Bu çalışma, hayatın zorlukları karşısında bireyin
hangi psikolojik hallerden geçtiğini araştırmak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla insanların hayatın zorluklarıyla nasıl başettikleri, bu insanların
nasıl bir yas sürecinden geçtikleri sorularına cevap aranmıştır. Öncelikle başa
çıkma stratejileri ve İslamî kültürde sabır olgusunun teorik altyapısı
psikolojik bakışla incelenmiştir. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden
gömülü teori (grounded theory) yaklaşımıyla hazırlanmıştır. Veriler, amaçlı
örneklem metoduyla belirlenen insanların yaşadığı ve araştırmacının bizzat
şahit olduğu travmatik olaylar ve sonrasında yaşanan tecrübelerin katılımlı
gözlem yapılarak kayıt altına alınmasıyla elde edilmiştir. Ayrıca o travmatik
olayları yaşayan veya o hadiselerden birinci derecede etkilenen insanlar ve
yakınlarıyla yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Elde edilen bütün
veriler fenomenolojik analize tabi tutulmuştur. Çalışma sonunda başa çıkma ve
sabır bağlamında bir öneri olarak sabra yolculuğun beş hali adını verdiğimiz
bir model oluşturulmuştur. Bunlar şok, şikayet, şüphe, şükran, şükür olarak
isimlendirilmiştir Şok, zihinsel faaliyetlerin zayıfladığı bir süreçtir.
Beklenmeyen problem durumu karşısında verilen tepkiler bireyden bireye
farklılaşmakta ve bu tepkilerin ön görülmesi pek mümkün olmamaktadır. Şikayet
aşamasında, olayın gerçekliği kavranmakta ve ilk anlamlandırma çabaları
başlamaktadır. Şüphe halinde kişi olayın kaynaklarını sorgularken dini inanç ve
değerlerini devreye sokmaktadır. Bu noktada özellikle kader, merhamet, adalet
ve kötülük problemi meşgul olunan temel konulardır. Şükran noktasında, sosyal
etkiler ve normalleşme çabası ön plandadır. Birey yaşadığına benzer acıları
diğer insanların da yaşadığını düşünerek, onu normalleştirme çabasına
girmektedir. Bu halde sosyal etkiler ve olumlu toplumsal destek son derece
önemlidir. Son olarak şükür hali gelmektedir. Bu halde, sosyal çevreden
bağımsız olarak bireysel dinginlik ve yaşanan hadiseyi kabul edip, onunla
yaşama devam edebilme çabası görülmektedir. Bu hallerin bireyde yaşanışı
doğrusal bir gelişim göstermek zorunda olmayıp, yatay bir değişkenlik arz
edebilir. Tüm bu süreç içinde kişinin yaşadığı zorluğa çözüm olarak dinin ve
onun yaşandığı kültürün sunmuş olduğu, özellikle anlam sağlayıcı içerikler son
derece önemlidir. Sonuç olarak dindar bireylerin hayatın zorlukları karşısında
bu hallerden geçeceği iddiası ortaya konmuştur. Sabır olgusu İslamî kültürde
dînî başa çıkma stratejilerine eşlik etmektedir. Sabır aslında bireyin
kendisine doğru bir yolculuğudur ve bu esnada bireyin değişik hallere uğraması
gayet doğaldır. Bireyin bu tecrübelerinin hepsi de onun iman çerçevesi içinde
değerlendirilmelidir. Zira iman, ölçülemezliği ve denetlenemezliği ile kendi
anlamını oluşturur. Böylece sabır, özellikle dramatik deneyimler ve varoluşsal
sorunlarla karşılaşılan güçlükleri aşmada birey için bir dayanak noktası teşkil
etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yas, sosyal
destek, başa çıkma, sabır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 1 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.