Kentsel dönüşüm sanayileşmenin ve nüfus artışı ile yığılmanın zamanla beraberinde getirdiği bir olgu olarak dünya gündeminde yer etmektedir. Türkiye’de son birkaç on yılda kentsel dönüşüm;1999 Marmara, 2011 Van, 2020 İzmir, 2023 Kahramanmaraş gibi doğal afetlerle birlikte, ülke gündeminin en önemli, öncelikli ve sürekli konu başlıklarından biri haline gelmiştir. 2000 yılı öncesinde yapılan konutların ülkedeki yapı stokunun %43,5’ini oluşturuyor olması, ülke yüz ölçümünün %42’sinin 1. Derecede deprem kuşağında bulunması ile birlikte ele alındığında kentsel dönüşümün stratejik bir konu başlığı olarak öne çıkması doğaldır. Yapı stokunun teknolojik ve denetimli bir biçimde üretilebilmesi ve sürecin toplumsal dönüşüm ve güncel ihtiyaçlara da duyarlı bir bakış açısı ile yürütülmesi gerekliliği önemli bir tartışma konusudur. Bu bakımdan kentsel dönüşüm kavramı ve kapsamı, biraz da zorunlu olarak, ağırlıklı olarak afet riski çerçevesinde düşünülmekte ve düzenlenmektedir. Afet dirençli kentleşme modeline öncelik verilmesiyle birlikte, genel olarak kentsel dönüşüm kanunu olarak anlaşılan 2012 tarihli 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yapılmıştır. 2023 yılı başında genel hayata etkili afet bölgesi ilanını gerekli kılan büyüklükte bir kriz ile sonuçlanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremler, Türkiye için afet yönetimi ve kentsel dönüşüm ilişkisini son yılların en somut gerçekliği olarak ortaya çıkarmıştır. Bir kentsel dönüşüm kanunu olarak anlaşılan 6306 sayılı kanunda düzenleme yapan 7471 sayılı kanun ile kentleşmenin İmar Kanunu dışında ve ötesinde bir etkili ve öncelikli durum oluşturan kentsel dönüşüm zorunluluğu ve aciliyeti ile gündemdeki yerini pekiştirmiştir. Bu çalışmada kentsel dönüşüm; Türkiye’de kentleşmenin zorunlu ve birikmiş olarak geldiği bir aşama olarak görülmektedir. Bu çalışma kentsel dönüşümün, Türkiye kentleşmesi ve kentsel gelişiminin daha sağlıklı şekilde seyredebilmesi için belirleyici bir değişken olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda sıklıkla yasal düzenlemelerde vurgulanan afet dirençli kentlerin oluşturulması temasına dikkat çekilerek bunun yanında sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik ve bütünsellik gibi kavramlar da eklenmektedir. Dolayısıyla teknik, mimarlık, mühendislik ve inşaat boyutları ile yasal – yönetsel ve sosyal boyutların birlikte ele alınmasının ve uyum gerekliliğinin önemine dikkat çekilmektedir. Tarihsel çerçevenin günümüze uzanan şekilde kısaca arka plan olarak sunulmasının ardından 2023 tarihli ve 7471 sayılı kanunun kentsel dönüşümün yeni yasal çerçevesi olup olmadığı tartışması makalede yapılmaktadır. Bu perspektifle yapılan inceleme ve saptamaların bir bütün oluşturarak değerlendirmelere açılması ve alan yazına katkı sağlanması hedeflenmektedir.
Kent Kentleşme Kentsel Dönüşüm Afet Dirençli Kent 7471 Sayılı Kanun
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentleşme Politikaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 25 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 22 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 33 Sayı: 3 |