COVID-19 pandemisi sosyal, kültürel ve ekonomik olarak köklü değişikliklerin ortaya çıktığı bir dönemi temsil etmektedir. Özellikle ekonomik kalkınmanın temelini oluşturan işletmeler salgının hızını azaltmak için bir takım kararlar almak zorunda kalmış ve onlar açısından bu dönem çalışma kültüründeki değişimlerin dönüm noktası olmuştur. Bu değişimler, işveren ile çalışanlar arasındaki bağın kopmasına ve çalışanların tükenmişlik hissini daha çok hissetmesine yol açmıştır. Ayrıca literatürde popüler hale gelen kavramlardan biri olan “sessiz istifa”nın gün yüzüne çıkmasına sebep olmuştur. Çalışanın sadece işin tanımında yer alan görevleri yapması ve onun ötesine geçmemesi anlamına gelen sessiz istifa kavramı, çalışanın taleplerine cevap alamaması sonucu sessiz bir isyanı temsil etmektedir. Bilgi toplumuna geçişle birlikte işletmeler için rekabet avantajı olarak görülen çalışanların sessiz istifaya yönelmesinin olumsuzluklar ortaya çıkaracağı yönünde görüşler mevcuttur. Bu yüzden hem işletmelerin hem de yöneticilerin dikkate alması gereken kritik bir kavramdır. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, doküman analizi yöntemine dayalı olarak çalışma kültürüne yeni girmiş olan sessiz istifa kavramının teorik olarak analiz edilmesidir. Ayrıca uluslararası literatürde yer alan kaynaklar doğrultusunda bu kavramın sınırlarını çizerek daha iyi anlaşılmasını sağlamak da çalışmanın diğer bir amacını oluşturmaktadır. Ulusal literatürde bu kavrama yönelik çalışma yapılmamış olması, bu çalışmanın özgün değerini ortaya koymaktadır.
The COVID-19 pandemic represents a period in which radical changes occur socially, culturally and economically. In particular, businesses that form the basis of economic development had to take some decisions to reduce the speed of the epidemic, and for them, this period was the turning point of the changes in the working culture. These changes have caused the connection between employers and employees to be broken and employees to feel the burnout syndrome more. They also led to the emergence of “quiet quitting”, one of the popular concepts in the literature. The concept of quiet quitting, which means that the employee only performs the duties included in the job description and does not go beyond it, represents a quiet rebellion as a result of the employee's inability to receive an answer to their demands. With the transition to the information society, there are opinions that the quiet quitting of the employees, who are seen as a competitive advantage for the enterprises, will cause negative effects. Therefore, it is a critical concept that both businesses and managers should consider. In this direction, the aim of the research is to theoretically analyze the concept of quiet quitting, which has recently entered the working culture, based on the document analysis method. Another aim is to provide a better understanding by drawing the boundaries of this concept in line with the sources in the international literature. The fact that there has been no study on this concept in the national literature reveals the original value of this study.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 32 Sayı: 1 |