Cuma namazı Kur’ân-ı Kerîm’de özellikle zikredilmiş ve Müslümanlara farz kılınmış, Hz. Peygamberimiz tarafından da cuma namazının kimlere farz olduğu ve nasıl kılınacağı beyan edilmiştir. Cuma namazının belli şartların gerçekleşmesi halinde farz olduğu konusunda ittifak vardır. Bu şartlar vücûb ve sıhhat şartları olmak üzere ikiye ayrılır. Vücûb şartları cuma namazı ile yükümlü olmak için, sıhhat şartları ise namazın muteber ve geçerli olması için gereklidir. Vücûb şartları (erkek, hür, mukim ve mazeretsiz olmak) üzerinde mezheplerin büyük oranda ittifakı vardır. Sıhhat şartlarının (şehir, cami, cemaat, vakit, imam ve hutbe) birçoğunda mezhepler arasında ihtilaf bulunmaktadır. Şehir ve cami şartları yanında üzerinde ihtilaf edilen en önemli şart Hanefîler tarafından ileri sürülen imamın devlet başkanı olması veya izin verdiği kimse olması şartıdır.
Şehirle alakalı tartışmalar şehrin büyüklüğü-küçüklüğü, nüfusunun kalabalık ve sürekli oturulan yer olup olmaması gibi konular etrafındadır. Camiyle alakalı tartışmalar cuma namazının devlet başkanının/kamu idaresinin tahsis ettiği halka açık camilerde kılınması, cuma namazının yalnız bir camide kılınıp kılınamayacağı ve caminin büyüklüğü küçüklüğü gibi meseleler üzerindedir. İmamla alakalı tartışmalar ise cuma namazını devlet başkanı veya onun yetki verdiği kimsenin kıldırıp kıldırmaması ve devlet başkanının izin vermesi halinde mukim ve seferî bir imamın kıldırıp kıldıramaması konularında yapılmaktadır.
Osmanlı devletinde resmi mezhep olarak Hanefîliğin kabul edilmesi ve Osmanlı topraklarında hukuk birliğini sağlamak için mahkemelerin Hanefî mezhebine göre karar verdikleri bilinmektedir. Bu çalışmada, mezhepler arasında ihtilaflı olan şehir, cami ve cumayı devlet başkanı veya onun yetki verdiği kişinin kıldırması konularında, Osmanlıda hangi mezhebin görüşlerinin uyguladığını tespit edilmeye çalışılacaktır. Çalışmada, öncelikle İslam hukukundaki cuma namazının sıhhat şartları ve mezheplerin ihtilafları hakkında kısaca bilgi verilecektir. Daha sonra bu konuların Osmanlı dönemi fetva mecmualarındaki şeyhülislam fetvalarına ve özellikle bu tartışmalı şartların mahkeme kayıtlarına nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Çalışmanın sonucunda Osmanlı hukukunda resmi mezhep olarak kabul edilen Hanefî görüşlerinin yürürlükte olup olmadığını tespit etmek mümkün olacaktır.
Çalışmamızda konumuzla alakalı genel bir kanaat oluşturması için Osmanlının hem klasik hem de Tanzimat dönemine ait farklı şehirlerdeki yaklaşık 400 civarındaki mahkeme defteri incelenmiştir. Cuma namazının sıhhat şartlarından olan şehir, cami ve izin konularının Osmanlı hukukundaki yerini fetva mecmuaları ve özellikle mahkeme kayıtlarına yansıyan yürürlük örneklerinden hareketle ele alan bu çalışma ile İslam hukuk tarihine küçük bir katkı sağlanacağı ümit edilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 21 Sayı: 2 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.