İslam hukuku eserlerinde akdin bağlayıcılığı konusu detayları ile ele alınmaktadır. Nitekim pek çok fürû-ı fıkıh eserinin büyû bölümleri muhayyerlik konusu ile başlamaktadır. Alışveriş akdini yapan tarafların birbirinden ayrılmadıkları sürece bu akdi tek taraflı olarak feshedebilme hakkı olarak ifade edilen meclis muhayyerliğinin hukuki mevcudiyeti tartışmalıdır.
Muhayyerlikler genel olarak iki sınıf içinde ele alınmıştır. Birincisi iradî muhayyerliklerdir. İradî muhayyerlikler akdin içerisinde mevcut olmayıp tarafların iradeleri ile oluşur. İkincisi ise kanuni muhayyerlikler olup bu tür muhayyerlikler kaynağını hukuktan aldıkları için akit esnasında zikredilmeseler dahi var kabul edilirler. Bu nedenle alışveriş yapan taraflar bu muhayyerlikleri iptal edemezler.
Meclis muhayyerliğini kabul eden Şâfiî ve Hanbelî müçtehitler bu muhayyerliği, tarafların birbirinden ayrılmadıkları sürece akdi feshedebilmeye hakkı sahibi olmaları şeklinde tanımışlardır. Buna karşın meclis muhayyerliğini kabul etmeyen Hanefî ve Mâlikî müçtehitler icap-kabulün gerçekleşmesi ile akdinin taraflar için bağlayıcı hale geleceğini iddia etmişlerdir.
Şâfiî ve Hanbelî mezhepleri meclis muhayyerliğinin hadislerde yer aldığını ileri sürmüştür. Bundan dolayı meclis muhayyerliğine hukuklarında yer vermişlerdir. Bu mezhep alimleri Meclis muhayyerliğini çok farklı deliller ileri sürerek savunmuşlardır. Muhayyerliği kabul eden müçtehitler bu hakkın meşruiyeti için farklı deliller kullanmakla birlikte genelde hadislerden istişhâd etmişlerdir. Ancak Hanefî ve Malikî mezhepleri bu hadisleri farklı anlamışlardır. Bu anlayıştan dolayı meclis muhayyerliğini kabul etmemişlerdir. Her iki görüş sahipleri mezheplerini savunmak için farklı deliller ileri sürmüşlerdir.
Meclis muhayyerliği konusunu ele alan alimlerden birisi de Hanefî mezhebine mensup olan Ebû Bekir el-Cessâs’tır. Tahâvî’nin el-Muhtasar’ına yazdığı şerhte meclis muhayyerliği konusunu ele almış ve muhtelif kaynaklardan istidlallerde bulunmuştur. Bu istidlalleri sistemli bir şekilde ele almış, mezhebin görüşünü sırasıyla ayetler, hadisler ve nazarla temellendirmeye çalışmıştır. İstidlal edilen ayetler genel olarak külli hüküm bildirmekte olup, bunların meclis muhayyerliği gibi özel delile binaen sübutu iddia edilen bir konuda istidlal edilmesi tartışmaya açıktır. Cessâs’ın istidlalde bulunduğu hadislerin bir kısmı da genel hüküm bildirmekte olup bunlarla istidlal de aynı şekilde tartışmaya açıktır. Cessâs’ın istidlalde bulunduğu rivayetlerin diğer bir kısmı da muhtelif konularda hüküm bildirmekte olup Cessâs bu rivayetlerin meclis muhayyerliğinin nefyine delalet yönünü ele almıştır. Cessâs son olarak da güçlü bir şekilde akli çıkarımlarda bulunmuş, meclis muhayyerliği teorisinin farklı akitlerde uygulanma imkanını değerlendirmiş ve mezhebin görüşü için isabetli kabul edilebilecek istidlallerde bulunmuştur.
Cessâs Hanefî mezhebinin delillerini zikrettikten sonra Şâfiî ve Hanbelî mezhebinin delillerini incelemiştir. Bu mezheplerin delili olan hadisi yorumlamıştır. Bu yorumlarda Hanefî mezhebinin anlayışının daha doğru olduğunu ifade etmiştir. Çalışmada bu konular ele alınmış ve Cessâs’ın istidlalleri değerlendirilmiştir.
The pieces of work in Islamic Law examine the subject of contractual binding in detail. For many works in substantive fiqh (fürû-ı fıkıh), in fact, the sections of purchase begin with this matter. The option of the session, the right to unilaterally cancel the contract unless the contracting parties diverge from each other, has been questionable in terms of its legal existence.
The option is generally covered in two classes. The first is voluntary options. The voluntary options is not included in the agreement and occurs with the requests of the parties. However, the legal options takes its source from the law and is present in the shopping agreement. Therefore, shopping parties cannot cancel this options.
The Shafii and Hanbali Madhabs adopted the option of the session and warranted that the parties can use the right of unilateral cancellation provided that the parties together do not separate, while the Hanafi and Maliki Madhabs proposed that it is an unproven issue and judged that the sales and purchase agreement will be a legally binding contract between the buyer and the seller at the time when it is established.
The Shafii and Hanbali Madhabs claimed that the option of the session was included in the hadiths. Therefore, they have included the option of the session in their law. They defended the issue by putting forward very different evidence. However, Hanafi and Maliki Madhabs understood these hadiths differently. Because of this understanding, they did not accept the option of the session. Both opinion holders put forward different arguments to defend their madhabs.
One of the scholars who has discussed the option of the session is Abu Bakr al-Jassas from the Hanafii Madhab. In his annotation to al-Mukhtasar of Tahawi, al Jassas reviews this topic based on deductions from various resources. Dealing with them systematically he aims to base the Madhab’s opinion on ayahs, hadiths, and theories. In general, the deducted ayahs pronounced universal judgment, which is debatable in such an issue that its proof is argued based on specific evidence, like the option of the session. Furthermore, part of the hadiths from which he deduced is also argumentative, including general judgment. Another part of the narrated hadiths deducted are of multifarious issues, and he examined only their being evidence to the negation of the option of the session. Lastly, al-Jassas strikingly makes rational inferences, considering the feasibility to administer the principle of the option of the session in different types of agreement and conducting proofs/deductions whose accuracy could be accepted from the Madhab’s perspective.
al-Jassas after mentioning the evidence of the Hanafi madhhab, he examined the evidence of the Shafii and Hanbali madhhab. He interpreted the hadith, which is evidence of these sects. In these comments, he stated that the understanding of the Hanafi school is more correct. In the study, these issues were addressed and the prosecutions of al-Jassas were evaluated.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 21 Sayı: 1 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.