Siyaset ve toplumu modern kavramlar olarak ele alan ve onları ayıran ilk düşünürlerden birisi Hegel’dir. Hegel’in sivil toplum ve devlet anlayışı klasik felsefeye ve idealizme dayanır. Onun İdea sistemi içerisinde yer alan siyaset bir etik yaşam amacıdır. Sivil toplum ve devlet de nesnel ruhun bir kategorisi olan etik yaşamın uğraklarıdır ve diyalektik olarak gerçekleşirler. Özgün bir düşünce olarak, Hegel sivil toplum ve devleti karşıt konumlandırmış ve etik yaşamın gerçekleşmesi için sivil toplumdan devlete geçişi öngörmüştür. Gereksinimlerin karşılandığı zorunlu bir tikellikler alanı olan sivil toplum yoksulluğu ve yozlaşmayı üretir. Etik yaşamın gerçekleştiği uğrak olan devlet ise evrenselliğin en üst formudur. Somut olarak Hegel, güçler ayrılığını esas alan anayasal monarşik devleti incelemiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 29 Sayı: 4 |