Salgın hastalıklara dair literatür ilk bakışta her ne kadar daha çok sağlık ve tıp alanı ile ilişkilendirilse de özellikle COVID-19 sürecinde karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukları aşma yöntemleri, multi-disipliner bir yaklaşımın gerekliliğine işaret etmiştir. Toplumların kültürleri, siyasal yaklaşımları, kentleşme biçimleri ve sosyal etkileşimleri pandemi ile mücadele yollarını belirlenmesinde ve bu yöntemlerin başarısına katkı sunmaktadır. Salgın hastalıklara yönelik tarihsel veri ve deneyim, hastalıklara dair önceden yapılmış planlamaların ve çok yönlü bir hazırlığın, toplumların, bütün aktörleriyle, hem içinde bulundukları zorluklarla başa çıkmasını kolaylaştırdığını hem de onları gelecekteki muhtemel krizlere hazırlamada etkili olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, elinizdeki makale, COVID-19 sürecinden hareketle, daha çok teorik bir çerçeve çizerek, şimdi ve geleceğe dair toplumsal, siyasal, kültürel ve dijital bir perspektif sunmayı hedeflemektedir. Bu bakış açısını sunarken pandemi ile mücadele yöntemlerinin çok yönlü olması gerekliliğinden yola çıkarak bu süreçteki kriz yönetimine, kültürel etkileşimlere, politika yapıcıların kararlarına dair bir kuramsal değerlendirme yapmayı amaçlamaktadır. Bir tür “ön literatür” çalışması olarak da nitelendirilebilecek bu makale; (a) Türkiye’de otoritelerin kriz yönetimi konusundaki deneyimlerine, (b) bir öğrenme eğrisi olarak epidemi ile oluşan sosyo-politik ve kültürel tecrübeye ve (c) daha çok sosyal medya ve çevrimiçi (akıllı) korona-virüs uygulamaları etrafında konuşulan “gözetim” (surveillance) toplumu ve dijital kültür konularına yoğunlaşmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 10 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 29 Sayı: 3 |