It is seen that serious mistakes were made in determining the names, authors, and translators of many scientific works written in the past and mostly remained in manuscript form in our libraries. This situation does not allow us properly to benefit from our important scholarly collections by preventing some significant works from being explored. In this context, some research and library records indicate that the 15th-century Ottoman scholar Mūsā Iznikī (d. 838/1434-35 [?]) translated Ali b. Muhammad al-Khāzin’s (d. 741/1341) work called as “Lubāb al-ta’wīl fī meʻān al-Tanzīl”. Similarly, it is claimed that the 16th-century Ottoman scholar and court poet Muslihuddin Mustafa Surūrī (d. 969/1562) wrote a complete Turkish tafsir. These two claims share a common point as they eventually converge on the same translator. This article aims to investigate the originals and translations of these two works to determine their actual authors and titles. The urgent need for such research for thousands of works in our libraries is apparent, as some researchers have based their master’s and doctoral theses and various articles on incorrect information. This article aims to contribute to the academic world by presenting new findings on the two works, which are clouded by incorrect information and uncertainties, and to draw attention to the need for further research in this field. This research, which utilized document scanning, data collection, and data analysis techniques, has led to the following conclusions: The work that Mūsā al-Iznikī translated and named “Tafsīr al-Lubāb” is actually an abridged version of “Baḥr al-ḥaḳā’ik wa al-meʻānī”, a tafsir by Najm al-Dīn Dāya (d. 654/1256), not Khāzin’s “Lubāb al-ta’wīl”. It has also been determined that the work known today as “Ta’wilat al-Najmiyya” is not the original tafsir written by Dāye. Dāye wrote a detailed tafsir combining exoteric and esoteric interpretations, and his disciple Shams al-Din Muhammad al-Sawji abridged this work by removing the exoteric interpretations, leaving only the esoteric. Iznikī translated this abridged version and named it “Tafsīr al-Lubāb”. The tafsir attributed to Surūrī has been found not to have been authored by him. Comparisons have revealed that this work is a tafsir translation of Abū al-Lays Samarqandī’s (d. 373/983) work named as “Tafsir al-Qur’an al-Karīm” or “Tafsir Abū al-Layth al-Samarqandī”, known today as “Bahr al-Ulum”. This translation is attributed in some sources and library records simultaneously to Ahmad Dāī (d. after 824/1421), Ibn ʻArabshah (d. 854/1450), and Iznikī. When comparing copies attributed to different people, it is apparent that they are all the same work. Examination of certain ancient copies and manuscript records indicates that this translation was also done by Iznikī, who named this second translation “Anfas al-Jawāhir”. There has been confusion in the academic world regarding this name, with some researchers mistakenly believing it was the name given to Khāzin’s translation. However, early manuscripts clearly show that this name was given to the translation of Samarqandī’s tafsir. Abridged copies of “Anfas al-Jawāhir” have been found in our libraries, but it has not been possible to determine who performed this abridgment.
Tafsir Abū al-Lays Samarqandī Najm al-Dīn Dāya Khāzin al-Baghdādī Mūsā Iznikī Surūrī Tafsīr al-Lubāb Anfas al-Jawāhir
Geçmişte yazılan ve kütüphanelerimizde çoğu yazma hâlinde duran pek çok ilmî eserin isim, müellif ve mütercimlerinin tespiti konusunda ciddî hatalar yapıldığı görülmektedir. Bu da bir kısım önemli eserlerin gün yüzüne çıkmasını engelleyerek sahip olduğumuz hazineden gereği gibi istifade etme imkânını elimizden almaktadır. Bu minvalde bazı araştırma ve kütüphane kayıtlarında 15. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Mûsâ İznikī’nin (öl. 838/1434-35 [?]), Ali b. Muhammed el-Hâzin’in (öl. 741/1341) Lübâbü’t-teʾvîl fî meʿâni’t-Tenzîl adlı tefsirini tercüme ettiği bilgisi yer almıştır. Aynı şekilde yine 16. Yüzyılda yaşamış bir Osmanlı âlimi ve divan şâiri olan Muslihuddin Mustafa Sürûrî’nin (öl. 969/1562) tam bir Türkçe tefsir yazdığı iddia edilmektedir. Bu iki iddia, sonuçta aynı mütercim üzerinde birleşmeleri sebebiyle ortak bir noktaya sahiptirler. Bu makalede, bahsedilen iki eserin asılları ve tercümeleri etrafında bir araştırma yapılarak bunların gerçekte kime ait oldukları ve isimlerinin ne olduğu ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır. Bu tür araştırmaların kütüphanelerimizdeki binlerce eser için âcilen yapılmasının bir zaruret hâlini aldığı âşikârdır. Zira bazı araştırmacıların bu tür yanlış bilgiler üzerine yüksek lisans ve doktora tezleri binâ ettikleri ve çeşitli makaleler yazdıkları görülmektedir. Bu makalenin maksadı, yukarıda zikredilen ve haklarında yanlış bilgiler ile bazı kapalı noktalar bulunan iki eserle ilgili bir takım yeni tespitleri ortaya koyarak hem ilim dünyasına katkıda bulunmak hem de bu alanda yapılacak çalışmalara olan ihtiyaca dikkat çekmektir. Doküman tarama, veri toplama ve veri analizi yöntemi kullanılan bu araştırma neticesinde şu sonuçlara varılmıştır: Mûsâ el-İznikī’nin tercüme ederek Tefsîru’l-Lübâb ismini verdiği eser aslında Hâzin’in Lübâbü’t-te’vîl’i değil Necmeddîn-i Dâye’nin (öl. 654/1256) Baḥrü’l-ḥaḳāʾiḳ ve’l-meʿânî isimli tefsirinin muhtasarıdır. Bundan hareketle tespit edilen diğer bir nokta da şu olmuştur ki günümüzde et-Teʾvîlâtü’n-Necmiyye ismiyle meşhur olan eser Dâye’nin kaleme aldığı tefsirin orijinal hâli değildir. Dâye zâhiri ve işârî tefsîri cem eden mufassal bir tefsir telif etmiş, müridlerinden biri olan Şemseddin Muhammed es-Savcı da, zâhirî tefsir kısımlarını çıkarıp sadece işârî yorumları bırakmak sûretiyle bu eseri telhis etmiştir. İznikī de işte bu telhisi tercüme etmiş ve eserine Tefsîru’l-Lübâb ismini vermiştir. Sürûrî’ye nispet edilen tefsirin de onun tarafından telif edilmediği tespit edilmiştir. Yapılan mukayeseler neticesinde bu eserin Ebü’l-Leys Semerkandî’nin (öl. 373/983) Tefsîrü’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm veya Tefsîru Ebi’l-Leys̱ es-Semerḳandî diye anılan ve bugün Baḥrü’l-ʿulûm ismiyle basılan kitabının tefsîrî bir tercümesi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu tercüme bazı kaynaklar ile kütüphane kayıtlarında aynı anda hem Ahmed-i Dâî’ye (öl. 824/1421’den sonra), hem İbn Arabşah’a (öl. 854/1450) ve hem de İznikī’ye nispet edilmektedir. Farklı kişilere nispet edilen nüshalar karşılaştırıldığında hepsinin aynı eser olduğu görülmüştür. Bazı kadîm nüshalarda görülen ferağ kayıtları ile yazma nüshalar üzerinde yapılan incelemeler bu tercümenin de yine İznikī tarafından yapıldığını göstermektedir. İznikī bu ikinci tercümesine Enfesü’l-Cevâhir ismini vermiştir. İlim dünyasında bu isim konusunda da bir karışıklık olmuş, bazı araştırmacılar onun Hâzin tefsirinin tercümesine verildiğini zannetmişlerdir. Ancak ilk devir yazmalarında bu ismin Semerkandî tefsirinin tercümesine verildiği açıkça görülmektedir. Kütüphanelerimizde Enfesü’l-Cevâhir’in muhtasar nüshalarına da rastlanmış ancak bu ihtisar faaliyetinin kimin tarafından yapıldığı tespit edilememiştir.
Tefsir Ebü’l-Leys Semerkandî Necmeddîn-i Dâye Hâzin-i Bağdâdî Mûsâ İznikī Sürûrî Tefsîru’l-Lübâb Enfesü’l-Cevâhir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 14 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 28 Sayı: 1 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.