirilmesi gerekir.
İslâm hukuku Zeydî Tabakâtü’l-fukahâ Bülûġu’l-ereb Muḥaṣṣilûn Müẕâkirûn
In this study, the classification of Zaydī fuqahā’ that emerged in the mutaaḫḫirūn period of Zaydī fiqh and related terms are examined. The book named Bulūgh al-arab wa-kunūz al-dhahab fī-maʿrifat al-madhhab, which has great importance among the studies aiming to present the Zaydī fiqh accumulation as a uniform doctrinal structure was taken as a basis in the processing of the subject. After an introduction in which Zaydī fiqh studies are evaluated in their relationship with the subject, the issue is handled under three main headings. In the first title, the author and his work are introduced, and in the second and third titles, the methods and terms used in the classification of the Zaydī fukahâ are examined. The author of the work is ʿAlī b. ʿAbd Allāh al-Shaharī (d. 1190/1776) who lived during the period of the Qāsimī dynasty (al-dawla al-Qāsimiyya) in Yemen. The most important feature of the work, which was prepared using many sources that were attributed importance among the Zaydī literature, is that it was the most comprehensive of all that had written on madhhab doctrine until then. The first part of the work explains that the right madhhab to be followed is Zaydiyya. In the second part, the classes of the Zaydī fuqahā’, which is the subject of our study, are explained. The fuqahā’ classes are primarily divided into two parts: al-salaf al-ṣāliḥīn and al-ḫalaf al-ṣāliḥīn. The first dates back to the beginning of the 3rd/10th century. This class is divided into two parts, as al-sābiqūn and al-mutaaḫḫirūn. The sābiqūn starts with ʿAlī b. Abī Ṭālib, his two sons al-Ḥasan and Ḥusayn and ends with the sons of twelve imams who are their descendants. Zayd b. ʿAlī (d. 122/740) is one of the twelve imams. The most important of the faqīhs in the part of mutaaḫḫirūn, which started with al-Qāsim b. Ibrāhīm al-Rassī (d. 246/860), are the six imams called ahl-al-nuṣūṣ or aʾimma al-nuṣūṣ. The reason why they are named as such is that their words were taken as a basis in determining the views of the sect on the field of uṣūl and furūʿ l-fiqh. al-Qāsim al-Rassī is at a point where all the knowledge of the Prophet's family and the principles agreed upon by sābiqūn, reach him through many channels. al-Hādī Yaḥyā b. al-Ḥusayn (d. 298/911), grandson of al-Qāsim, is the most important imam in terms of his position in the madhhab. The ḫalaf al-ṣāliḥīn is also divided into two parts as ahl l-taḥṣīl and ahl l-naẓar. The first part also referred to as muḥaṣṣilūn or aʾimma al-taḥṣīl, has no subcategories. The second part is divided into two sub-sections as ahl l-taqrīr and mudhākirūn. The muḥaṣṣilūn class starts with those who catch up with the last class of ahl al-nuṣūṣ and ends with ʿAbd Allāh b. Ḥamza (d. 614/1217), one of the three important imams. Two other important imams of muḥaṣṣilūn are Aḥmad b. al-Huṣayn (d. 411/1020) and his brother Yahyā b. al-Husayn (d. 424/1032). It is the fiqh activity of the jurists of this class, called taḥṣīl l-madhhab, that brought Zaydī fiqh, which was fiqh of imams (madhāhib l-aʾimma) in its first period, into a single madhhab and to its classical form in the last period. Mudhākirūn jurists lived at the same time as the ahl-t-taqrīr. This period is about 700 years from the beginning of the 6th/12th century, which is the last century of the muḥaṣṣilūn class, to the end of the 12th/18th century, when Shaharī lived. The roles of the ahl al-taqrīr in the madhhab mostly consist of reviewing the works of the ahl-l tahṣīl, approving the correct ones, and correcting the wrong ones. That's why they are so named. The author of Kitāb l-Azhār, Aḥmad b. Yaḥyā l-Murtaḍā (d. 840/1437), is one of the prominent jurists among the ahl l-taqrīr. The majority of Zaydi fuqahā’ belong to the muẕākirūn class. These are the lowest class of the ahl-al-naẓar. As an important result reached in the study, it is possible to express the following: There is a difference between some of the knowledge and opinions in modern Zaydī studies, which include the same subject as Shaharī's work, in terms of the classification of Zaydī fuqahā’ and the terms used. Therefore, the findings and conclusions based on this work should be confirmed by new studies on other Zaydī classics, and existing opinions on Zaydī jurisprudence should be reviewed.
Islamic Law Zaydī Ṭabaqāt al-fuqahāʾ Bulūgh al-arab al-Muḥaṣṣilūn al-Mudhākirūn.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 25 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.