Abstract: It is possible to talk about many reasons that determine the direction of religious publications in the first quarter of the Republic, both in terms of content, style and method. While some of these factors came into play or became stronger with the Republic, an important part of it has a history that goes back to Ottoman modernization. The decline of the Ottoman state, which started on the battlefields, caused serious land losses. This regression damaged the self-confidence of Muslims and spread the idea that salvation would be possible with a Western-style modernization. In this context, the obligatory relations with the Western world, which were established with the feeling of backwardness, were not limited to the military, political and cultural fields, but also spread to the religious field. For this reason, while Ottoman scholars and thinkers sought ways out through political and administrative reforms, they had to discuss the current understanding of religion and the religion-world conception formed in this direction. It has been especially emphasized that Islam does not prevent progress, encourages scientific and technical developments, and is compatible with the principles of reason and logic in terms of content. It is also known that the emphases in this manner maintain their vitality in the texts written both in the last period of the Ottoman Empire and in the Republic of Turkey. On the other hand, this approach, which was not possible to develop independently of the positivist and materialist understanding of science formed in a determinist framework of the West, also affected the field of creed along with the practical and moral issues of Islam. This situation continued and strengthened when it was transferred to the republican period. Because the founding cadres of the republic, who sought a secular and positivist ground, defended the idea that the religious field in general and the creed in particular should not conflict with the scientific understanding of the period. Expressed in the context of the present study, the political center thinks that there are compulsory fixed laws within the framework of cause-effect relationship in nature and that no effect is possible outside of these laws. In response to this attitude, the issue of miracles has been used in religious publications to express situations that go above the laws of nature, on the one hand, it has been tried to be discussed without prejudice to the attributes and actions of Allah. On the other hand, this discussion was conducted without giving the impression that Islam contradicts modern science. Discussing the issue under the influence of the secular and positivist framework drawn by the political center and Western intellectuals makes the issue a worthwhile subject to investigate. Because, in the period of the New Ilm-i Kalam, the restrictive attitude of the founding cadres accompanied the rational and scientific interpretations about the possibility of miracles. This situation significantly determined the content and style of the texts written during the period. In these circumstances, I believe that it is important to point out the points of conflict and reconciliation in the grounding of a religious issue such as a miracle. In this direction, while the current study covers the years 1924-1960 in terms of time, it is a study that especially includes the publications of the Presidency of Religious Affairs and Ankara University Faculty of Theology as a source. The date 1924, which was determined as the starting date, is important both for the establishment date in terms of the Presidency of Religious Affairs and for the abolition of the caliphate and the taking of some important decisions such as the Law on Unification of Education. On the other hand, the date of 1960 points to a coup date and some fractures in the political sense. During the study, I included the sources published by both the Presidency of Religious Affairs and the Faculty of Theology of Ankara University, as well as other sources directly related to these sources. In addition to this time and resource restriction, it was also referred to important texts written before 1924 and after 1960 when appropriate.
Öz: Cumhuriyetin ilk çeyreğindeki dinî yayınların gerek muhteva gerekse üslup ve metot olarak istikametini belirleyen birçok âmilden bahsetmek mümkündür. Bu âmillerin bir kısmı Cumhuriyetle birlikte devreye girerken-veya güçlü bir hal alırken- önemli bir kısmının da Osmanlı modernleşmesine kadar uzanan bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir. Osmanlı devletinin savaş meydanlarında başlayan gerilemesi, ciddi toprak kayıplarının yanı sıra Müslümanların kendilerine olan güvenlerini zedelemiş ve kurtuluşun Batı tipi bir modernleşmeyle mümkün olacağı fikrini yaygınlaştırmıştır. Bu çerçevede Batı dünyası ile geri kalmışlık hissiyle kurulan zorunlu ilişkiler askerî, siyasî ve kültürel alanlarla sınırlı kalmamış dinî alana da sirayet etmiştir. Bundan dolayı Osmanlı âlim ve mütefekkirleri bir taraftan siyasî ve idarî ıslahatlarla çıkış yolları ararken diğer taraftan da mevcut din anlayışını ve bu istikamette teşekkül etmiş olan din-dünya tasavvurunu tartışmak zorunda kalmıştır. İslam’ın terakkiye mani olmadığı, bilimsel ve teknik gelişmeleri teşvik ettiği, içerik olarak da akıl ve mantık esaslarıyla tetabuk ettiği bilhassa vurgulanmıştır. Bu minvaldeki vurguların gerek Osmanlı’nın son döneminde gerekse Cumhuriyet Türkiyesi’nde kaleme alınan metinlerde canlılığını koruduğu da bilinmektedir. Diğer taraftan Batı’nın determinist bir çerçevede teşekkül eden pozitivist ve materyalist bilim anlayışından bağımsız gelişmeyecek olan bu yaklaşım şekli, İslâm’ın amelî ve ahlakî meseleleriyle birlikte itikat sahasını da etkilemiştir. Bu durumun cumhuriyet dönemine intikal edildiğinde kuvvetlenerek devam ettiği ise aşikârdır. Zira seküler ve pozitivist zemin arayan cumhuriyetin kurucu kadroları, genelde dinî sahanın özelde ise itikadî hususların dönemin bilimsel anlayışıyla çatışmaması gerektiği fikrini savunmaktadır. Çalışma konumuz bağlamında ifade edecek olursak siyasî merkez, tabiatta sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde zorunlu sabit yasaların olduğunu ve bu yasaların dışında bir etkinin mümkün olmadığını düşünmektedir. Bu tavra karşılık dinî yayınlarda, tabiat yasalarının üstüne çıkan durumları ifade etmek için kullanılan mucize meselesi, bir taraftan Allah’ın sıfat ve fiillerine halel getirmeden diğer taraftan da İslâm’ın modern bilimle çatıştığı izlenimine mahal vermeden ele alınmaya çalışılmıştır. Siyasî merkezin ve Batıcı aydınların çizmiş oldukları seküler ve pozitivist çerçevenin etkisi altında meselenin tartışılması ise konuyu araştırılmaya değer bir konu haline getirmektedir. Zira yeni ilm-i kelam döneminde mucizelerin imkânı ile ilgili aklî ve bilimsel yorumlara cumhuriyetle birlikte kurucu kadroların sınırlandırıcı tavrı da eşlik etmiş ve bu durum dönemde yazılan metinlerin muhteva ve üslubunu önemli ölçüde belirlemiştir. Bu hal ve şartlarda mucize gibi dini bir meselesinin temellendirilmesinde çatışma ve uzlaşma noktalarına işaret etmenin önemli olduğunu kanaatindeyiz. Bu doğrultuda çalışmamız, zaman olarak 1924-1960 yıllarını kapsayan ve kaynak olarak da bilhassa Diyanet İşleri Başkanlığı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi yayınlarını merkezde bulunduran bir çalışmadır. Başlangıç tarihi olarak belirlediğimiz 1924, hem Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş tarihine hem de hilafetin kaldırılması ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu gibi bir takım önemli kararların alınması bakımından önem arz etmektedir. Diğer taraftan 1960 tarihi ise, siyasî anlamda bir darbe tarihine ve bir takım kırılmalara işaret etmektedir. Çalışmamız esnasında gerek Diyanet İşleri Başkanlığı ve gerekse Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından yayınlanan kaynaklara yer verdiğimiz gibi bu kaynaklarla doğrudan alakalı diğer kaynakları da göz önünde bulundurduk. Bu zaman ve kaynak sınırlandırmamızın yanı sıra yeri geldikçe 1924 öncesi ve 1960 sonrası kaleme alınan önemli metinlere de intikal ettiğimizi söylememiz gerekir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 14 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 14 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 27 Sayı: 1 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.