Yazı, insan ilişkilerini mikro sevide yansıtan bir araç olduğundan “tarih yazıyla başlar” tezi haklı bir söylemdir. Lakin yazıdan önce de insan vardı ve varlığını bir şekilde duyurmak, sonraki nesillere nasihatte bulunmak ya da hiç değilse iç dünyalarını yansıtmak isteyen kimseler; malzeme yetersizliğine aldırış etmeden taşların üzerine resimler çizmişlerdir ki bunlar alfabeye dayalı olmayan bir aktarım sistematiğinin ürünleridir. Yazıdan önce veya sonra hiç fark etmez, insan ilişkilerini kompozisyonlar hâlinde sunan kaya resimleri 19. yüzyıldan itibaren dikkatleri üzerine topladığından arkeologlar, taşlar üzerine resmedilen geçmişi keşfetmeye yöneldiler. Dünya genelindeki bu zengin miras, birçok coğrafyanın tarihini aydınlatmaya ve bazı genel kanaatleri değiştirmeye namzettir.
Tarihî materyal mahiyeti taşıyan kaya resimleri, Arap Yarımadası’na gelişleri çok eski olan Arapların tarihini aydınlatmada da argümandır. Kısmen dinî haberler ve İslâmî dönemdeki kurgularla anlatılan kadim Arap tarihi, sınırlı bilgilerden ibaret olduğundan bunların bir milletin uzak geçmişini aydınlatmaya yeterli gelmeyeceğini artık kabul etmek gerekir. Tarihteki bu boşluk, son birkaç asır boyunca sürdürülen arkeolojik kazılar sayesinde doldurulabilir. Zira uzman arkeologların öncülüğünde yürütülen kazılarda bugünkü Suudi Arabistan’da 4 bin sit bölgesi ve 1.500 civarında kaya resmi alanı keşfedilmiştir. Yarımadanın farklı yerlerinde ortaya çıkan bu zengin miras, birçok kaya yüzeyinde belirgin veya yarı belirgin şekilde durarak ulusal kimliğin tespiti de dâhil olmak üzere çeşitli konularda işe yarayacaktır. Dolayısıyla bu çalışmada İslâm öncesi Arap tarihini gün yüzüne çıkarmada kaya resimlerinin konumunu belirlemek amacıyla kaya resimleri tabirinden başlayarak ören yerleri, kayalarda bulunan şekil ve yazıların değerlenmesi ile bunların tarihe olan katkıları üzerinde durulacaktır. Arkeolojik buluntular henüz yeni bir uğraş olduğundan araştırmada daha çok güncel kaynaklardan ve web sitelerinden yararlanılacaktır.
Since writing is a tool that reflects human relations at a micro level, the statement that “history begins with writing” is a justified discourse. However, the existence of humankind predates writing. Those who desired to proclaim their existence somehow, convey their experiences to future generations or reflect their inner world, if nothing else, have drawn numerous pictures on rocks despite all limitations in terms of material availability back then. These are, indeed, artifacts of historical value. Whether before or after writing, rock paintings that present human relations as compositions have attracted attention since the 19th century, leading archaeologists to explore the past depicted on these rocks. This rich heritage worldwide holds great potential to illuminate the history of many geographies and change particular views and opinions.
Rock arts, which are historical materials, are a primary tool for illuminating the history of the Arabs, whose arrival in the Arabian Peninsula goes a long way back. There is limited information on ancient Arab history, partly comprised of religious news and stories from the Islamic period. It has to be accepted that these resources will not be sufficient to illuminate the distant past of a nation. This gap in history can be filled thanks to archaeological excavations carried out over the last few centuries. During the excavations carried out under the leadership of ex-pert archaeologists, 4 thousand protected areas and around 1,500 rock art areas have been discovered in today's Saudi Arabia. This rich heritage, which has emerged in different parts of the peninsula, will be visible or semi-visible on many rock surfaces and serve various purposes, including the determination of national identity. Therefore, in this study, to determine the role of petroglyphs in revealing the pre-Islamic Arab history, starting from the term rock art, the contribution of ancient writings and shapes located on rocks and historical ruins after their recent increase in value will be discussed. Since archaeological finds are a relatively new endeavor yet, mainly up-to-date sources and websites will be utilized for the research.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2022 |
Kabul Tarihi | 9 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |