This article aims to elaborate on the pre-Ghazzālī period Sufis’ approaches to the concept of knowledge. We know that Ghazzālī, as a milestone in the Islamic thought, satisfies in taṣawwuf after a long quest. He benefits from the Sunnī taṣawwuf already established before him. Therefore, the importance of the sources feeding Ghazzālī’s Sufi view is manifest. Thus, in this article, I focus on the ideas of the main figures of the Sunnī taṣawwuf regarding the concept of knowledge. Having stated concisely about what taṣawwuf is, the concepts of knowledge and gnosis were described. And then, the ideas of the Sufis on knowledge and its ways were examined. I concluded at the end of the research that the Sufis restrict human reason (ʿaql) into the worldly life while giving the intuitional knowledge priority. Also, they separate the reality (ḥaqīqa) from religious law (sharīʿa). For the former, intuitional knowledge is a necessity, while the human reason is useful and responsible for the latter. Finally, it is hard to say that compared to Ghazzālī, Suhrawardī, and Ibn al-ʿArabī, those Sufis have a consistent epistemology when they set forth their view.
Bu makalenin amacı Gazzâlî öncesi sufilerin bilgi kavramına yaklaşımlarını incelemektir. İslam düşüncesinde önemli bir dönüm noktası olan Gazzâlî’nin, dinî ve felsefî ilimlerin birçoğuna vakıf olduktan sonra, tasavvufta tatmin olduğu bilinmektedir. Onun tasavvuf anlayışında kendinden önce tesis edilen sünnî tasavvufun izlerini görmekteyiz. Bundan dolayı Gazzâlî’nin tasavvuf yönünü besleyen bu kaynakların önemi son derece açıktır. Bu makalede Gazzâlî öncesi dönemde sünnî tasavvufun önemli figürlerinin bilgi hakkındaki görüşlerine odaklanılmıştır. Kısaca tasavvufun ne olduğuna değindikten sonra bilgi ve marifet kavramları açıklanmıştır. En son olarak da sûfîlerin bilgi ve bilgiye erişme yolları hakkındaki düşüncelerine yer verilmiştir. Araştırma sonucunda ulaşılan düşünce ilk dönem sûfîlerin, aklı fizik alemi ve şeriatı algılama vasıtası olarak kabul ederken sezgisel bilgiyi hakikat konusunda daha güvenilir görmeleridir. Şeriat ve hakikat ayrımının söz konusu olduğu bu sistemde şeriat için akla, hakikat için ise sezgisel bilgi yolu olan keşf ve ilhama ihtiyaç vardır. Bu düşünceyi savunurken, Gazzâlî, Sühreverdî el-maktûl ve İbnü’l-Arabî gibi sufilerle karşılaştırılınca, ilk dönem sufilerin sistemli bir epistemolojiye sahip olduklarını söylemek biraz güçtür.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 28 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 20 Sayı: 2 |