Kur’an-ı Kerim ayetlerinin nüzulünde vahyin tamamının ilk muhatap ve mükellefi Hz. Peygamber’dir. Vahiy lafızlarının zahirinde açıkça görülen unsurlar dikkate alındığında Hz. Peygamber’e mahsus ifadelerde mükellefiyet açısından diğer insanların durumu ve bu ayetlerin hükmen işlevselliği İslami ilimler literatüründe tartışılan bir konudur. Bu araştırmada nüzul döneminde Hz. Peygamber’le birlikte Kur’an’ın muhatapları olan sahabe ve nüzul sonrası ilk iki asır müfessirleri tarafından, lafzında doğrudan Hz. Peygamber’e mahsus bir ifade ya da hadiseyi konu edinen ayetlerin nasıl anlaşıldığını tespit etmek amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda ele alınacak konular, örnek ayetlerle sınırlandırılmıştır. Bu makalede müfessir tabakâtlarına yer veren eserlerden tespit edilen ya da kendisinden tefsir rivayeti aktarılan ravilerin tamamına müfessir kimliğiyle yer verilmiştir. Araştırmamızda, hicrî ilk iki asırda ilgili ayet hususunda ulaşılabilen görüşler, müstakil olarak telif edilen ve günümüzde erişilebilen tefsir eserlerinden, yalnızca ilk ulaşılan eser referans gösterilerek nakledilmiştir. İncelemenin hicrî ilk iki asırla sınırlandırılmasının bir sonucu olarak, müfessirlerin görüşleri tefsir-tevil ayrımı konu edilmeksizin ele alınmıştır. Sonuç olarak elde edilen veriler çerçevesinde bir tefsir ya da tevil usûlünden bahsedilip bahsedilemeyeceği tartışılmıştır.
Yok.
Yok.
Yok.
The Prophet is the first addressee and payer of the entire revelation in the interpretation of the verses of the Noble Qur’an. When the elements that are clearly visible in the appearance of the words of revelation are taken into consideration, Prophet Muhammad The status of other people in terms of obligation in statements specific to the Prophet and the functionality of these verses is a topic discussed in the literature of Islamic Sciences. In this research, during the nuzul period, the Prophet and their companions, interlocutors of the Qur'an and the Prophet, and al-mufassirūn of the first two centuries after Nuzul, directly addressed the Prophet in his words. It is aimed to determine how the verses that are the subject of a statement or incident specific to the Prophet are understood. The topics to be discussed in this direction are limited to sample verses. In this article, all the narrators identified from the works containing Tabakatu’l-Mufessirin or whose tafsir narrations were transmitted from him are included with the identity of the al-mufassir. In our research, the opinions that could be reached about the relevant verses in the first two centuries of the Hijri were transferred from the tafsir works that were independently copyrighted and accessible today only by referring to the first work that was reached. As a result of the limitation of the study to the first two centuries of the Hijri, the opinions of the commentators have been discussed without the subject of the tafsir-tawil distinction. As a result, it has been discussed whether a tafsir or tawil procedure can be mentioned within the framework of the data obtained.
Yok.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Yok. |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2023 |
Kabul Tarihi | 1 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |