Kur’ân-ı Kerîm’in Arapça
bilmeyenler tarafından anlaşılması amacıyla yazılan meâller bir nevi tefsir
sayılırlar. Zira her çevirmen Kur’ân’dan anladığını hedef dile aktarma gayreti
içerisindedir. Kur’ân’ın mesajının hedef kitleye doğru ve sağlıklı bir şekilde
ulaştırılmasının temel şartlarından biri de çevirmenin Kur’ân’da geçen müşterek
lafızların anlam alanına hâkim olmasıdır. Bu açıdan çevirmenin çokanlamlı lafız
barındıran âyetleri hedef dile çevirirken azami çaba sarf etmesi gerekmektedir.
Yüce Allah’ın mu’ciz kelamı olan Kur’ân’ın her harf, kelime ve cümlesi müstakil
olarak incelenmeye değerdir. Zira harfe yüklenen her farklı görev, kelimede
tercih edilen her farklı vecih, yeni bir anlamın ortaya çıkmasına neden
olmaktadır. Dolayısıyla bu konuda isâbetli olmayan bir tespit, Kur’ân’ın yanlış
anlaşılmasına ve yorumlanmasına neden olacaktır.
İşte bu çalışmada
Kur’ân’daki çok anlamlı fiillerden biri olan e-h-z fiili ve türevlerinin Türkçe
meâllere ne şekilde aktarıldıkları incelenmiştir. Bu amaçla
Abdulbaki Gölpınarlı, Abdullah Parlıyan, Ahmet Tekin, Ahmet Varol, Ali Bulaç,
Bayraktar Bayraklı, Cemal Külünkoğlu, DİB Heyeti, Elmalılı Muhammed Hamdi
Yazır, Hasan Basri Çantay, Mustafa İslamoğlu, Ömer Nasuhi Bilmen, Süleyman
Ateş, Şaban Piriş, Ümit Şimşek ve Yaşar Nuri Öztürk’ün meâli olmak üzere
toplamda on altı meâl hem vücûh/nezâir ilmi açısından hem de Türkçe ifade
biçimi açısından mukayese edilmiştir. Bu minvalde ilk önce bu fiilin sözlük anlamları
farklı lügatlerden araştırılmış, ardından bu fiilin Kur’ân’daki anlamları
vücûh/nezâir kitaplarından tespit edilmiştir. Tespit edilen bu farklı anlamlar
tefsirlerden de desteklenmeye çalışılmıştır. Bu araştırmalar neticesinde e-h-z
fiilinin Kur’ân’da almak/elde etmek temel anlamının dışında ceza vermek, kabul
etmek ve hapsetmek anlamlarında kullanıldığı konusunda ittifâk sağlandığı tespit
edilmiştir. Bununla birlikte kimi vücûh/nezâir ve tefsir kitaplarında bu fiile
söz konusu anlamlar dışında öldürmek, yakmak ve helâl saymak gibi daha başka
anlamların da verildiği görülmüştür.
The meâls written in order to
understand the Qur'an by those who do not speak Arabic are considered a kind of
tafsir. Because every translator is in an effort to transfer what he
understands from the Quran to the target language. One of the basic conditions
for the message of the Quran to be delivered to the target audience in a
correct and healthy way is that the translator's command of the meaningful
meaning of the common meaningful words in the Quran. In this respect, the
translator must make maximum efforts in translating verses which contain
meaningful words into the target language. Each letter, word and sentence of
the Qur'an, which is the word of god, is worth examining separately. Because
the different task assigned to the letter, every preferred aspect in the word
causes the emergence of a new meaning. Therefore, an inaccurate determination
on this issue will cause misunderstanding and interpretation of the Qur'an.
In
this study, how the verb e-h-z and its derivatives, which is one of the very
meaningful verbs in the Qur'an, are transferred to Turkish meâls are examined. Therefore, Abdulbaki Golpınarlı, Abdullah Parlıyan, Ahmet
Tekin, Ahmet Varol, Ali Bulach, Bayraktar Bayraklı, Cemal Kulunkoglu, DIB
Commitee, Elmalılı Hamdi Yazır, Hasan Basri Chantay, Mustafa Islamoglu, Omer
Nasuhi Bilmen, Suleyman Atesh, Shaban Pirish, Umit Shimshek and Yashar Nuri Ozturk’s
total of sixteen meâls, have been compared both in terms of vucûh / nezâir
science and Turkish expression. For this
purpose, the basic meanings of this verb were first determined from different
glossaries, and then the meanings of this verb in the Qur'an were determined
from the vucûh / nezâir books. These different meanings that were determined
were also tried to be supported by tafsir. As a result, it was determined that
there was an alliance that this verb was used to mean punishment, acceptance
and imprisonment in addition to the basic meaning of taking / obtaining in
vucûh / nezâir and tafsir books. However, in some vucûh / nezâir and tafsir books,
this verb has also been given meaning such as killing and burning. Although the
allied meanings of the verb e-h-z are reflected mostly on the meâls correctly,
it has been determined that there are serious problems in terms of Turkish
expression. It was observed that some of the meanings of this verb, which are
not allied, were preferred in some ways and therefore the meaning was
transferred incorrectly / incompletely. In some meâls, it has been observed that this verb is translated by
translating either by adhering to its word or by being latinized as it is read
in Arabic, and therefore the meaning is transmitted to Turkish in an ambiguous
way.
On
the other hand, the new / special meanings that this verb acquired with the
words it was used were transferred towards the meâls correctly; however, it is
concluded that most of the time, expressions that are not suitable for Turkish
expression are used.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 20 Sayı: 1 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.