İslam hukukunda rivayet denildiğinde akla ilk gelen Hz. Peygamberin söz, fiil ve
uygulamaları olsa da kapsam olarak daha birçok farklı anlamda kullanılmıştır.
Sahabe, tabiun ve tebeu’t-tabiun ile bazı yöneticilerin fetva ve uygulamaları da
rivayetin konusu içinde değerlendirilmiş özellikle müçtehit imamlarla birlikte rivayet
fıkhi malzeme niteliğinde delil olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Rivayetsiz bir fıkıh tasavvur edilemez. Doğuşundan günümüze kadar geçen tarihi
süreçte fıkhın her aşamasında rivayet belirleyici rol oynamıştır. Öncelikle Hz.
Peygamberden nakledilen rivayetlerle fıkıh ve usul teşekkül etmiş, teşriî deliller
ve külli kaidelerin temelleri atılmıştır. Sahabe ve tabiundan nakledilen rivayetlerle
İslam hukuku desteklenerek geliştirilmiş tebeu’t-tabiun döneminde ise rivayetler
sistemleştirilerek aile hukuku, ticaret hukuku, ceza hukuku, borçlar hukuku
ve miras hukuku gibi fıkhın alt dalları oluşturulmuştur. Gerek sözlü gerekse
yazılı rivayetle fıkıh sonraki nesillere aktarılarak İslam hukuk mirası korunmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Kabul Tarihi | 12 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 18 Sayı: 1 |