According to George Mead, a significant figure
in classical American pragmatism, the self neither consists of pure reason, nor
does it include an ontological bifurcation. Instead, he expresses an analytical
bifurcation of the self as the I (subject self) and the (me) object self. Yet,
we cannot think of the two independently. The “I”, does not appear in direct
experiences; rather, it enters our cognitive domain after an event has taken
place. It exists in our memories and is realized as our past. On the other
hand, the “me” consists of internalizing the experiences obtained via
assumptions, behaviors, and norms observed in the external world. Ethics should
be analyzed based on the awareness of the relations between these two types of
self and the relations between the self as a whole and ‘the other’. In this
vein, both self and ethics are fundamentally social. This work aims to show
that the foundation of ethics is neither merely the self nor just the society,
but it is a system of networks including these two elements without any
reference to a mastermind or a metaphysical entity.
George Herbert Mead social self naturalism taking the role of other cosmopolitanism perspective generalized other
Klasik Amerikan pragmatistlerinden George Herbert Mead’a göre benlik, ne
salt zihinden ibarettir, ne de ontolojik çatallaşmayı içerir. O, bunun yerine
sadece analitik bir ayrım olarak benliği (self) özne benlik (I) ve nesne benlik
(me) olarak ifade eder. Ancak ne özne benliği nesne benlik olmaksızın, ne de
nesne benliği özne benlik olmaksızın düşünebiliriz. Özne benlik, doğrudan
deneyimlerimizde kendisini göstermez, eylemin gerçekleşmesinden sonra biliş alanına
girer. O, hafızamızda ve geçmişimiz olarak görülür. Nesne benlik ise dış
dünyadan edindiğimiz kabulleri, davranışları ve normları içselleştirmek
suretiyle deneyimde görülen benliktir. Ahlak bu benlikler arasındaki
bağlantıların ve bir bütün olarak benlikle “öteki” arasındaki bağlantıların
farkındalığına dayalı olarak açıklanmalıdır. Bu açıdan hem benlik hem de ahlak
kökeni itibarıyla toplumsaldır. Yazımız Mead’da ahlakın temelinin ne salt
birey, ne de salt toplum olduğunu ancak herhangi bir üst akıl ya da
metafiziksel referans olmaksızın bu iki unsurun da içinde bulunduğu bir ağlar
sistemi olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.
George Herbert Mead toplumsal benlik natüralizm ötekinin rolünü almak kozmopolitanizm perspektif genelleştirilmiş öteki
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 20 Sayı: 51 (19-06-2017) |