The stories in the Qur’ān are conveyed in a style unique to the Qur’ān, with a divine goal and purpose. Some of the issues in the story of Qur’ān are not explained
by leaving them obscure. While interpreting the verses in which the stories are discussed, the ambiguity is eliminated as much as possible with the help of the Qur'an, the Sunnah and the words of the Companions. The commentators needed to use other sources besides the basic ones in order to fill the gaps in the narration of the stories and illuminate the obscure issues. The comentators who select as the baseline the hadīths that allow the Messenger of Allah (pbuh) to transmit information from the sons of Israel also quoted from the sources of Ahl al-Kitāb. Although the principle of non contradiction with the values of Islam is determined as the basic condition in this way of quatation, this practice caused the entrance of commentaries many false information and superstitions. When it comes to the period in which Māturīdī lived, it is seen that many commentators used this kind of information, defined by the concept of Isrāīliyyāt, as auxiliary material in understanding the stories of the Qur’ān. Māturīdī is a commentator who is known with his versatile scientific personality, and who uses narration frequently, although the method of dirayah is seen as prominent in his interpretation. Due to the power of reason in his commentary, his work Ta’wīlāt al-Qur'ān is considered among the most important dirayah
interpretations. Despite the strength of his logic, Māturīdī wrote Ta’wīlāt by benefiting from similar sources with his contemporary commentators. It is possible that he also included these superstitions in his Ta’wīlāt because of his use of similar soruces with his contemporaries. In this context, the question of whether the news based on Isrāīliyyāt is used by Māturīdī or not, remains to be answered. If he did not use Israeli sources, what kind of way he followed for the interpretation of the stories is another question that needs to be answered. Māturīdī is a scholar who influenced many commentators after him, transferred the knowledge of his time to the next generations,
and became a bridge between his time and later periods. For this reason, it is important to determine the sources on which he uses in interpretation of Quranic anectodes, in terms of clarifying the value of the knowledge he transfers to next generations.
Kur'an-ı Kerimdeki kıssalar ilahi hedef ve amaç doğrultusunda, Kur'an'a özgü bir üslup ile aktarılmıştır. Kur'an kıssalarında bazı hususlar mübhem bırakılarak açıklanmamıştır. Kıssaların konu edildiği ayetler tefsir edilirken öncelikle Kur'an, sünnet ve sahabenin kavillerine müracaat edilerek ayetlerdeki belirsizlik giderilmeye çalışılmıştır. Müfessirler kıssaların anlatımında boşlukların doldurulması ve mübhem bırakılan hususların aydınlatılması amacıyla zikrettiğimiz temel kaynaklar dışında başka kaynaklara da bakma ihtiyacı hissetmişlerdir. Resulullah'ın (sav) İsrail oğullarından bilgi aktarımına müsaade eden hadislerini temel alan müfessirler Ehl-i kitabın kaynaklarından da alıntılar yapılmışlardır. Bu şekilde alıntılanan bilgilerde İslam’ın değerleri ile çelişmeme prensibi temel şart olarak belirlenmesine rağmen bu uygulama pek çok yanlış malumat ve hurafenin tefsirlere girmesine neden olmuştur. Mâturîdî'nin yaşadığı döneme gelindiğinde ise pek çok müfessirin İsrâîliyyât kavramı ile tanımlanan bu tür bilgileri Kur'an kıssalarının anlaşılmasında yardımcı malzeme olarak kullandıkları görülmektedir. Mâturîdî çok yönlü ilmi kişiliği ile tanınan, tefsirde dirayet yönü öne çıkmakla birlikte rivayeti de sık sık kullanan bir müfessirdir. Tefsirindeki muhakeme gücünü sebebiyle onun Te’vîlâtu’l-Kur’ân'ı dirayet türü tefsirlerin en önemlileri arasında sayılmıştır. Mantık örgüsünün kuvvetine rağmen Mâturîdî de çağdaşı müfessirlerle benzer kaynaklardan istifade ederek Te’vîlât'ı yazmıştır. Onun çağdaşları ile benzer kaynakları kullanması, Te’vîlât'ta söz konusu hurafelere yer verme ihtimalini akla getirmektedir. Bu bağlamda, İsrâîliyyât temelli haberlerin Mâturîdî tarafından kullanılıp kullanılmadığı sorusu cevap beklemektedir. İsrâîlî kaynaklardan faydalanmama durumunda onun kıssaların tevili için ne tür bir yol izlediği de cevaplanması gereken bir diğer sorudur. Mâturîdî, kendinden sonraki müfessirlerin pek çoğunu etkilemiş, dönemindeki birikimi sonraki nesillere aktarmış, yaşadığı dönem ile sonrası arasında köprü olmuş bir alimdir. Bu sebeple onun Kur'an kıssalarını tevilde esas aldığı kaynakların tespiti, sonraki nesillere aktardığı bilginin değerinin belirginleşmesi açısından önemlidir.
Tefsir Maturidi Kıssa Mübhem İsrailiyyat Te’vîlâtu’l- Kur’ân
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 5 |
Danisname Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.