İslam dini mükelleflere ramazan ayında oruç tutmayı farz kılmıştır. Ancak bazı hallerde bu farziyet esnetilmiş, ramazan orucunun daha sonraki zamanlarda tutulabileceği kabul edilmiştir. İslam dini sadece oruç konusunda değil hemen hemen her konuda zaruretin bulunduğu durumlarda kolaylığı meşru kabul etmiş, mükelleflerden önceki yükümlüğü kaldırmıştır. Kur’an-ı Kerim’de orucun farz olduğunu bildiren âyetlerin hemen akabinde hasta ve yolcunun oruçla mükellef olmadığı bildirilmiştir. Ancak bu âyetlerin anlamı hakkında bazı ihtilâflar söz konusudur. Bazı sahâbîler ve Zâhirî mezhebi bilginleri hasta ve yolcunun ramazan orucunu tutamayacağını, bu günlerdeki orucu mutlaka başka günlerde tutmak zorunda olduklarını kabul etmişlerdir. Bu görüş sahipleri söz konusu ayetlerin zorunluluk bildirdiğini ileri sürdüler. Buna göre bu ayetler hasta ve yolcuya farz olan orucun ramazan orucu değil, ramazan ayından sonraki zamanlarda tutulacak olan oruç olduğunu bildirmektedir. Bu konuda ilgili âyetin yanında Hz. Peygamber’den (s.a.s.) aktarılan bazı hadislerle de istidlâl etmişlerdir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) bazı yolculuklarında oruç tutmamıştır. Ancak bazı yolculuklarında da oruca niyet ettiği halde yolculuk esnasında orucu açmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.) yolda orucunu açmanın yanında yolculukta oruç tutmayı yasaklayıcı ifadeler de kullanmıştır. Ancak çoğunluğu oluşturan âlimler hasta ve yolcunun ramazan orucunu başka günlerde tutabileceğini bildiren âyetlerin zorunluluk değil ruhsat ifade ettiğini kabul etmişlerdir. Bu görüş sahipleri Kur’an’da orucun başka günlerde tutulabileceğini ifade eden ayetlere benzer ayetlerden delil getirmişlerdir. Buna göre hasta ve yolcu isterse ramazan orucunu tutabilir, isterse başka günlere erteleyebilir. Bu görüş sahipleri de aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahâbenin yolculuklarında oruç tuttuğunu bildiren rivâyetlerle de istidlâlde bulunmuştur. Bu rivâyetlerde açıkça belirtildiği üzere Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabe yolculuklarında oruç tutmuşlardır. Onlara göre aynı şekilde sahabenin Hz. Peygamber’den (s.a.s.) sonra da yolculuklarında oruç tutmaya devam etmesi yolculukta orucu ertelenenin zorunlu olmadığını göstermektedir. Ayrıca bu âlimler yolculukta oruç tutmayı yasaklayan rivâyetlerin bazı özel durumlar için vârid olduğunu, dolayısıyla bu rivâyetlerin genel hüküm istinbâtı için uygun olmadığını belirtmişlerdir. Zira söz konusu rivâyetlerde açıkça görüleceği üzere Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yolculukta orucu yasaklayan ifadeleri oruçtan etkilenen bazı sahâbîler içindir. Diğer taraftan Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yolculukta orucu yasaklayan hadisleri savaş öncesi varid olmuştur. Daha da ötesi bu rivâyetlerde Hz. Peygamber (s.a.s.) sahâbenin düşman ile karşılaşmaya hazır olmasını istemiş, bunun için oruçlarını açmasını emretmiştir.
İslam hukuku azîmet ruhsat oruç yolculuk İslam hukuku, azîmet, ruhsat, oruç, yolculuk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 21 Sayı: 2 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.