Bu makalede Molla Sadrâ’nın idealar ispatlaması -onun Fârâbî, İbn Sînâ ve Sühreverdî’nin görüşleri hakkındaki değerlendirmeleri de esas alınarak- konu edilmiştir. Makalenin amacı Sadrâ’nın yapmaya çalıştığı ispatlama hakkında belirli bir kanaatin oluşmasını sağlamaya çalışmaktır. Sadrâ’nın genel olarak idealar hakkında ikili bir tavır sergilediği görülür. Sadrâ’nın birinci tavrı kelamcıların isimler öğretisini, Sühreverdî’nin türlerin efendisi görüşünü, tasavvufçuların a’yân-ı sâbite teorisini ve Meşşâîlerin türsel küllî anlayışını idealar ile eşleştirmektir. Onun ikinci tavrı, Eflâtun’u anlama ve meselenin künhüne erme noktasında yalnız kaldığı yönündedir. Başka bir ifadeyle o, kendisine kadar meseleyi olması gerektiği biçimde anlayan ve anlatan birisinin olmadığını dile getirir. Sadrâ konuyla ilgili kendi başarısını hem keşif ve ilhama hem de varlık merkezli aklî araştırmalarına bağlar. Sadrâ’nın amacı Eflâtun ve Aristoteles arasını birleştirmeye çalışmaktır. Dolayısıyla o, kendisinden önce bu amaca sahip olan Plotinos ve Fârâbî’yi de takip eder. Konuyla ilgili olarak İbn Sînâ’yı eleştiren Sadrâ, doğruya en yaklaşan filozof olarak Sühreverdî’yi görür ancak onun da bazı noktalarda yetersiz kaldığını dile getirir.
In this article, I will discuss Mulla Sadrā's proof of ideas together with his evaluations of Fārābī, Ibn Sīnā and Suhrawardī's views. The aim of the article is to try to provide a certain opinion about the proof that Sadrā developed. It is seen that Sadrā generally exhibits a dual attitude about ideas. Sadrā's first attitude is to match the theologians' teaching of names, Suhrawardi's view of the master of genres, the sufists' a'yan al-sābita theory and the Peripatetics’ concept of universal with ideas. His second attitude is that he is alone at the point of understanding Plato and reaching the clearness of the issue. In other words, he states that there has been no one who have understood and explained the issue as it should be. Sadrā attributes his own success on the subject both to discovery and inspiration, and to his intellectual research on existence. The aim of Sadrā is to try to unite between Plato and Aristotle. Therefore, he also follows Plotinos and Fārābī, who had this purpose before him. Sadrā, who criticizes Avicenna on the subject, sees Suhrawardī as the philosopher who comes closest to the truth, but states that he is also inadequate in some points.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 26 Sayı: 3 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.