Religion refers to two excuses for the deliberately abandoning of prayers: sleep and forgetting. However, according to some scholars, some other reasons may also allow the deliberately abandoning of prayers. The most important support of these scholars is that the Messenger of Allah performed some prayers outside their own time during the al-Khandaq. However, there is a serious obstacle in front of this approach: The fear prayer. The aim of the article is to reveal the relationship between this application of the Prophet and the fear prayer and investigates whether it is a general rule to leave a prayer due to the fear of war or the enemy. The importance of this issue stems from the fact that the practice in this battle is comparable. If this is accepted as a general rule, the framework of the issues that may cause a prayer to be left can be expanded. Excuses that can be considered force majeure and legitimate in terms of daily life can be added to the unconscious states of harmony and forgetting. Therefore, the article mentions a much smaller dimension of this broad framework, rather than the general aspects of the issue, such as the deliberately abandoning of prayers, whether it is possible or not, and its proofs. In this context, it can be said that it is of great importance to determine the historical sequence between this battle and the prayer of fear. The article comes to a conclusion through the determination of this relationship, which has clues in various hadith, history, and commentary books.
Ḥadīth Abandoning Prayers Prayer Time Battle of al-Khandaq Ṣalah el-Khouf (The Fear Prayer).
Namazların kazası meselesi, bu ibadet hakkında en çok tartışılan hususlardan biridir. Konu hakkında varit olmuş hadisler namazların kazası hakkında uyku ve unutma gibi iki mazerete işarette bulunur. Bununla birlikte bazı ilim adamlarına göre meşru addedilebilecek diğer bazı sebepler de namazların kazasına imkân tanıyabilir. Hatta insanın “hata yapabilir” fıtratını gerekçe gösterip mazeretsiz yani sırf tembellik eseri terk olunmuş namazların bile kaza edilebileceğini savunanlar vardır. Namazların kazasına imkân veren çerçeveyi genişletme eğiliminde olan bu ilim adamlarının en önemli dayanağı, Allah Rasûlü’nün Hendek Savaşı sürerken bazı namazları kendi vakitleri dışında kılmış olması yani kazaya bırakmasıdır. Ancak bu yaklaşımın önünde “korku namazı” gibi ciddi bir engel vardır. Kur'ân’ın yaklaşımından anlaşıldığı kadarıyla korku namazı, doğrudan savaş ortamları ile ilişkilidir. Dolayısıyla bu namaz şeklini, namazlar hakkındaki “vakit” unsuruna işarette bulunan önemli bir veri olarak yorumlamak mümkündür. Zira korku namazı cumhurun tercihine göre Hendek Savaşı’ndan sonra vaz edilmiştir. Buna bakarak denilebilir ki din, Hendek Savaşı esnasında bazı namazların kazaya bırakılması uygulamasının bir daha tatbik edilmesini istememektedir. Aksine âyetler ve hadislerdeki tariflerinden hareketle oldukça meşakkatli bir eda tarzına sahip bulunduğu söylenebilecek bu namazı kazaya bırakma seçeneğinin yerine teşri kıldığı anlaşılmaktadır. Hendek Savaşı’ndan sonra da çeşitli savaş veya çatışma ortamlarında bulunmasına rağmen Allah Rasûlü’nün herhangi bir namazı kazaya bırakmayıp korku namazı kılmış ve kıldırmış olması bunun en net göstergelerinden biridir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 26 Sayı: 1 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.